1. Haberler
  2. Dünya
  3. Eric Zemmour ve Fransa’daki Göç Sorunu

Eric Zemmour ve Fransa’daki Göç Sorunu

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eric Zemmour: Fransa’nın Tartışmalı Sesi

Fransız siyasetinin belki de en tartışmalı figürü olan Eric Zemmour, göçmenler, İslam ve Müslümanlar hakkındaki radikal görüşleriyle dikkat çekiyor. Fransa’nın yerli nüfusunun, Avrupalı olmayan bir kitleyle yer değiştireceğini öne süren ‘büyük ikame’ fikrini savunuyor. 2021 yılında yayınlanan bir New York Times makalesi, Zemmour’un görüşlerini ‘aşırılıkçı’ olarak nitelendirirken, Zemmour kendini Gaullist ve Bonapartist olarak tanımlıyor. Açık kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, 1952’de Fransa’ya göç eden bir Cezayirli ailenin çocuğu olan Zemmour, Yahudi kökenlidir ve İbranice bilmektedir. Yahudi şeriatı Halakha’ya bağlı olduğu ve babasının 2013 yılındaki vefatına kadar sık sık ibadet için sinagoga gittiği biliniyor. Ayrıca “Moïse” (Musa) adında ikinci bir isme sahip olduğu da kaydedilmiştir. Tüm bu bilgiler bir araya geldiğinde, Zemmour’un oldukça ‘karmaşık’ bir siyasetçi profili oluşturduğu görülmektedir.

Fransa Protestolarının Ardından

27 Haziran’da Nahel Merzouk adlı 17 yaşındaki Cezayir asıllı Fransız gencin Paris’te polis tarafından öldürülmesi, Fransa’yı şiddetli bir protesto dalgasına sürükledi. Bu protestoların şiddeti, ülkedeki siyasi partilerin tutumlarını da etkileyerek, aşırı sağdan aşırı sola birçok liderin açıklamalarıyla protestolara yön vermesine sebep oldu. Fransa’nın aşırı sağcı ve tartışmalı ismi Zemmour, olaylar sırasında ‘olağanüstü hal’ ilan edilmesini talep etti. Nahel’in ‘melek olmadığını’ belirten Zemmour, şiddet içeren protestoların ‘anti-demokratik’ olduğunu ifade etti. Zemmour, olaylara dair düşüncelerini ve Fransa’nın uzun süredir yaşamakta olduğu şiddet sarmalını Cumhuriyet’e değerlendirdi.

Sorun Satın Alma Gücü Değil

– Fransa yıllardır kitlesel protestolara sahne oluyor. Macron hükümetinin bu istikrarsızlığa katkısı nedir?

Emmanuel Macron, kendisinden önceki liderler gibi Fransa’daki gelişmeleri anlamayı reddediyor. Fransa, on yıllardır Güney’den gelen nüfusu kucaklamaktadır. Bu, hükümetin karşı bir tepki göstermediği gerçek bir göç istilasıdır. Daha da kötü olanı, hükümetin bu durumu teşvik etmesidir. Bunun sonucunda ülkemiz, üçüncü dünyalılaşmakta ve yabancı yerleşim bölgeleriyle beraber, Fransa’ya karşı bir nefret ve kaçınılmaz olarak da şiddetin hüküm sürdüğü bir yer haline gelmektedir.

Emmanuel Macron ve hükümeti, Boyun Eğmeyen Fransa’dan Ulusal Birlik’e kadar tüm siyasi partiler ve medya, Fransa’daki temel sorunun satın alma gücü olduğuna inanmayı seviyorlar. Ancak yaşanan olaylar, bunun aksini kanıtlıyor; Fransa’nın en büyük sorunu göçtür. Kimse bunu anlamadığı ve hükümetlerimiz başka yerlerden gelen bu azınlıklara sürekli boyun eğmeye devam ettiği sürece, bu ülkede her gün yaşanan şiddet devam edecektir. Hatta bu durum, giderek daha da şiddetlenecektir.

Fransa’yı Neler Bekliyor?

– Göçmen grupların gösterilerine karşı aşırı sağcı grupların da karşı gösteriler düzenlemesi, ülkedeki toplumsal sözleşmenin hala geçerli olup olmadığını düşündürüyor. Sizce orta vadede Fransa’yı neler bekliyor?

Fransız medyası, insanları bugünkü en büyük tehdidin aşırı sağdan geldiğine inandırmak için elinden geleni yapıyor. Ancak bu doğru değil. Tüm dünya bu ayaklanmaların görüntülerini gördü. Yağmalayan, yakan, seçilmiş temsilcilere ve polise saldıran aşırı sağ değil. Yakın zamanda olduğu gibi pusetteki bebekleri bıçaklayan ya da genç kızların boğazlarını kesen de aşırı sağ değil. Fransa’daki şiddet, uysal ve itaatkâr aşırı sol tarafından desteklenen ve teşvik edilen göçten kaynaklanmaktadır. Orta vadede Fransa’yı neler bekliyor? Bence son birkaç gündür yaşanan ayaklanmalar, sorunun kökenine inmezsek bizi nelerin beklediğine dair iyi bir fikir veriyor. Fransa, büyük bir olasılıkla Lübnan’a dönüşecek.

Olaylar Avrupa’ya Yayılır Mı?

– Son olarak, bugün Fransa’da yaşananlar, yakın gelecekte Avrupa genelinde kitlesel şiddet olaylarının habercisi olabilir mi?

Bu ayaklanmaların Belçika ve İsviçre’ye de sıçradığını gözlemledik. Ancak Fransa, özellikle sömürgeci geçmişi ve eski sömürgelerden topraklarına yerleşen nüfusun kendisine karşı hissettiği derin nefret nedeniyle hâlâ özel bir konumda kalmaktadır. Birçok Avrupa ülkesi, kitlesel göçün kendi çıkarlarına olmadığını fark etmiştir. Son zamanlarda Danimarka, İsveç ve İtalya’yı düşünmekteyim. Bu ülkelerin hiçbiri Fransa’da olanların kendi topraklarında yaşanmasını istemiyor.

Eric Zemmour ve Fransa’daki Göç Sorunu
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin