Chris Lopez’in Hikayesi
Chris Lopez, 30 yaşında, sağlıklı yaşamı ve beslenme alışkanlıklarıyla dikkat çeken bir gençti. ABD’nin Texas eyaletinin Dallas şehrinde bir mutfak sanatları okulunda eğitim alıyordu. Düzenli spor yapıyor ve sağlıklı gıdalar tüketiyordu. Ancak, diplomasını alıp hayatını düzene koyma hayalleri, beklenmedik bir sağlık sorunu ile sarsıldı.
Lopez, yaşadığı sıkıntıları şöyle anlattı: “Yaklaşık bir ay boyunca dayanılmaz bir karın ağrısı çekiyordum. ‘Belki sushi’dendir ya da iyi pişmemiş balık yemişimdir’ diye düşündüm.” Ancak, gıda zehirlenmesinin bu kadar uzun sürmesi mümkün değildi. Dışkısında kan olduğunu fark etmesi ve hızla kilo kaybetmesi, durumunun ciddiyetini gözler önüne seriyordu. “Yaz başında 80 kiloydum, yaz sonunda ise 68 kiloya düştüm. İskeletim çıkmış gibiydi,” diye ekledi.
Nihayetinde doktora giden Lopez, yapılan kolonoskopi sonucunda kalın bağırsağında “greyfurt büyüklüğünde” bir tümör bulunduğunu öğrendi. Tarama sonuçlarını gördüğünde, genç, sağlıklı ve dinç bir birey olarak kolon kanseri olmanın şokunu yaşadı.
Gençlerde Kolon Kanseri Artışı
Lopez’in hikayesi, giderek yaygınlaşan bir durumu gözler önüne seriyor. 20’li, 30’lu ve 40’lı yaşlardaki atletik bireyler arasında kolon kanseri oranları artarken, hayatta kalma oranları da hızla düşüyor. Chris Rodriguez de bu duruma örnek teşkil eden diğer bir birey. 37 yaşında olan Rodriguez, düzenli olarak CrossFit antrenmanları yapıyor ve sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olmasına rağmen, 35 yaşında üçüncü evre rektal kanser teşhisi aldı. Rodriguez, “İnsan ‘Ben daha ne yapabilirim?’ diye düşünüyor. Bu teşhisler gerçekten talihsiz. Semptomlar karşısında dikkatli olmak dışında yapabileceğiniz çok fazla şey yok,” dedi.
Beslenmenin Rolü ve Diğer Faktörler
Gençlerdeki kolon kanseri artışının nedenleri arasında beslenme ve aşırı kilo öne çıkıyor. Ancak, doktorlar bu durumu sadece genetik veya yaşam tarzı ile sınırlı tutmanın yanıltıcı olduğunu belirtiyor. “Sindirim sistemimize etki eden başka faktörler de mevcut, fakat bunları tespit etmek zor,” diyor uzmanlar. Kirlilik, mikroplastikler ve yapay ışık gibi çağın gerçekleri üzerine yapılan araştırmalar da önemli bulgular sunuyor.
Son dönemlerde yapılan çalışmalar, gençlerdeki kolon kanseri vakalarının neden artış gösterdiğine dair daha net sonuçlar elde edilmesine olanak tanıyor. Uzmanlar, bu hastalığı önlemek ve tedavi etmek için daha iyi yöntemler geliştirmenin eşiğinde olduğumuzu ifade ediyor.
1960’lı Yılların Etkisi
Bu trendin anlaşılabilmesi için 1960’lı yıllara geri dönmek gerekiyor. Araştırmalar, 1960 sonrasında doğan herkesin kolon kanseri riskinin önceki nesillerden daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Bu fenomen, bilimsel çevrelerde “doğum kohortu etkisi” olarak biliniyor. Kolon kanseri araştırmacısı Dr. Marios Giannakis, “Gözlemlediğimiz artış sadece genetik farklılıklarla açıklanamaz,” dedi. ABD Ulusal Kanser Enstitüsü’ne göre, ülkede 1990’ların başından itibaren her yıl kolon kanseri oranlarında %3’lük bir artış yaşanıyor.
American Cancer Society’nin yakın zamanda düzenlediği brifingde Dr. William Dahut, “Genlerde bir değişim olmadığı için kanserlerin çevresel etkilerle bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Ancak tam olarak ne yaşandığını görmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var,” dedi. ABD’deki büyük kanser klinikleri, bu trendi incelemek amacıyla yeni birimler oluşturuyor. Örneğin, New York’taki Memorial Sloan Kettering’de 2018 yılında genç hastalara yönelik özel bir klinik kuruldu. Boston’daki Dana Farber kliniği, Massachusetts General Hastanesi ve MD Anderson Kanser Merkezi gibi yerlerde de benzer programlar devreye alındı.
Kolon kanserinin daha erken teşhis ve tedavi edilebilmesi için Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri, 2021 yılında tavsiye edilen yaş sınırını 50’den 45’e düşürdü. Bu durum, yalnızca ABD’ye özgü değil; özellikle gelir düzeyi yüksek ülkelerde de benzer bir trend gözlemleniyor. Gençlerde kolon kanseri artışının dikkat çektiği 27 ülke arasında Türkiye de bulunuyor.
Beslenmenin Önemi
Beslenmenin bu artıştaki rolü yadsınamaz. 100 yıl önceki atalarımıza kıyasla çok daha sağlıksız bir şekilde beslendiğimiz kesin. Özellikle lif açısından zengin gıdaların eksikliği, kolon kanseri riskini artıran önemli bir faktör olarak öne çıkıyor. “İşlenmiş gıda tüketimindeki artış, sağlıklı besinlerin yerini alıyor,” diyor uzmanlar. Dr. David Katz, “Yüksek kalorili işlenmiş gıdalar, sağlıklı besinlerin yüzdesini azaltıyor,” şeklinde belirtiyor.
Önemli Faktörler
Günümüzde kolon kanseri vakalarında artışa neden olan beş önemli faktör şunlardır:
- Uyku Döngüsü: Biyolojik saatimizin bağırsak sağlığı üzerindeki etkisi çok büyük. Uyku düzeninin bozulması, kolon kanseri riskini artırabiliyor.
- Havadaki ve Sudaki Mikroplastikler: Mikroplastiklerin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri giderek daha fazla araştırılıyor. Bu maddeler, iltihaplanma ve kanser riskini artırabiliyor.
- Ebeveynlerin Maruziyeti: Genetik faktörlerin yanı sıra, ebeveynlerin yaşam tarzı ve maruziyetleri de gençlerde kolon kanseri riskini etkileyebilir.
- Antibiyotik Kullanımı: Antibiyotiklerin bağırsak mikrobiyomunu olumsuz etkilediği biliniyor. Bu durum, kolon kanseri riskini artırıyor.
- Sezaryen Doğumlar: Sezaryen ile doğan bebeklerin, doğal doğum ile dünyaya gelenlere göre kolon kanseri riskinin daha yüksek olduğu gözlemleniyor.
Gelecek Beklentileri
2024 yılında yapılan uluslararası bir çalışmada, araştırmacılar bağırsaklardaki 1,6 milyon hücreyi haritalandırarak bir “bağırsak atlası” oluşturmayı hedefliyor. Cedars-Sinai Tıp Merkezi’nden Ivan Vujkovic-Cvijin, “Tek bir araştırmanın tüm biyolojik iç görüleri ortaya koyması nadirdir. Bu sayede hastalık sırasında doku fonksiyonunun hangi unsurlarının bozulduğunu tanımlayabiliriz,” diyerek umut verici bir tablo çizdi.
Riskleri Azaltmanın Yolları
Kolon kanseri riskini azaltmak için bazı önlemler alınabilir. Dr. Cassandra Fritz, “Kontrol edilebilir faktörlere odaklanalım,” diyor. Tütün ürünlerinden uzak durmak, düzenli egzersiz yapmak ve aşırı işlenmiş gıda ile şekerli içecekleri sınırlamak önemli adımlardır. Ayrıca, besinleri mikrodalga fırında ısıtırken plastik yerine cam veya seramik kaplar kullanmak öneriliyor.
Özellikle gençlerde kolon kanseri belirtilerini bilmek ve uyanık olmak da kritik. Kolon kanseri teşhisinden 18 ay önce ortaya çıkan belirtiler arasında:
- Haftalar süren anormal ishal
- Kalıcı karın ağrısı
- Kanlı dışkılama (kırmızı, fuşya ya da siyah)
- Demir eksikliği anemisi (kan testiyle tespit ediliyor)
Uzmanlar, bu semptomları göz ardı etmemek gerektiğini vurguluyor. Dr. Lenz, “Eğer kolon kanseri ile ilişkilendirilebilecek semptomlarınız varsa mutlaka test yaptırın,” diyerek erken teşhisin önemine dikkat çekiyor. Erken teşhis edildiğinde kolon kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çiziyor.