Erdoğan’dan İsveç’in NATO Üyeliğine İlişkin Açıklamalar
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki gün sürecek NATO Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Vilnius’ta, İsveç’in NATO üyeliği için Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne (AB) tam üyeliğini şart koştu. Erdoğan, “Türkiye’yi Avrupa Birliği kapısında 50 yılı aşkın zamandır bekleten bu ülkelere buradan sesleniyorum. Önce Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde önünü açın, biz de Finlandiya’da olduğu gibi İsveç’in önünü açalım” şeklindeki ifadeleriyle dikkat çekti.
Bu açıklamaları değerlendiren Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel, Erdoğan’ın bu yaklaşımının gerçekçi olmadığını belirtti. Cumhuriyet TV’ye konuşan Uzgel, “NATO üyeliği konusunda AB kozunu kullanmak, pazarlık hattını yukarıya çıkarmak değil, aslında topu taca atmaktır. NATO ve AB, iki ayrı örgüt olup, farklı alanlarda faaliyet göstermektedir.” dedi.
Erdoğan’ın Stratejisi ve Hedefleri
Uzgel, Erdoğan’ın yaptığı bu açıklama ile birkaç hedefi olduğunu ifade etti. İlk olarak, “Kafa karıştırma” amacı güttüğünü belirten Uzgel, “İkincisi, Batı’ya bir mesaj gönderiyor. ‘Biz yönümüzü Batı’ya çevirdik’ demek istiyor; ancak bu durum fiiliyatta bir karşılık bulmamaktadır.” değerlendirmesini yaptı.
Tarihi Rest mi, Tarihi Yüzsüzlük mü?
Erdoğan’ın açıklamalarına manşetlerde “Tarihi rest” ifadesiyle yer verildiğini, ancak bunun aslında “Tarihi yüzsüzlük” olarak değerlendirilmesi gerektiğini dile getiren Uzgel, “Bu durum son derece içler acısı ve zavallı bir tablo ortaya koyuyor. Sürekli PKK’dan bahsediyorsunuz; peki, İsveç bu konuda ne tür adımlar attı?” şeklinde eleştirilerde bulundu.
Seçmen Kitleleri ve AB Üyeliği
Belli bir seçmen kitlesinin bu tür çıkışlarla kandırılabileceğini belirten Uzgel, bunun dünya genelinde hiçbir karşılığının olmadığını vurguladı. Ayrıca, İsveç’in NATO üyeliğini onaylamanın Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne daha da yakınlaştırmayacağını ifade etti. “Erdoğan, AB üyeliğine yakınlaşmayı istemiyor,” diyen Uzgel, şunları ekledi:
- “Erdoğan’ın dış politikada en istemediği şey, AB üyelik sürecinin yeniden canlanmasıdır.”
- “Üyelik sürecini hareketlendirirseniz, demokratik reformlar yapmanız gerekir. O zaman Merdan Yanardağ gibi isimleri ya da Osman Kavala’yı, gazetecileri nasıl hapse atacaksınız?”
- “Erdoğan, Avrupa Birliği üyelik sürecinin canlanmasından en fazla rahatsız olan kişidir.”
- “AB için de Erdoğan bu nedenle değerlidir; iki taraf da birbirini oldukça iyi anlıyor.”
