Kalp Hastalıkları ve Fiziksel Belirtiler
Geçmişte, kalp hastalıklarının tespitinde EKG gibi modern yöntemlerin yeterince gelişmediği dönemlerde, bazı fiziksel değişikliklere bakılarak bu hastalıkların teşhis edilmesi amaçlanıyordu. Ancak günümüzde de bu fiziksel işaretler, kalp hastalıkları hakkında önemli ipuçları sunabiliyor. Sosyal medya platformlarında sıkça karşımıza çıkan ‘Dikkat, bu çizgiler kalp hastalıkları riskinizi gösteriyor’ başlıklı haberler, pek çok insanı ayna karşısında yüzlerini ve kulaklarını incelemeye yönlendirmiştir. Peki, bu bilgiler gerçekten bilimsel bir temele dayanıyor mu?
Alın ve Kulak Çizgilerinin Kalp Sağlığı Üzerindeki Etkisi
Alın ve kulaklardaki çizgiler, yaşla birlikte oluşan kırışıklıklardan farklı bir önem taşıyor olabilir. Yapılan araştırmalar, bu çizgilerin kalp sağlığı üzerindeki etkilerini ortaya koymaktadır. Alındaki ve kulaktaki bu çizgilenmeler tek başına bir gösterge olabilir mi? Bu çizgilere sahip olanlar ne yapmalı? Tüm bu soruların yanıtlarını Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut ve Prof. Dr. Sabri Demircan ile birlikte aradık.
Fransa’daki Araştırma ve Bulgular
Fransa’da gerçekleştirilen 20 yıllık bir çalışmaya göre, alındaki derin kırışıklıklar, kalp rahatsızlıkları veya felç gibi potansiyel sağlık sorunları için bir uyarı işareti olabilir. Araştırmanın başyazarı Doç. Dr. Yolande Esquirol, çok sayıda derin kırışıklığa sahip olanların kardiyovasküler bir durumdan ölme olasılığının 10 kat daha fazla olabileceğini belirtmiştir. Çalışma, başlangıçta sağlıklı olan 3200 yetişkinden oluşan bir grup üzerinde yapılmış ve bu bireylerin alınlarındaki kırışıklıkların sayısı ve derinliğine göre puanlandırılmaları sağlanmıştır. Sıfır puan, cildin tamamen pürüzsüz olduğunu gösterirken, üç puan çok sayıda derin kırışıklığı ifade etmektedir. Araştırmanın sonuçları, bir puan alan kişilerin kardiyovasküler hastalıktan ölme riskinin sıfır puan alanlara göre daha yüksek olduğunu, iki ve üç puan alanların ise neredeyse 10 kat daha fazla riske sahip olduğunu göstermiştir.
Kalp Hastalıkları ve Risk Faktörleri
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Karabulut, kalp hastalıklarının dünya genelinde en yaygın ölüm sebebi olduğunu ve damar sertliğini tetikleyerek kalp krizi ile inmenin beklenmedik ölümlere yol açtığını vurgulamaktadır. Sağlıksız beslenme, hareketsizlik, tütün kullanımı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve kolesterol yüksekliği gibi faktörler, kalp hastalıkları için en bilinen risk faktörleridir. Bunun yanı sıra, bireylerin vücut dilinin de kalp hastalığı riskini gösterebileceği ifade edilmektedir.
Alın Çizgilerinin Önemi
Yapılan takip çalışmaları, alın kırışıklıklarının kalp hastalıkları ile doğrudan ilişkili olduğunu göstermektedir. Alındaki çizgiler ne kadar derinse, risk o kadar artmaktadır. Bunun yanı sıra, Frank işareti adı verilen kulak memesindeki diyagonal çizgi de kalp hastalıkları riski ile ilişkilidir. İki kulakta da gözlenen tam çizgilenme, kalp hastalıkları riski ile bağlantılı olarak değerlendirilmelidir. Ayrıca, erken yaşlarda beyazlaşan saçlar ve saç dökülmesi de kalp hastalıkları ile ilişki gösterebilir. Bu özellikler tamamen gözlemsel olup, kesin bir mekanizma belirlenmiş değildir; ancak bu tür vücut diline sahip olanların kalp check-up’ından geçmeleri önerilmektedir.
Frank Çizgisi ve Kalp Sağlığı
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Sabri Demircan, alın çizgilerinin yaşam boyu yaşanan stres, kaygı ve endişelerle deformasyona uğrayan kas ve cilt değişikliklerinin bir sonucu olduğunu belirtmiştir. Alın çizgilerinin kalp damar hastalıkları ile ilişkisi, yaşlanma sürecinin etkileri göz önünde bulundurulduğunda dikkat çekicidir. Frank çizgisi, kulak memesinin ortasından içten dışa doğru uzanan bir kırışıklık olarak tanımlanmaktadır. Bu çizgi, ilk kez 1973 yılında Dr. Sanders T. Frank tarafından koroner arter hastalığı ile ilişkilendirilmiştir. Frank çizgisi, yaşla ilişkilendirilebilse de, genç yaşta görüldüğünde kalp-damar hastalıkları için bir risk faktörü olabileceği düşünülmektedir.
Kalp Krizine Yatkınlık ve Diğer Riskler
Frank çizgisi ile koroner arter hastalığı arasında bir ilişki olduğunu belirten Demircan, bu çizgiye sahip bireylerin kalp krizine yatkınlığının arttığını ve kriz sonrası olayların çizgisi olanlarda daha sık görüldüğünü ifade etmiştir. Ayrıca, Frank çizgisinin, kalbi besleyen damarlar dışında, vücudu besleyen tüm damar sistemindeki hastalıkların bir belirteci olabileceği de eklenmiştir. Önemli hastalıklardan biri inme olarak öne çıkmaktadır. Frank çizgisi olan bireylerde obezite, insülin direnci, yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol gibi Metabolik Sendromun da görülebileceği vurgulanmıştır.
Tanı ve Değerlendirme Süreci
Frank işaretinin tek başına bir tanı aracı olmadığını, ancak bir uyarıcı işaret olabileceğini belirten Demircan, geleneksel koroner risk faktörlerine (sigara, aile öyküsü, obezite vb.) sahip bireylerin dikkatlice değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu değerlendirmede muayene, EKG, kan lipid ve şeker düzeyleri, uygun kişilerde EKO ve stres testleri yapılması önerilmektedir.
Frank İşareti Olanlar Ne Yapmalı?
“Frank işareti olan kişilerde kalp damar hastalıkları açısından farkındalık artmalıdır.” diyen Demircan, bu işaretin yanında klinik semptomlar ve diğer tanı yöntemlerinin de değerlendirilmesi gerektiğini, eğer böyle bir işaret fark edilirse, bir kardiyoloji uzmanına danışmanın önemine dikkat çekmiştir.
İşaret Parmağı ve Yüzük Parmağı Uzunluğu
İşaret parmağının yüzük parmağından uzun olmasının kalp hastalığı ile ilişkilendirilmesine dair gözlemler bulunmaktadır. Ancak bunun net bir açıklaması henüz bulunmamaktadır. Adı bilinmeyen genetik varyantların bu ilişkiyi açıklayabileceği düşünülmektedir. Demircan ayrıca, yüz, kulak, parmak ve saçlardaki değişikliklerle kalp hastalığı arasında bir bağlantı kurulabileceğini, ancak bu değişikliklerin çoğunlukla yaşlanma ile ilişkilendirilebileceğini belirtmiştir. Kalp hastalığının en önemli belirtecinin yaşlanma olduğu düşünüldüğünde, bu bulgularla kalp hastalığı arasında bir ilişki kurulabilir, ancak bunu sebep-sonuç ilişkisi içinde değerlendirmek yanıltıcı olabilir.
