1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Onur Üresin: MasterChef Türkiye Şampiyonu ile Röportaj

Onur Üresin: MasterChef Türkiye Şampiyonu ile Röportaj

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Onur Üresin ile MasterChef Türkiye’nin Şampiyonu Olmasının Ardından

Onur Üresin ile MasterChef Türkiye'nin Şampiyonu Olmasının Ardından

Finalden bir gün sonra buluşuyoruz. ‘MasterChef Türkiye’de (TV8) Kerem Bilginer ile finale çıktın ve kupayı sen kazandın. Kendini “Neysem oyum, oynamayan biriyim” diye tanımlıyorsun… Tam da öyle, ekrandaki gibi, çok heyecanlı ve konuşkansın. İyi bir şef olmanın yanı sıra ekrana da yakışan bir duruşun ve fiziğin var. Mutfakta olmak ve yemek yapmanın dışında bir diğer tutkun da spor. İleride oyunculuğa da yeşil ışık yakıyorsun. Başlıyoruz sohbete…

Tebrikler. ‘MasterChef Türkiye’de kazanan sen oldun. Ne hissediyorsun?

Teşekkürler. Herkesin bildiği gibi, ben heyecanlı bir karakterim. Final gününde kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Yarışmanın öncesinde kurduğum hayallerin gerçekleşeceğini hissettim. Kupayı kaldırdığımda tüm manifest’lediklerim gerçekleşti. Çok mutlu ve gururluyum.

Birinciliği bekliyor muydun?

Başvuru sonrası beni aradılar ve çeşitli sorular yöneltildi. Meğerse o sorular herkes için geçerliymiş. Ama ben kabul edildiğim için Londra’dan Türkiye’ye geldim. O gün evimin girişine iki kâğıda notlar yazdım.

Neler yazıyordu o notlarda?

“MasterChef Türkiye şampiyonu Onur Üresin, ceketimi aldım, dokunulmazlık aldım, rekorlar kırdım” gibi şeyler yazmışım, bir de kupayı çizmişim. Tüm hayallerim gerçekleşti.

Böyle şeylere inanıyor musun?

Kesinlikle. Eğer kalpten inanır ve bunu yazıyla desteklerseniz, gerçekleşeceğine inanıyorum.

Londra’da yaşarken yarışmaya katılmaya nasıl karar verdin?

‘MasterChef Türkiye’ çok büyük bir platform. Özellikle bizim mesleğimizde kariyer açısından kendini geliştirmek isteyen her şefin buraya gelmesi gerekiyor. Bana da ailem vesile oldu. “Bu fırsatı değerlendir, hem Türkiye’ye gel, hem de yeteneklerini ‘MasterChef’te göster” dediler. Ablam başvuruyu yaptı ve bugün buradayım.

Londra’da çalışırken her şeyi orada mı bıraktın?

Evet, çalışıyordum. 16 yaşımdan beri aşçılık yapıyorum, evimi kapattım, her şeyi geride bıraktım.

Nasıl kazandın, sırrın ne?

İstikrar. Hırs, azim, gönülden istemek ve emek çok önemli.

Bu başarıda yemek dışında insan ilişkilerinin etkisi ne?

Elbette, güzel bir enerjinin faydası vardır. Ama ‘MasterChef’te yemek yapamayan bir kişi, kesinlikle başarı elde edemez. Yemeğiniz ne kadar iyiyse, siz de o kadar iyisiniz.

Süreçte nasıl bir mücadele verdin?

7-8 aylık süreç, şu an hayal gibi geliyor. Çok güzel bir ‘MasterChef’ ailem oldu. Ama bir yandan da çok zordu. Büyük bir psikolojik savaş, birbirini seven de, sevmeyen de var. Bunları kontrol edebilen ve stresi kaldırabilen başarıya ulaşıyor. Her gün üniversite gibi ders çalışmak, yemek araştırmak ve tabak çalışmak gerekiyor. Hiç azmimden, hedefimden şaşmadım.

En yakın arkadaşın kimdi?

Kerem ve Semih’le sonlara kaldık, daha çok paylaşımımız oldu. İkisini de çok seviyorum.

Ensende rakip olarak kimin nefesini hissediyordun?

Semihcan, Kerem, Emre… Emre talihsiz bir olay yaşadı. Bir de Ezgi kesinlikle ceket giyer dedim, maalesef o da talihsiz bir olay yaşadı.

Kalbini kıran oldu mu?

Nevzat’a bir ara kırıldım ama yarışmanın verdiği psikoloji; sıkıntı değil yani.

Onur şefleri anlatıyor

  • Danilo Zanna: İtalyan mutfağıyla ilgili gerçekten mükemmel bilgiye sahip. Biz Türk mutfağını ne kadar iyi bilebiliriz ki, eksiklerimiz var. Ama Danilo Şef, İtalyan mutfağının bütün detaylarına hâkim ve bilgili.
  • Mehmet Yalçınkaya: Anadolu. Buram buram Anadolu kokuyor.
  • Somer Sivrioğlu: Kitap gibi bir adam.

‘Kızlar genelde makarnayı çok seviyor’

Mutfak aşkın nasıl başladı?

Annem çok güzel yemek yapar, onun güzel yemek yapmasını sağlayan da babaannemdir. Babaannemin eli çok lezzetli. Ben küçük yaşlarda sofrayı hazırlamaya çalışırdım. Pasta bıçağının tutma yerini alüminyum folyoyla sarardım. Liseye girince “Aşçı olmak istiyorum” dedim.

Kalbe giden yol mideden geçer derler, katılır mısın?

Kesinlikle, güzel bir yemekle herkesi etkileyebilirsiniz.

Birini tavlamak istiyorsun, akşam yemeğe çağırdın, ne yaparsın?

O kişiyi tanıyorsam et mi, balık mı, tavuk mu, makarna mı seviyor, onun üzerine giderim. Ama genelde kızlar makarnayı çok seviyor. Sıfırdan yaptığım bir hamurla birlikte bunu çözebilirim.

Sosyal medya Beyza’ya karşı bir şeyler hissettiğin haberleriyle yıkıldı.

Beyza çok iyi bir kız, arkadaş olarak çok seviyorum. Onu ikinci turdan beri tanıyorum, yurtdışında yaşaması, gurbetçi şivesi falan bana çok yakın geldi; çok temiz kalpli biri.

Yapmayı en sevdiğin yemek ne?

Ege Bölgesi’nin zeytinyağlılarına bayılıyorum.

Asla yemem dediğin bir şey…

Hindistan’ın bazı yemeklerini sevmiyorum.

İyi yemek yapma konusunda bize iki-üç tüyo verecek olsan ne söylersin?

Pişirme teknikleri ve kesim teknikleri çok önemli. Bir de yemek aşkla yapılır, sevmeniz ve bütün duygunuzu katmanız gerekiyor. Duygu katılan yemek çok güzel oluyor.

‘Emek’ Temalı Final Yemeği ve Hayatının Emek Dolu Olması

Finalde yaptığın yemeğin adı ‘Emek’ti. Senin hayatın ne kadar emek dolu?

Gerçekten annem bana çok emek verdi. Çok mücadele içerisinde büyüdüm. Yurtdışına çıkmam bir emekti; mesleğimi geliştirmek için çok mücadele verdim. Yeri geldi, iki işte çalıştım. Biliyorsunuz mutfak sektörü uzun saatler gerektiren bir iş; herkes mutfakta çalışamaz; sıcak, gergin ortam, şefler sert… Üç ay izinsiz çalıştığım zamanlar oldu.

31 yaşında olduğunu biliyoruz ama hikâyen nerede başlıyor?

İstanbul’da başlıyor. Bir ablam var, benden 21 ay büyük. Annem bir şirketin muhasebe işlerini yapıyordu, babam da alım-satım işleriyle uğraşıyordu.

Anne ve baban ayrıymış sanırım. Sen kaç yaşındayken ayrıldılar?

