1. Haberler
  2. Tv Aktuel
  3. Karantina Filminde Mahşerin Dört Atlısı ile Buluşma

Karantina Filminde Mahşerin Dört Atlısı ile Buluşma

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Karantina Filmindeki Mahşerin Dört Atlısı ile Buluşma

Karantina Filmindeki Mahşerin Dört Atlısı ile Buluşma

Demirhan Demircioğlu: Bu dörtlünün bir araya gelmesinde büyük rol oynayan isim, kitabın yazarı Beyza Alkoç. Kendisi bu eseri yalnızca 16 yaşındayken yazmış olmasıyla bizi etkiledi. Bu kadar genç yaşta, geniş bir kitleye hitap edebilmesi ve hayal gücünü bu şekilde ortaya koyması, gerçekten büyük bir başarı. Bu nedenle, bu projeye katılmak bizim için de önemli bir sorumluluktu.

Meltem Akçöl: “Karantina”nın film olacağı henüz kesinleşmemişken, kitabın hayranları beni başka bir dizide Zeynep Akay karakteri olarak tanımışlardı. Bu, filmde yer almamda büyük bir etken oldu. Film projesinin gündeme geldiğini duyduğumda hemen menajerimi arayıp, “Bu filmde yer alacağım” dedim. O sırada henüz resmi bir teklif gelmemişti ve menajerim de şaşırmıştı. Yapımcımız da, “Eğer sen bu role hayır dersen, başka Zeynep aramayız” dedi. Beyza’nın okuyucularına ve seyircimize Zeynep Akay olma borcum vardı; bu yüzden bu projede yer almaktan başka bir seçeneğim yoktu. 2024 yılında, uzun süre bazı sağlık sorunlarıyla mücadele ettim ve sette bulunduğum an, tüm bu zorlukları aşmamı sağladı. Bu proje, benim için çok özel bir deneyim oldu.

Onur Bay: Film projesi gündeme geldiğinde, “Karantina” dünyasını ve Beyza Alkoç’u tanımıyordum. Bu tamamen benim eksikliğimdi çünkü “Karantina”nın gerçekten büyük bir evreni varmış. Görüşmeye gittiğimde, bu dünya hakkında daha fazla bilgi sahibi oldum ve ne kadar büyük bir sorumluluk aldığımızı anladım. Bu durum başlangıçta biraz gerginlik yaratsa da sonrasında bu işin keyfini çıkarmaya çalıştık. Beyza, 16 yaşında bu hayali kurmuş ve bizi bu hayaline ortak etmiş.

Taha Baran Özbek: Yönetmenimizle daha önce çalışmıştım ve oyunculuk tarzımı biliyordu. Onu gösterip yapımcılarımıza önerdiler. Gittiğimde “Karantina”yı henüz bilmiyordum ama öğrendiğimde çok etkilendim. Senaristlerimiz ve yapım şirketimizin vizyonu, yalnızca kitap kitlesine değil, tüm yaş gruplarına hitap edebilecek bir A kalite iş ortaya çıkarmak istediklerini belirtti. Bu beni oldukça etkiledi. Düşüncelerimi ve fikirlerimi paylaştım. Konuşma tarzım ve hareketlerim, Mert karakterini onlarda canlandırmaya yardımcı oldu.

Sinemanın Sunmuş Olduğu Konfor

Meltem Akçöl: Yazılı bir eseri görsele dönüştürmek, doğal olarak risk taşır. Bu süreç, hepimizi tedirgin etti.

Onur Bay: Hepimizin en büyük tereddüt ettiği nokta, okurların hafızasında canlanan karakterlerdi. Okurlar, bu karakterleri bizden çok daha iyi biliyorlar. Biz de onların zihnindeki karakterlere uyum sağlamaya çalıştık. Bir yandan kitabı senaryoya dönüştürmek, diğer yandan da sinema sahnesine taşımak oldukça zordu. Ancak bunu güzel bir şekilde başardığımızı düşünüyorum.

Demirhan Demircioğlu: Beyza, 16 yaşında tüm karakterleri saç ve göz rengine kadar çok detaylı şekilde betimlemiş. O dünyanın iklimini bile anımsatıyor. Her sahnenin atmosferi, rengi ve müziği, okuyucuların kafasında canlanıyor ve okuyucunun kendi duygusal deneyimiyle birleştiği zaman, 110 milyon okuyucu varsa, demek ki 110 milyon farklı film izlenmiş oluyor. Elbette bazı izleyicilerin beklentileri karşılanmayabilir; umarım çoğunluğu beğenir.

Meltem Akçöl: Sinema, çok büyük bir konfor alanı. Dizi setleri, dışarıdan görünen ışıltının gerisinde, fiziksel ve mental olarak oldukça yorucu bir ortam. Filmimizi dört haftada çektik. Gerginliği fırsata dönüştürebilen insanlarla çalıştık, bu da süreci kolaylaştırdı. Dizi setine geri döndüğümde, bu durum beni oldukça şaşırttı.

Demirhan Demircioğlu: Ekip olarak aldığımız sorumluluk, herkesin daha fazla işe odaklanmasına neden oldu. Dizilerde haftalık yorumlar alıyorsunuz ve bu bir döngüye giriyor. Ancak filmi yaz aylarında çektik ve aradan uzun bir zaman geçti. O heyecan, vizyondan önce başladı.

Taha Baran Özbek: Heyecan değil, daha çok korku hissettim. Mert karakterini o kadar iyi yansıtmalıyım ki, hem iyi bir performans sergilemeli, hem kitaba uygun olmalı, hem de bu bir sinema filmi olmalı. Dizilerdeki gibi yayarak çekebileceğimiz bir iş değil. Beyza’ya ve yönetmenimize sürekli sorular sordum. Kitabı okuduktan sonra Mert karakterini benimsedim.

Onur Bay: Taha’ya katılıyorum. Bir karakteri iyi yansıtmak, yalnızca bu film için yeterli değildi. Kitap ve senaryoyla bütünleşmek gerekiyordu. Kendimizden bir şeyler katarken sürekli Beyza’ya ve yönetmenimiz Ahmet Topuz’a danıştık. Hepimiz işimize, karakterimize saygılı ve sorumlu bir şekilde çalıştık.

Okul Yıllarındaki Öğrenci Profilleri

Meltem Akçöl: Ailem bana “Artık disiplinli ol” diyordu. 6. sınıftan lise 3. sınıfa kadar oldukça yaramaz bir çocuktum. Sürekli başımı belaya sokan bir haylazdım.

Demirhan Demircioğlu: Ben liseyi Ankara’da okudum. Birçok kavgaya karıştım ama hiçbiri benim yüzümden olmadı. Birini tutup diğerini ayırmaya çalışırken, her zaman yüzümde bir darbe ile karşılaştım.

Taha Baran Özbek: Ben Kırklareli’nde okudum. Liselilerin birbirine sataşması sonucu sık sık polisle başım belaya girdi. Filmde de benzer durumları yaşıyoruz; bu da beni o yıllara götürüyor.

Onur Bay: Bu konuda çok sıkıcıyım; başımı belaya sokmuş değilim.

Kariyer Hedefleri

Taha Baran Özbek: Önemli bir rol yazıldığında, “Bu rol Taha Baran Özbek tarafından oynanır” dedirtebilmek en büyük hedefim.

Onur Bay: Birçok hayalim var. Bunları gerçekleştirmek, daha sonra bu konuları sizinle paylaşmak beni heyecanlandırır.

Meltem Akçöl: Hedef koyduğumda, ona ulaştıkça daha büyük hayaller kurmaya başlıyorum. Kariyerim boyunca hayal kurmaktan asla vazgeçmemek istiyorum.

Demirhan Demircioğlu: Her işimde izleyicilere dokunabilmek ve duygu yaratabilmek en büyük arzum.

Tanınmanın Getirdiği Değişimler

Tanınmanın Getirdiği Değişimler

Demirhan Demircioğlu: Dizide oynadığım karakterle ilgili izleyiciler kendi hayatlarından yorumlar yapıyor; bu durum beni mutlu ediyor.

Onur Bay: Yaptığımız işlerle ilgili geri dönüş almak, benim için önemli. Tanınmak bazen zorlayıcı olsa da, işin güzel tarafları da var. Bu yüzden mutluyum.

Meltem Akçöl: Daha geniş kitlelere ulaşmamı sağlayan işim “Duy Beni” oldu. Bu işe girdiğim ilk yıl bunu deneyimleme şansım oldu. Tanınmak elbette mutluluk veriyor; ancak unutmamalıyız ki, insanlar ekranda gördükleri karakterleri seviyor.

Filmin İzlenmesi İçin Nedenler

Demirhan Demircioğlu: Böyle bir hikaye, Türkiye’de pek fazla cesaret edilmemiş bir anlatı. Pandemi sonrası sinemanın değeri azaldı. Bu da hayal gücünü kullanmamızı zorlaştırıyor. Proje gerçekten etkileyici oldu.

Meltem Akçöl: Kaliteli bir iş ortaya koyduk. “Madem böyle çekilebiliyordu, neden daha önce yapılmadı?” diye düşündüm.

Onur Bay: Bu işin dinamik bir yapısı olduğunu düşünüyorum; enerjimiz bu dinamiği olumlu şekilde etkiledi.

Taha Baran Özbek: Bu film yalnızca bir gençlik hikayesi değil, arkadaşlığın başlangıcını anlatan bir yapım. 5 kitaptan oluşan, liseden yetişkinliğe kadar uzanan bir hikaye. Biz de hikayenin ilk bölümünü çektik ve devamını çekmeyi umuyoruz.

Demirhan Demircioğlu: Biz de çekerken dizinin devamını düşünmüştük.

Taha Baran Özbek: Bu projeyi çok istiyoruz.

Karantina Filminde Mahşerin Dört Atlısı ile Buluşma
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin