İklim Değişikliği ve Hava Durumu Üzerine Etkileri
İklim değişikliği, dünya genelinde hava koşullarını etkileyen en önemli faktörlerden biri haline gelmiştir. Kış aylarının gelmesiyle birlikte, beklenen kar yağışlarının ve soğuk günlerin yerini ılık hava dalgalarının alması, bu değişimin bir yansıması olarak değerlendirilmektedir. Özellikle bu kış, hava koşulları pek de beklenen gibi olmadı. Şubat ayına sayılı günler kala hâlâ İstanbul başta olmak üzere ülkemizin birçok yerinde kar yok. Kar yağışının olmamasıyla birlikte Türkiye genelinde sıcaklıklar, mevsim normallerinin üzerinde seyretmektedir.
BUGÜNDEN İTİBAREN AFRİKAMSI ILIK HAVA DALGASININ ETKİSİNE GİRİYORUZ!
Özellikle yurdun batı kesimlerinde yazdan kalma günler yaşanmaktadır. Yeni haftada da yağış beklenmiyor. Yurdun genelinde bugünden itibaren Afrikamsı ılık hava dalgasının etkisi hissedilmeye başlanacak. Bu sıcak hava dalgası, özellikle iç ve batı kesimlerde kendini gösterecektir.
Peki, neden hava bir anda bu kadar ısınmaya başladı?
İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Meteoroloji Uzmanı Dr. Güven Özdemir, “Hazar Denizi üzerinde etkili olan yüksek basınç, Kuzeybatı Afrika’dan gelen yeni bir yüksek basınç sistemiyle güçleniyor. Bu durum, bugünden itibaren güneyli rüzgârların da etkisiyle hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde, ılık olmasını sağlıyor” açıklamasında bulundu. Bu haftanın yağışsız ve bahar tadında geçeceğini vurgulayan Dr. Özdemir, “Ancak, bu havanın insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratma ihtimali göz önünde bulundurulmalı. Bu nedenle, özellikle sabah ve akşam saatlerinde maske takılmasını öneriyorum. Dikkatli olunmalı!” ifadelerini kullandı.
SICAKLIK 20 DERECEYE KADAR ÇIKACAK
Küresel hava sıcaklığının da normalin üzerinde seyrettiğine dikkat çeken Dr. Güven Özdemir, “Pazar gününe kadar yüksek basıncın olumsuz etkilerini hissedeceğiz. Hava sıcaklıklarının tüm yurtta artması bekleniyor. Batı bölgelerinden başlayarak İstanbul başta olmak üzere:
- Marmara’da 6-16 derece,
- Ege’de 9-18 derece,
- Karadeniz’de 7-18 derece,
- İç Anadolu’da 2-14 derece,
- Doğu Anadolu’da -13-1 derece,
- Akdeniz’de 4-20 derece ve
- Güneydoğu Anadolu’da -4-15 derece olarak ölçüleceği öngörülüyor.
Rakımı yüksek yerlerde sıcaklıklar daha düşük olabilir” şeklinde konuştu.
‘ŞUBAT AYININ İLK 10 GÜNÜ YAĞIŞ GÖZÜKMÜYOR’
Şubat ayına sayılı günler kala bu derecelerin oldukça endişe verici olduğunu belirten Dr. Güven Özdemir, “Artık tehlike çanları çalmaya başladı. Bu mevsimde 16-20 derece aralığını görmek kaygı verici. Üstelik Şubat ayının ilk 10 günü için yağış ihtimali zayıf görünüyor. 13 Şubat’tan sonra mevsim normallerine döneceği ihtimalinden söz edebiliriz” dedi.
‘İSTANBUL’DA YAPRAK KIPIRDATACAK KADAR RÜZGÂR OLMAMASI TEHLİKENİN BOYUTUNU GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR’
Yüksek basıncın etkisiyle yeni haftanın genelinde hava kalitesi de kirli geçecek. Bu koşullar, hava kalitesinin düşmesine yol açarken, bazı bölgelerde sis ve pus olaylarının artmasına neden olmaktadır. Bu durumun tehlikelerine değinen Uluslararası Hava Kirliliği Önleme ve Çevre Koruma Birliği Başkanı Prof. Dr. Selahattin İncecik, “Burada önemli olan, yüksek sıcaklığın oluşmasına neden olan basınç artışı. Şu anda İstanbul da dahil olmak üzere Türkiye’nin tamamında atmosfer basıncı olması gerekenin çok üzerinde” dedi ve ekledi: “Basınç, aslında havanın ağırlığıdır. Bu basınç arttığında, en önemli etkilerden biri rüzgârın azalması veya neredeyse sıfıra yaklaşmasıdır. Rüzgârın yokluğu, basıncın artışı nedeniyle hava kirliliğinin dağılmasını engelleyen en önemli faktördür. Öyle ki İstanbul’da neredeyse yaprak kıpırdatacak kadar rüzgâr yok. Rüzgâr olmadığında da çevreye yayılan emisyonlar ve partiküller artmakta. Bu durum da insanları olumsuz yönde etkilemektedir.”
‘YAĞMUR YA DA KAR YAĞMASI HAVA KALİTESİNİ DÜZENLER AMA…’
Yağmur ve kar yağışının hava kalitesini düzeltebileceğinin altını çizen Prof. Dr. İncecik, “Beklenen yağışlar bir yaşansa, havada asılı kalan bütün partiküller aşağı inecek. Bu adeta doğal bir temizlik sağlar. Bu doğal mekanizmanın çalışması lazım ama ne yazık ki yağış konusunda büyük sorunlarımız var. Ne aralık ayında ne de ocak ayında beklenen yağışlar görülmedi. Çok sıkıntılı bir dönemden geçiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘İSTANBUL’DA PM RAKAMLARI DSÖ’NÜN ÖNERDİĞİ ORANLARIN ÇOK ÜZERİNDE’
Selahattin İncecik, “İstanbul’da şu anda en belirgin kirlilik konsantrasyonları partiküler madde (PM) olarak karşımıza çıkıyor. PM’nin iki türü mevcut. Birincisi PM 10 yani çapı 10 mikron ve daha küçük partiküller, diğeri ise PM 2,5 yani çapı 2,5 mikron ve daha küçük partiküller” dedi ve şu önemli bilgilerin altını çizdi:
- Kirlilik seviyelerinin belirlenmesi için iki kriter bulunmaktadır. Bir tanesi Avrupa Birliği’nin belirlediği kriterlerdir. Burada PM 10 için hem yıllık hem de 24 saatlik ortalama söz konusudur. PM 10 için 24 saatlik ortalama 50 mikrogram bölü metreküp olarak belirlenmiştir.
- İkinci kriter ise Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) getirdiği kılavuz değerlerdir. Bu değerler bir standart olarak kabul edilmese de tavsiye niteliğindedir ve insan sağlığını hedeflediği için çok önemlidir. DSÖ’nün PM rakamları, AB’nin kriterlerine göre daha düşük olmakla birlikte dikkate alındığında insan sağlığını ve çevreyi daha fazla korumaktadır.
- İstanbul’da ise çok ciddi bir PM 10 kirliliği yaşanmaktadır. DSÖ’nün değerlerini geçmekle kalmayıp, resmi olarak uymamız gereken hava kalitesi standartlarına göre PM 10 değerlerinin yılda 35 kezden fazla aşılmaması gerekmektedir. Ancak ülkemizde ve özellikle İstanbul’da PM değerleri yıllık aşılma standardının çok üzerinde seyretmektedir. Yılın en az üçte birinde standartlar aşılmaktadır.
Fotoğraflar: iStock