Süper Lig’de Fenerbahçe – Göztepe Maçı
Süper Lig’in 21’inci haftasında Fenerbahçe, Göztepe ile karşı karşıya geldi. Ülker Stadyumu’nda saat 19:00’da başlayan mücadelede, hakem Atilla Karaoğlan düdük çaldı. Karaoğlan’ın yardımcılıklarını Hakan Yemişken ve Serkan Çimen üstlendi.
Fenerbahçe’den Kâbus Gibi İlk Yarı
Maç, orta alan mücadelesi şeklinde başladı. Göztepe, 15’inci dakikada Tjanic ile bulduğu net gol pozisyonunu değerlendiremedi. Kale önünde topla buluşan Tjanic, yakın mesafeden yaptığı vuruşta topu üstten auta gönderdi. 25’inci dakikada Göztepe öne geçti. Ceza sahası yayındaki Romulo’nun kafayla indirdiği topla penaltı noktasında buluşan Juan, meşin yuvarlağı kaleci İrfan Can’ın solundan ağlara gönderdi: 0-1.
Fenerbahçe, 45+7’nci dakikada gole yaklaştı. Dzeko’nun derin pasında savunma arkasına sarkan En-Nesyri’nin ceza sahası sağ çaprazından şutunda kaleci Lis gole izin vermedi. İlk yarı, konuk ekibin 1-0’lık üstünlüğüyle sona erdi.
9 Dakikada 3 Gol, Galibiyeti Getirdi
Fenerbahçe, ikinci yarıya hızlı bir başlangıç yaptı. 46’ncı dakikada Maximin’in ceza sahasına gönderdiği top savunmadan sekerek arka direkteki En-Nesyri’nin önünde kaldı. Bu oyuncunun sert vuruşunda top ağlara gitti: 1-1. 53’üncü dakikada Fenerbahçe öne geçti. Kostic’in sol taraftan kullandığı kornerde ceza sahasındaki En Nesyri, iyi yükselerek kafayı vurdu. Kaleci Lis’in çelmek istediği top sağ üst köşeden ağlarla buluştu: 2-1. 55’inci dakikada Fenerbahçe, 3’üncü golü buldu. Merkezdeki Fred, pasını sağ taraftaki Oğuz Aydın’a aktardı. Oğuz Aydın’ın ceza sahası dışı sağ çaprazdan direkt olarak kaleye gönderdiği top fileleri havalandırdı: 3-1.
Göztepe, 82’nci dakikada farkı 1’e indirdi. Sol taraftan kullanılan serbest vuruşta savunmadan seken topla buluşan Romulo, kale önüne çevirdi. Miroshi, yakın mesafeden yaptığı kafa vuruşuyla golü buldu: 3-2. Mücadelede başka gol sesi çıkmadı ve Fenerbahçe, 3-2’lik skorla galip geldi.
Hürriyet Yazarlarından Fenerbahçe Değerlendirmesi
Fenerbahçe’nin Kadıköy’de Göztepe’yi 3-2 yendiği mücadeleyi Hürriyet yazarları Uğur Meleke ile Engin Kehale köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar:
Uğur Meleke – Mourinho’dan Bir Tür Çamaşır Sepeti Müdahalesi
Dün saat 19:50 sularında Bein Sports’taki devre arası yayınımızda Jose Mourinho’ya ciddi eleştirilerde bulundum. Sebebi de şuydu: Geçtiğimiz hafta Adana Demir karşısında dördüncü sarı kartı görerek sezonun en kritik maçlarından birinde, Göztepe önünde cezalı duruma düşmemeliydi. Çünkü takımının kenarda bir teknik direktöre esas bu tip maçlarda ihtiyacı var. Benzer bir durum bu sezon Avrupa Ligi’nde de yaşandı. Manchester United maçında tam Fenerbahçe için işler iyi gitmeye başlamışken 57’de atılmıştı Portekizli Hoca. Ve ardından da Hollanda’da AZ Alkmaar maçında yine kenarda yoktu. Fenerbahçe, Hollanda deplasmanından 1 puan dahi çıkarsa şu anda bambaşka olacaktı tablo sarı-lacivertliler için.
