ABONE OL
Mardin Eski Kent, hem coğrafi hem de tarihi dokusu ile büyüleyici bir etki yaratan bir bölgedir. Üst üste sıralanmış taş mimarisi ile inşa edilmiş birçok yapının bulunduğu bu eşsiz yerlerden biri, ziyaretçilerini kendine hayran bırakmaktadır.
Deyrülzefaran Manastırı, Mardin şehir merkezinden sadece beş kilometre uzaklıkta yer alır. Günümüzde hala Süryanilerin aktif olarak kullandığı bu manastır, Süryani kültürünü temsil eden en eski yapılar arasında yer almaktadır. Giriş kısmında patrik heykelleri ve bazı patrik mezarları bulunmaktadır. Rivayete göre, manastırın inşasında, bölgede açan safran çiçeklerinin renginin harca katılması sebebiyle “Dayrulzaferan” ismi verilmiştir. Tavan kısmında herhangi bir harç maddesi kullanılmadan, taşlar geometrik şekillerde dizildiği için büyük bir ilgi çekmektedir.
Zinciriye Medresesi, Mardin şehir merkezinde yer almakta olup, Artuklu Sultanı tarafından 1385 yılında inşa edilmiştir. Mardin Ovası’na hakim bir konumda bulunan bu medrese, iki katlı yapısıyla dikkat çekmektedir. Medresede camii, türbe ve bir avlu bulunmaktadır. Dilimli kubbesi, uzak mesafelerden dahi dikkatleri üzerine çeken bir özelliktir. Tarihi dokusu ve taş işçilikleriyle göz kamaştıran bir yerdir.
Meryem Ana Kilisesi ve Patrikhane, Mardin’e yapılan ziyaretlerde mutlaka görülmesi gereken inanç merkezlerinden biridir. Süryanilerin Katolik cemaatleri için büyük bir öneme sahip olan bu yapı, farklı zamanlarda inşa edilmiştir. Kilise, 1986 yılında Antakya Patriği tarafından yaptırılmış, patrikhane ise 1895 yılında inşa edilmiştir. 1995 yılında restore edilen bu yapı, günümüzde müze olarak ziyaretçilere kapılarını açmaktadır.
Surur Han, Osmanlılar tarafından 17. ve 18. yüzyıllar arasında inşa edilmiştir. Mardin’in tarihi yapıları arasında, turistlerin sıkça ziyaret ettiği yerlerden biridir. Dikdörtgen yapıda olan iki katlı han, restorasyon sonrası hediyelik eşya dükkanları, kafe ve restoran ile hizmet vermektedir. Otantik atmosferinde keyifli vakit geçirebilecek bir mekan olarak öne çıkmaktadır.
Sabancı Mardin Kent Müzesi, Mardin şehir merkezinde yer alan ve bir dönem vergi dairesi binası ve Süvari Kışlası olarak kullanılan yapı, 2007 yılında Sabancı Vakfı tarafından restore edilmiştir. 2009 yılında müze olarak hizmete açılan bu bina, iki kattan oluşmaktadır. Ebru, fotoğraf ve resim gibi eserlerin yanı sıra, Mardin iline ait geçmişe dair eşyalar, kitaplar ve yaşam alanları da sergilenmektedir.
Dara Antik Kenti, diğer adıyla Dara Mezopotamya Harabeleri, Mardin merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta bulunmaktadır. Mezopotamya’nın en önemli yerleşim bölgelerinden biri olarak bilinir ve “Mezopotamya’nın Efes’i” olarak adlandırılmaktadır. 505 yılında İmparator Anastasius tarafından doğunun sınır bölgesini savunmak amacıyla askeri üs olarak inşa edilmiştir. Kentin çevresi 4 kilometre uzunluğunda surlarla çevrilmiştir ve içinde zindan kalıntıları, su sarnıcı, tophane, kilise, çarşı, kale ve saray gibi yapılar bulunmaktadır. Kentin yalnızca yüzde otuzu gün yüzüne çıkmışken, yüzde yetmişi toprak altındadır.
Mardin Kalesi, Mardin’e yapılan ziyaretlerde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. “Kartal Yuvası” olarak da bilinen bu kale, 1600 yıllık bir tarihe sahiptir. Mardin Kalesi’nin inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, Hamdaniler tarafından 10. yüzyılda yeniden inşa edildiği düşünülmektedir. Şehre hakim bir konumda inşa edilmiş olan kale, doğal kayalar üzerine oturtulmuş yapısı ve eşsiz manzarasıyla dikkat çekmektedir. Sümerler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar gibi birçok tarihi döneme tanıklık etmiştir.
Mor Benham Kilisesi, diğer adıyla Kırklar Kilisesi, 6. yüzyıla kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. Mor Benham ve kız kardeşi Saro adına inşa edilmiştir ve günümüzde Ortodokslar için ibadethane olarak kullanılmaktadır. 1293 yılından beri Süryanilerin dini merkezi olarak hizmet vermektedir. 1799’da okul olarak da kullanılmaya başlanmış, bu eğitim 1928 yılına kadar sürmüştür. Üç ana giriş kapısına, çan kulesine ve bir avluya sahiptir. Mardin’de mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisidir.
Kasımiye Medresesi, Mardin’deki en büyük tarihi yapılardan biridir ve şehir merkezinde yer almaktadır. Medresenin inşasına Artuklular 12. yüzyılda başlamış, Akkoyunlular tarafından 15. yüzyılda tamamlanmıştır. Tıp eğitimi için kullanılmış olan bu yapı, iç ve dış mimarisiyle dikkat çekmektedir. Mardin’in en önemli tarihi yapıları arasında yer almakta olup, 800 yıldan daha uzun bir geçmişe sahiptir.
Mardin Ulu Camii, Mardin’in önemli simgelerinden biridir ve şehrin en eski camisi olarak bilinir. Artuklu dönemine ait olan bu cami, 1176 yılında inşa edilmiştir ve tarihi mimarisi ile ziyaretçi akınına uğramaktadır.
Mardin Müzesi, 1895 yılında Antakya Patriği tarafından Süryanilerin Katolik cemaatleri için yaptırılan bir patrikhane olarak inşa edilmiştir. Uzun bir süre karakol, sağlık ocağı ve askeri üs olarak kullanılmış olan bu bina, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.
Mor Gabriel Manastırı, Mardin şehrinin Midyat ilçesine 23 kilometre uzaklıkta yer alır ve Süryanilerin Kadim cemaatleri için büyük bir öneme sahiptir. 397 yılında Mor Şemun tarafından yaptırılmıştır ve mimarisinin güzelliği ile dikkat çekmektedir.
Mardin Evleri, Mardin şehrine yapılan ziyaretlerde görülmeden ayrılmaması gereken yerlerdendir. Sarı kalker taşları ile inşa edilmiş bu evler, yazın serin, kışın ise sıcak tutan özellikleriyle dikkat çekmektedir. Yabancı ve yerli birçok turistin ilgisini çeken bu yapılar, Mardin’in eşsiz atmosferini yansıtmaktadır.
Revaklı Çarşı, alışveriş yapacak yerler arasında yer alan eski yapılardan biridir. Mardin’de el yapımı eşyaların satıldığı güzel bir çarşı olan Revaklı Çarşı, hem alışveriş hem de yerel kültürü deneyimlemek için harika bir yerdir.
Şehidiye Camii, kendisi ile aynı isimdeki medresesiyle birlikte tüm ovaya hakim olan manzarası ve göz alıcı güzelliği ile görülmesi gereken yerlerden biridir. Bu cami, Mardin’in tarihi dokusunu yansıtan önemli bir yapı olarak dikkat çekmektedir.
Midyat Mağaraları, Mardin şehrinde bulunan Savur Kıllıt, Kefilmardin, Hapisnas, Midyat Şenköy Kefilmelep, Linveyri Şifa, Tınat ve Kefilsannur isimli birçok mağara bulunmaktadır. Yer altının güzelliklerinin gün yüzüne çıkmış hali ile mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerdir.
Midyat Eski Kent, Midyat ilçesinde yer alan bu bölge, birçok eski medeniyetin izlerini barındırmaktadır. Taş evlerin mimari olarak en güzel örneklerini barındıran dar ve taştan sokaklarda, zamanda yolculuk yapıyormuş hissi yaşamak mümkündür.
Beyazsu, Nusaybin ve Midyat ilçeleri arasında yer alan bir yerdir. Midyat’ın güney kısmındaki tepelerden gelen kar sularının oluşturduğu bir dere ile meydana gelen Beyazsu, doğa ile iç içe bir güzellik sunmaktadır ve ziyaret edilmesi gereken yerler arasındadır.
Firdevs Köşkü, Mardin mimarisinin en özel ve en güzel örneklerinden biridir. 1300’lü yıllarda Artuklular tarafından inşa edilmiştir ve o zamandan bu güne kadar taşınan en güzel tarihi yerlerden biri olma özelliğini taşımaktadır.