SİGARA İÇENLERİN ÖMRÜNDEN YAKLAŞIK 10 YIL GİDİYOR
Yapılan analizler, günde 10 sigara içen bir bireyin, 1 Ocak’ta sigarayı bırakması durumunda, sadece 8 Ocak’a kadar bir tam günlük yaşam kaybını önleyebileceğini göstermektedir. Eğer sigara içen kişi, 5 Şubat’a kadar sigarayı bırakırsa, yaşam beklentisini bir hafta artırabilir; 5 Ağustos’a kadar bırakması durumunda ise bir ay ömrüne katkı sağlayabilir. Uzmanlar, yıl sonuna kadar yaklaşık 50 günlük yaşam kaybını önleyebileceklerini vurgulamaktadır.
UCL’nin alkol ve tütün araştırma grubunun başındaki Dr. Sarah Jackson, “İnsanlar genellikle sigaranın sağlığa zararlı olduğunu biliyor, ancak bu zararın boyutunu yeterince ciddiye almıyorlar. Ortalama olarak, sigarayı bırakmayanlar yaklaşık on yıl ömür kaybı yaşıyor. Bu, önemli bir zaman dilimi; yaşam anları ve sevdikleriyle geçirilen değerli anların kaybı demektir” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.
Sigara, dünya genelinde en yaygın önlenebilir hastalık ve ölüm nedenlerinden biri olup, uzun süreli kullanıcıların üçte ikisi sigaraya bağlı nedenlerden yaşamını yitirmektedir. Birleşik Krallık’ta her yıl yaklaşık 80.000 ölüm sigaraya bağlı hastalıklardan kaynaklanmakta ve İngiltere’deki tüm kanser ölümlerinin dörtte birine sebep olmaktadır.
HER 10 YILDA BİR 2. DÜNYA SAVAŞI’NDA KAYBEDİLEN KADAR İNSAN SİGARADAN DOLAYI KAYBEDİLİYOR
Ülkemizde tüm ölümlerin %23’ü tütünle ilişkili hastalıklar nedeniyle gerçekleşmektedir. Dünya genelinde her dakika ortalama 12 kişi sigaraya bağlı hastalıklardan dolayı hayatını kaybetmektedir. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Banu Altoparlak, “Her 10 yılda bir 2. Dünya Savaşı’nda kaybedilen kadar insan sigara nedeniyle hayatını kaybediyor. Dünya ekonomisine yılda 1 trilyon dolardan fazla zarar veriyor” diyerek dikkat çekti.
- “Türkiye’de yılda yaklaşık 60 milyar lirayı sigara firmalarına ödüyoruz. Sigaranın yol açtığı hastalıkların tedavisi için harcadığımız miktar da oldukça yüksektir ve bu masraflar sağlık bütçesinden karşılanmaktadır. Başta sigara olmak üzere tütün ürünlerinin kullanımı, her yıl 8 milyondan fazla kişinin ölümüne neden olmaktadır. Bu ölümlerin 7 milyondan fazlası doğrudan tütün kullanımına, yaklaşık 1.2 milyonu ise pasif içicilikten kaynaklanmaktadır.”
- Türkiye’de yaklaşık 17 milyon kişi sigara kullanıyor ve her yıl 100 bin kişi tütün kullanımı kaynaklı hastalıklardan dolayı hayatını kaybediyor. Ülkemizdeki ölümlerin erkeklerde %31’i, kadınlarda ise %12’si tütün kullanımına bağlı gerçekleşmektedir.
11 DAKİKADAN 20 DAKİKAYA YÜKSELDİ
BMJ’de 2000 yılında yayınlanan bir çalışmada, ortalama bir sigaranın yaşam beklentisini yaklaşık 11 dakika azalttığı tespit edilmişken, Journal of Addiction’da yayınlanan son analiz bu rakamı neredeyse iki katına çıkararak 20 dakikaya yükseltmiştir; erkekler için 17 dakika, kadınlar için ise 22 dakika olarak belirlenmiştir. Dr. Sarah Jackson, Guardian’a verdiği demeçte, “Yaşlılık genellikle kronik hastalıklar veya sakatlıklarla geçiyor. Bazı insanlar yaşamlarının birkaç yılını kaybetmeyi önemsemeyebilir. Ancak sigara içmek, yaşamın sonundaki sağlıksız dönemi kısaltmıyor” şeklinde ifade etmiştir.
“Sigara içmek, öncelikle orta yaştaki sağlıklı yılları tüketiyor ve hastalıkların başlangıcını öne çekiyor. Bu da 60 yaşındaki bir sigara içicisinin, tipik olarak 70 yaşında sigara içmeyen birinin sağlık profiline sahip olacağı anlamına geliyor” şeklinde eklemiştir. Her bir sigarada, vücut için zehirli, zarar verici, kanser yapıcı veya kanserin ortaya çıkmasını kolaylaştırıcı 4 binden fazla kimyasal madde bulunmaktadır. Bu kimyasalların en az 81 tanesi kanserojen olarak sınıflandırılmaktadır. Tütün tüketimi, başta akciğerler olmak üzere vücudun tüm organlarını olumsuz etkileyerek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
EN FAZLA ETKİLENEN ORGAN AKCİĞERLER: KOAH, ASTIM, AKCİĞER SÖNMESİ VE DAHA FAZLASI
Uzman Dr. Banu Altoparlak, sigara dumanından en fazla etkilenen organların başında akciğerlerin geldiğini ifade ederek, “Sigara dumanı içerisindeki zararlı kimyasallar, akciğer dokusuna zarar vererek solunum sistemi ile ilişkili ciddi hastalıkların görülme riskini artırır. Kronik obstrüktif akciğer hastalığının (KOAH) en önemli sebebi sigaradır. Sigara içenlerde KOAH gelişme riski, içmeyenlere göre 4 kat fazladır. Sigara kullanımı ayrıca astım, spontan pnömotoraks (akciğer sönmesi), tüberküloz ve interstisyel akciğer hastalığına yakalanma riskini de artırır.
PASİF İÇİCİLERDE BİLE KALP HASTALIKLARINA BAĞLI ÖLÜMLERE SEBEP OLUYOR
Uzmanlar, sigara içenlerin sağlık ve yaşam beklentisi açısından tam fayda elde edebilmesi için sigarayı tamamen bırakmaları gerektiğini vurgulamaktadır. Önceki çalışmalar, güvenli bir sigara içme düzeyinin olmadığını göstermektedir; kalp hastalığı ve felç riski, günde bir sigara içenlerde, günde 20 sigara içenlere kıyasla sadece yaklaşık %50 daha düşüktür. Sigarayı her yaşta bırakmanın faydaları bulunmaktadır; ancak sigara içenler, bu ölüm merdiveninden ne kadar erken inerse, yaşamlarının o kadar uzun ve sağlıklı olmasını bekleyebilirler.
Dr. Banu Altoparlak’a göre sigara, kalp ve damar hastalıklarına yol açan önlenebilir faktörlerden biridir. 35 yaş üstü iskemik kalp hastalığı ölümlerinin %20’sinin, kardiyovasküler sistem hastalıklarına bağlı ölümlerin ise %33’ünden sigara sorumludur. Sigara içenlerde kalp krizi geçirme riski, içmeyenlere göre 3 kat fazladır. Pasif içicilerde ise kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin %30 artış göstermesine neden olmaktadır.
“Sigara, kan basıncında artışa da sebep olur. Hipertansiyon hastalarının sigarayı bırakması, koroner arter hastalığı risklerini %35-40 oranında düşürmektedir. Ayrıca sigara, endotel disfonksiyonu (damar hastalıkları), pıhtı, inflamasyon, kan yağları metabolizmasında değişiklikler ve kalp kası (myokardiyal) hasarına yol açabilir” diyen Altoparlak, sigara kullanımının zararları hakkında şu detayları da verdi:
- Sigara kullanımı, gebe kalma ve gebelik sürecinin normal seyrini olumsuz etkileyebilir. Bu durum, bebekte doğumsal anomalilerin ortaya çıkmasına ve plasental fonksiyon bozukluklarına yol açabilir.
- Sigara, cinsel bozukluklara, sperm yapısı ve kalitesinde bozulmalara ve kısırlığa neden olmaktadır.
- Sigara, kan dolaşımı ve damarlar üzerindeki etkileriyle beyin damarı hastalıkları ve inme riskini artırmaktadır. Beyin kanaması riski iki katına, beyin damarlarında tıkanma riski ise üç katına çıkmaktadır. Alzheimer hastalığının oluşumunu kolaylaştırmaktadır.
- Ayrıca, reflü hastalığı, mide ülseri, Crohn hastalığı, ciltte kuruma, katarakt, osteopeni ve osteoporoz gibi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.