Dün Fenerbahçe, Göztepe önünde çok kötü bir ilk yarı performansı sergileyince ben de hocanın kenarda olmamasını eleştirdim devre arasında. Gerçekten de ilk devrede belki de sezonun en kötü Fenerbahçe’si vardı sahada: 45 dakika boyunca tek bir pozisyona girebildiler. Rakip ceza alanında sadece 4 kez topla buluşabildiler. Hatta üçüncü bölgede isabetli pas sayıları dahi 22’de kaldı. Göztepe’nin birkaç net pozisyonu vardı, ev sahibi ekip içeriye 1 farklı mağlup girdiği için belki de şanslıydı.
Chelsea-Bayern’i Hatırlattı
Ancak dün Kadıköy’de saat 19:50 sularında Fenerbahçe soyunma odasında bir şeyler oldu ve tablo 180 derece değişti. Mourinho’nun kariyerinde bu tarz radikal devre arası müdahalelerine alışığız; hatta cezalı olduğu maçlarda bile çamaşır sepetine saklanıp soyunma odasına girdiğini oyuncuları defalarca anlattılar röportajlarında. Geçmişte Chelsea-Bayern Münih ve Porto-Boavista maçlarında en az iki kez çamaşır sepeti taktiğini kullandığını biliyoruz Mourinho’nun.
Portekizli Hoca dün devre arasında takımına nasıl müdahale etti bilmiyorum elbette. Muhtemelen bu kez çamaşır sepeti metodunu kullanmamıştır; bu çağda bir video konferans da pekala iş görmüş olabilir. Ancak devre arası yaptığı hamlelerle, takımını 4-3-3’e döndürerek, sol beke Kostic hamlesiyle çok kritik ve zor bir maçı kazanmayı bildi Mourinho.
Engin Kehale – Bu Galibiyet Fenerbahçe’ye Bambaşka Bir Hava Katacak
Maç önü planıyla ilgili eleştirilecek her şey, devre arası hamleleriyle umuda dönüştü. İlk yarının son düdüğü çaldığında karamsar bir tablo ortaya çıkmıştı; Fenerbahçe’nin sezon başından beri süregelen sorunlarının bir yansıması gibiydi. İkinci devrenin başlangıcında gördüğümüz 10 dakikalık sarı-lacivertli takım, Jose Mourinho döneminin en büyük reaksiyonunu verdi ve şampiyonluk yarışına sımsıkı tutundu.
Portekizli, stoperlerinin oyun kuramamasından şikayetçiydi. Kurt hoca Stanimin Stoilov, tam da bunun üzerine bir sistem kurup defans hattının istediği gibi pas yapmasına izin verdi ilk yarıda. Merkezi kapattı, ikili mücadelelerde her zamanki gibi sert ve temaslı kaldı. Fenerbahçe’yi sindirdi. İzmir ekibi, ilk yarının 51. dakikasındaki hücuma kadar rakibine isabetli şut şansı vermedi, ceza sahasında sadece iki kez topla buluşturdu ve skoru da almayı başardı.
İlk Yarı Topla Çok Oynadı Ama İşe Yaramadı
Yüzde 70’e yakın topla oynama, sanki hiçbir işe yaramamış gibiydi Fenerbahçe adına çünkü bu oyunun büyük kısmı kendi ceza sahasına yakın bölümde oynandı. Rakibinin çektiği şahı gören Mourinho, mat olmaya yaklaşmışken karşı hamlesini yaptı. Saint-Maximin’i sahaya atıp Szymanski’yi ön tarafa aldı ve 4’lü savunmaya döndü.
Rakibini Ringin Köşesine Sıkıştıran Boksör Gibi
Göztepe, rakibinin yeni sistemine uyum sağlamaya çalışırken, Saint-Maximin’in getirdiği topta gelen En-Nesyri golü, sarı-lacivertlilerin enerjisini bir anda yukarıya çekti. Kadıköy’de rakibini ringin köşesine sıkıştıran ev sahibi, üst üste yumruklarla Stoilov’un öğrencilerini etkisiz hale getirdi. Deplasman ekibi, 10 dakikalık bu kaostan kurtulduğunda, skor tabelasında 3-1’lik Fenerbahçe üstünlüğü vardı.
Maç önü planıyla ilgili eleştirilebilecek her şey, devre arası değişiklikleri ve ikinci yarıdaki geri dönüş ile hayal kırıklığından umuda dönüştü. Taktik ve teknik konuşulabilir, ancak zihinsel olarak Jose Mourinho ve öğrencilerinin Göztepe karşısındaki performansı, camiaya bambaşka bir hava katacak. Orası kesin.