Çok küçüktüm, kaç yaşımda olduğumu bile hatırlamıyorum. Ben annemle, ablam babamla kaldı.

Hayatını nasıl etkiledi o ayrılık?

Çocuk olduğumuz için bazı şeylerin farkında değildik. Ama annem çok mücadele etti, koşturdu. Hem çalışıyor hem sabahları beni okula götürüyordu. Okul erken bittiği için alacak kimse yoktu, bir teyzeyle anlaşmıştı, o bana bakıyordu. Eyüpsultan’da bir bodrum katta kalıyorduk. Annemle hep arkadaş gibiydik; bir gün “Ben yetişemiyorum artık oğlum” dedi. 7-8 yaşındaydım. Sakarya’da, iki sene bana anneannem baktı. Ama annem çok özledi, dayanamadı ve geri geldim.

Londra’ya nasıl gittin?

Onur Üresin: MasterChef Türkiye Şampiyonu ile Röportaj

Kumburgaz Turizm Otelcilik Anadolu Meslek Lisesi’ne başlamıştım. Annem yaptığı birikimle hem dil hem mesleki konuda gelişmem için yurtdışına gönderdi. 6 ay orada staj yapıp, sonra 6 ay burada okula gidiyordum.

Üniversite ne oldu?

Marmara Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümü’nü kazandım. Ama aşçılığı seviyordum. Okulu bitiremedim. Türk Hava Yolları’nda uçan şef olarak işe başladım. 1,5 yıl sonra Londra’da yaşamaya karar verdim. Orada meslek üzerine çalıştım.

‘Oyunculukla ilgili teklifler gelirse değerlendiririm’

Yarışmadan çıkardığın ders ne oldu?

Orada sadece yemek değil, hayatı ve samimiyeti de öğrendim.

Seni hiç tanımayan birine kendini nasıl anlatırsın?

Duygusalım. Saf ve temizim. Neysem oyum, oynamayan biriyim. İstikrarlıyım ve mesleğimi gerçekten çok seviyorum.

Bundan sonrası için hayallerin neler?

Londra’da ve Türkiye’de yapmak istediğimiz projeler var. Açık mutfak, modern Türk mutfağı bir restoran açmak istiyorum. Kesinlikle yıldız da almak istiyorum.

Oyunculuk düşünür müsün?

Televizyonda olmak istiyorum. Televizyon hayatını ve kamera önünü seviyorum. Oyunculukla ilgili teklifler gelirse değerlendiririm.

Şefler Onur’u anlatıyor

  • ‘Şeffaf ve iyi biri’
    Danilo Zanna: Bütün yeteneklerini sergiledi. Sezon boyunca “Kimdir Onur” dedim; “İyi bir şef olmak için tabakların ve yemeklerin içine kendinden bir parça da eklemelisin.” Onur, ‘MasterChef’ yolculuğunda kim olmak istediğini buldu. Buna şahit olduk. Çok şeffaf ve iyi biri.
  • ‘Başarı tesadüf değil’
    Mehmet Yalçınkaya: Kariyer yapmak için İngiltere’de zorlu şartlarda çalışmış. Başarılı olup iyi restoranlarda yer almış. ‘MasterChef’te tüm etaplarda ciddiyetini elden bırakmayan, tamamen şampiyonluk idealiyle gelmiş bir yarışmacıydı. Hayatta hiçbir başarı tesadüf değil. ‘MasterChef’te de tesadüfen bir şey yapamazsınız. Çalışmanız ve motive olmanız gerekir.
  • ‘Çok kabiliyetli’
    Somer Sivrioğlu: 16 yaşında yurtdışına gidip mesleğe başlamak, yabancı bir ülkede tek başına yaşamak, üstüne güzel restoranlarda çalışıp kabiliyetini ilerletmek kolay değil. Çok kabiliyetli. Zaten sezona damga vuran isimlerdendi. En az potaya giden, en çok dokunulmazlık alan yarışmacılardandı. Kerem’le bize harika bir final izlettiler. Mutluyuz.

Onur Üresin: MasterChef Türkiye Şampiyonu ile Röportaj
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin