1) Göz Sağlığınızı İhmal Etmeyin
Göz muayenelerini düzenli olarak yaptırmak, net görüşü engelleyebilecek kırma kusurlarını (hipermetropi, miyopi, astigmatizma) ve göz hareketlerini etkileyen rahatsızlıkları (örneğin göz kayması) erken tespit etmenizi sağlar. Bunun yanı sıra, birçok göz hastalığının da erken dönemlerinde tespit edilmesi mümkün olmaktadır. Yapılan muayeneler, bazı sistemik hastalıkların da belirlenmesine yardımcı olabilir. Örneğin, yüksek tansiyon ve diyabet gibi hastalıklar, göz damarlarını etkileyerek göz içi kanamalara ve görme kaybına neden olabilmektedir. Özellikle, 3-4 yaş arası çocukların ve yakınması olmasa bile tüm bireylerin 6 ayda bir göz muayenesinden geçmesi büyük önem taşımaktadır.
Büyüme çağındaki çocukların yılda bir, 18-40 yaş arası sağlıklı bireylerin en az 2 yılda bir, ileri yaşlardaki bireylerin, diyabet ya da yüksek tansiyon hikayesi bulunanların ve ailede göz hastalığı olan kişilerin ise yılda bir göz muayenesinden geçmeleri önerilmektedir.
2) Kontakt Lens Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Kontakt lens kullanıyorsanız, hijyen kurallarına azami dikkat göstermelisiniz. Lenslerinizi takmadan ve çıkarmadan önce ellerinizi sabunlu suyla yıkayıp durulayın. Lens kabındaki solüsyonu her gün düzenli olarak değiştirin ve lens kabınızı 3 ayda bir yenileyin. Lenslerinizi önerilen süreden daha uzun süre kullanmayın. Ayrıca, lenslerle uyumak, havuza girmek ve duş almak kesinlikle önerilmemektedir. Bu tür uygulamalar, göz enfeksiyonu riskini artıracaktır.
3) Bilgisayar Başında Çalışırken Molalar Verin
Bilgisayar başında çalışırken yaklaşık 20-30 dakikada bir mola vermek, göz kaslarının spazm gelişimini önlemek için faydalıdır. Molalarda bakış mesafenizi değiştirerek en az 6 metre uzaklığa bakmanız önerilir. Ekranınızın 50 cm mesafede olması ve ekranın üst sınırının göz hizanızın altında yer alması önem taşır. Ayrıca, ekranınızda dış ortam yansımalarının oluşmaması için gerekli önlemleri almalısınız. Monitörünüzün ekran aydınlatmasının, bulunduğunuz ortamda mevcut olan ışıktan daha hafif düzeyde olması gerektiğini unutmayın. Ekrana bakarken gözlerinizi sık sık kırpmak, göz yüzeyinin nemlenmesini sağlayarak kuruluk veya aşırı sulanmayı azaltabilir. Ortamdaki klimaların akımlarının göze doğru olmamasına dikkat etmek de önemlidir.
4) Güneş Gözlüğü Kullanımını İhmal Etmeyin
Ultraviyole (UV) ışınları cildinize zarar verdiği gibi göz sağlığınızı da tehdit eder. Katarakt, kornea yanıkları, sarı nokta hastalığı ve pterjium gibi rahatsızlıklara yol açabilir. Dışarı çıktığınızda, hava kapalı bile olsa yaz-kış demeden güneş gözlüğü kullanmalısınız. Eğer kontakt lens kullanıyorsanız, UV-A ve UV-B blokajı olan lensleri tercih etmelisiniz. Kar, su, kum ve beton gibi yüzeylerin de güneş ışınlarını yansıttığını unutmayın.
5) Göz Sorunlarınızı Görmezden Gelmeyin
Gözlerde kaşıntı ve kızarıklık gibi belirtilerle karşılaştığınızda, soğuk su pansumanı ve suni gözyaşı kullanarak gözlerinizin ihtiyaç duyduğu nemi sağlamalısınız. Ancak bu belirtiler geçmiyor veya artıyorsa, gözlerde ağrı, çapaklanma, kapaklarda şişlik ya da ışığa hassasiyet gibi durumlarla karşılaşırsanız, mutlaka bir göz doktoruna başvurmalısınız. Işık çakması, uçuşan siyah noktalar veya görme bulanıklığı gibi belirtiler, daha ciddi problemlere işaret edebilir ve zaman kaybetmeden uzman yardımı almanız gerekmektedir.
6) Beslenmenizde Göz Sağlığını Destekleyen Gıdaları Bulundurun
Yoğun hayat temposu içinde göz ardı edilen beslenme alışkanlıkları, göz sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Göz sağlığı için A, C, E vitaminleri ve beta karoten açısından zengin gıdalar tüketmek oldukça önemlidir. Çinkodan zengin besinler (fasulye, bezelye, kırmızı et ve kümes hayvanları gibi) gözlerin ışık hasarına karşı korunmasına yardımcı olur. Özellikle kırmızı biber ve ıspanakta bulunan A vitamini, gece görüşünü artırırken; yaban mersini ve tatlı patates gibi gıdalardaki C vitamini, katarakt ve makula dejenerasyonu riskini en aza indirir. Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin somon balığı, retinanın fonksiyonunu koruyan hücre zarlarına yapısal destek sağlar. Ayrıca, havuç, şalgam, yumurta sarısı ve brokoli gibi beta karoten, lutein ve zeaksantin içeren gıdalar da göz sağlığınız için son derece faydalıdır. Tamamlayıcı besinler arasında chia tohumları ise, içerdiği beta karoten, E ve C vitaminleri ile yaşa bağlı sarı nokta hastalığını önlemeye yardımcı olmaktadır.
7) Makyaj Malzemelerinizi Dikkatli Kullanın
Sıvı veya kremsi makyaj malzemeleri, bakterilerin hızla üremesine yol açabilir. Eğer göz enfeksiyonuna yakalandıysanız, tüm makyaj malzemelerinizi atmalısınız. Kirpik kenarının iç kısmına eyeliner veya göz kalemi sürmekten kaçının çünkü bu, gözyaşı salgı kanallarının tıkanmasına ve enfeksiyona neden olabilir. Her gece makyajınızı, gözlere uygun temizleyicilerle temizleyin ve makyaj malzemelerinizi başkalarıyla ortak kullanmamaya özen gösterin.
8) Sigara İçmenin Göz Sağlığı Üzerindeki Olumsuz Etkileri
Eğer sigara içiyorsanız, bu alışkanlığa son vermek için hemen harekete geçmelisiniz. Sigara içmek, yaşa bağlı sarı nokta dejenerasyonu için en önemli risk faktörlerinden biridir. Ayrıca, katarakt oluşumunu hızlandırır ve göz kuruluğuna neden olur. Sigara içenlerde göz damarlarında tıkanıklık oluşabilir ve bu durum görme kaybına yol açabilir. Sigara içmeyi bıraktığınızda, göz hastalıkları riski içmeyenlerdeki seviyeye gerileyebilir.