ABD’nin 47. Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’a ikinci kez dönmesinin ardından yaptığı açıklamalarla dünya gündeminde geniş yankılar uyandırmaya devam ediyor. Panama’dan Grönland’a, Kanada’dan İsrail’e kadar uzanan geniş bir coğrafyada, özellikle Avrupa’daki politikacılar ve bürokratlar, Trump’ın imparatorluk kurma iddialarına karşı sessiz kalmayı tercih etti. Politico’daki habere göre, Avrupa Birliği’nin (AB) başkenti Brüksel’deki Avrupa Komisyonu koridorları, Trump’ın yemin töreninde yaptığı ateşli konuşmaya tepkisiz kaldı. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Davos’taki konuşmasında Trump’tan dahi bahsetmedi.
Trump’ın Paris İklim Anlaşması’ndan ve Dünya Sağlık Örgütü’nden ABD’yi çekme kararının ardından AB cephesinde yalnızca küçük tepkiler gözlemlendi. Ancak Trump’ın dünyayı sarsan bu açıklamalarına rağmen, Avrupa liderleri ve İngiltere Başbakanı Starmer, “Ukrayna’ya destek”, “yeni gümrük vergileri” ve “NATO’nun geleceği” gibi önemli konular hakkında henüz yorum yapmaktan kaçındı.
Öngörülmesi Zor Başkan ile Kavga Başlatmak İstemiyorlar
AB Askeri Komitesi Başkanı General Robert Brieger, Avrupa Birliği ülkelerinin son günlerde tartışmaların odağı haline gelen Grönland’a asker konuşlandırmasının mantıklı olabileceğini belirtti. Brieger, “Bölgeye AB askerlerinin konuşlanması, ABD’ye güçlü bir mesaj gönderebilir” ifadelerini kullandı. Ancak von der Leyen’in sessiz kalması, “taktiksel” bir yanıt olarak değerlendirildi. Avrupa, Trump ile bir çatışma içine girmemek ve kamuoyu önünde ahlak dersi vermenin geri tepeceğini bilerek hareket ediyor.
Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’nda “Soğukkanlı olmak gerekiyor” diyerek durumu değerlendirdi. Erken seçim kararı almasına rağmen, Almanya’nın liderliğini sürdürecek olan Scholz, “Başkan Trump ve yönetiminin önümüzdeki yıllarda enerji, iklim, ticaret ve dış politika gibi birçok alanda dünyayı diken üstünde tutacağı çok açık” dedi. Ancak Scholz, Avrupa’nın “sang-froid” (kendine hakim olma) tavrının pandomimcilik olarak algılanmaması gerektiğini vurgulayarak, “Tüm bunları gereksiz heyecan ve öfke olmadan halledebiliriz ve halledeceğiz” dedi.
Bu Kez Hazırlıklı
Avrupa, Trump’ın ikinci dönemine karşı bir öncekine oranla çok daha fazla hazırlık yapmaya başladı. ABD ile ticaret savaşına girmemek için Brüksel ve Londra, izleyecekleri politikaları belirleyerek olası senaryoları göz önünde bulunduruyor. Yetkililer, Trump’ın Avrupa’ya ihracatı gümrük vergileri ile vurmadığını umarak, bu konuda ikna edici bir yaklaşım geliştirmeyi hedefliyor. Ancak Trump, yemin töreninde gümrük vergilerine yönelik sert eleştirilerde bulundu ve Avrupa’ya şikayet edebileceği bir açık kapı bırakmadı.
Trump, “önce Amerika” dediği ticaret politikasının ana hatlarını çizen kararında, dünya üzerindeki gümrük fiyatlandırmalarının araştırılması talimatını verdi. İlk döneminde yaptığı ticaret anlaşmalarını gözden geçiren Trump, ortaklıklardaki ticari dengesizlikler ve döviz manipülasyonları gibi konuları da ele alacağını belirtti. Yemin töreninin ardından, AB ile ticaret savaşından kaçınmak için “Hızlı bir şekilde yapabilecekleri tek şey petrol ve gazımızı satın almak” önerisinde bulundu. Avrupa Komisyonu Enerji Sözcüsü Anna-Kaisa Itkonen, bu teklifi ciddiye aldıklarını ve Beyaz Saray yetkilileriyle doğrudan temasa geçeceğini açıkladı.
Ukrayna ve NATO
Ukrayna’ya destek konusunda ise, İngiltere’nin yeni Başbakanı Keir Starmer’ın da aralarında bulunduğu Avrupa liderleri, Trump ile gelecekteki düzenlemeleri müzakere etmeye hazır olduklarını göstermek için planlar üzerinde çalışıyorlar. Politico, bu durumun iki temel nedenini “İhtiyaç duyduklarında Trump’a güvenilir işbirlikçileri olduklarını göstermek” ve “sadece beleşçi olmadıklarını kanıtlamak” olarak değerlendirdi.
Üst düzey bir Batılı yetkili, “Trump, değerlere dayalı bir siyasetçi olmaktan ziyade çıkarlara dayalı bir siyasetçi. Dolayısıyla onun çıkarlarına hitap etmek zorundasınız” yorumunda bulundu. Ayrıca, Trump’ın gururunu incitmekten kaçınmanın yanı sıra, Ukrayna konusunda kötü bir anlaşma yapmanın, Başkan’ın hoşuna gitmeyecek bir durum olabileceği ifade edildi.
Trump, ilk döneminde ABD’yi NATO’dan çıkarabileceğini söyleyerek müttefiklerini endişelendirmişti. İkinci döneminin başında, NATO üyelerinin savunma harcamalarını yüzde 2’lik mevcut seviyeden yüzde 5’e çıkarmayı önerdi. Estonya ve Fransa, bu öneriyi desteklerken, bir AB yetkilisi, “Bu durum, AB’nin savunma konusunda daha fazlasını yapmamız gerektiği yeni bir şey değil. Ancak, Beyaz Saray’da kimin oturduğundan çok Putin ve Rusya’nın tehdidiyle doğrudan alakalı” şeklinde değerlendirmelerde bulundu.