Putin’in Karşılaştığı Zorluklar
Putin, 20 yıldan fazla bir süredir iktidarda olmasına rağmen, şu anda en büyük meydan okumayla yüz yüze. Yakın tehlike kontrol altına alınmış gibi görünse de, Rusya uzmanları, Putin’in bu süreçten güçlenerek çıkmadığını, aksine ciddi hasar aldığını düşünüyor. Cumartesi sabahı yaptığı sert ulusa sesleniş konuşmasında, Putin’in ihanet karşısında nasıl bir tutum sergilediği açıkça ortaya kondu. Bu konuşmada, Wagner Grubu’nun lideri Yevgeni Prigojin’i “sırtından bıçaklamakla” ve ihanetle suçladı. Rusya liderinin, ardından kamuoyuna kapalı bir tutum sergilemesi ve yakın gelecekte başka bir açıklama yapma ihtimalinin düşük olması dikkat çekici.
İsyan öncesinde kaydedilen bir televizyon konuşmasında, Putin Ukrayna’daki savaşın seyrinden memnun olduğunu dile getirmişti. Moskova’daki terörle mücadele önlemleri hâlâ uygulanıyor, ancak Putin’in şu anda başkentte olup olmadığı belirsizliğini koruyor. Bazı gözlemciler, Putin’in ya Ukrayna’da askeri bir karşılık vereceğini ya da Rusya içinde kendisine destek vermeyenlere karşı sert önlemler alacağını öngörüyor. Polonyalı Avrupa Parlamentosu milletvekili Radek Sikorski, BBC’ye verdiği demeçte, Rus liderinin tereddüt edenleri ayıklayacağını ve daha otoriter, daha acımasız bir yönetim tarzına yöneleceğini belirtti.
Prigojin’in Geleceği ve Belarus’taki Rolü
İsyanın baş aktörü Yevgeni Prigojin hâlâ özgür. Rusya’nın askeri komuta kademesini devirmeye çalışmasına rağmen, kendisine yöneltilen silahlı isyan suçlamalarının düşürülmesi dikkat çekici bir durum. Ancak Kremlin ile Wagner arasında sağlanan uzlaşmanın detayları hâlâ belirsiz. Rusya uzmanları, Prigojin’in hızlı bir şekilde kaybolmasını beklemiyor. Suriye’de savaşmaktan, 2014’te Kırım’ın ilhakına kadar pek çok kirli işte Kremlin’in desteğini almış olan Prigojin, Putin için önemli bir figür olmaya devam ediyor. Ancak Putin’e meydan okuduktan ve bazıları tarafından küçük düşürüldükten sonra, Prigojin’in güvenliği ve gelecekteki rolü hakkında hangi garantileri aldığı sorusu hâlâ yanıtsız kalmakta. Gözlemciler, Belarus lideri Alexander Lukaşenko’nun Prigojin üzerindeki otoritesinin ne kadar etkili olabileceğini sorguluyor. Ayrıca, Wagner güçlerinin Prigojin’i takip edip etmeyeceği ve bu durumun Rusya, Belarus ve Ukrayna açısından oluşturabileceği tehditler belirsizliğini koruyor.
Wagner Grubu’nun Geleceği
Silahlı isyana kalkışmadan önce, on binlerce Wagner savaşçısı, Putin’in Ukrayna’daki savaşında kritik bir rol üstlenmişti. Ancak Wagner’in bağımsız bir ordu olarak günlerinin sayılı olduğu zaten biliniyordu. Prigojin ve güçleri, Rusya Savunma Bakanlığı’nın bünyesine katılma baskısına direniyordu. Fakat isyan sona erdiğinde ve Prigojin sürgüne yollandığında, birçok kişi bu savaşçıların ne yapacağını merak ediyor. İsyana katılanların suçlamalarının düşürülmüş olması, sosyal medyada Wagner birliklerinin Rostov’u terk ettiğine dair videoların dolaşması, dikkat çekici bir gelişme. Rostov ve Moskova arasındaki yolda bulunan Voronej bölgesinin valisi de, Wagner güçlerinin bölgelerinden ayrıldıklarını duyurdu. Ancak şu anda bu savaşçıların Rus Ordusu ile işbirliği yapıp yapmayacakları ve normal Rus askerlerinin onların yanında savaşıp savaşıp savaşmayacakları hâlâ belirsiz.
Ukrayna’daki Savaşın Etkilenmesi
Wagner birliklerinin büyük çoğunluğu, özgürlük vaadiyle hapishanelerden toplanmış olsalar da, Ukrayna’da etkili bir şekilde savaşmışlardır. Örneğin, Bahmut kentinin ele geçirilmesinde önemli bir rol oynamışlardır. Rusya, isyanın şu ana kadar Ukrayna’daki savaşa bir etkisi olmadığını iddia etmekte. Ancak Ukrayna komuta kademesi, yaşanan istikrarsızlığı fırsata dönüştürmeye çalışacaktır. Ukrayna Ordusu, Rusya’nın ele geçirdiği bazı bölgeleri geri almak için karşı saldırı başlatmış ve Rusya’daki istikrarsızlığın bir fırsat sunduğunu düşünmektedir. ABD’nin eski Ukrayna Büyükelçisi Bill Taylor, Ukrayna güçlerinin Wagner birliklerinin ani hareketliliği nedeniyle ortaya çıkan taktiksel zayıflıklardan faydalanabileceğini ifade etti.
Amerikan İstihbaratının Bilgileri
Prigojin’in silahlı isyanının Kremlin’i hazırlıksız yakaladığı izlenimi olsa da, Amerikan medyasına göre ABD’li istihbarat kuruluşları Prigojin’in harekete geçmeyi planladığını önceden biliyordu ve Başkan Joe Biden ile kongre liderlerine bilgi verilmişti. CNN’in haberine göre, ABD istihbarat kuruluşları, Wagner’in Rusya sınırı boyunca silah, cephane ve malzeme yığınağı yaptığını tespit etti. New York Times’a göre, Başkan Biden, Fransa, Almanya ve İngiltere liderleriyle bu konuyu görüştü. ABD’li istihbaratçılar, Prigojin ve Rus savunma yetkilileri arasındaki bozulan ilişkileri aylardır izliyor ve bu durumun hem Wagner hem de Rus Ordusu için olumsuz bir gelişme olduğunu değerlendirmişti. Washington Post ise, ABD’nin Prigojin’in bir şeyler planladığını Haziran ortasından bu yana bildiğini aktardı. Prigojin’in isyanını tetikleyen olayın, 10 Haziran’da savunma bakanlığının Wagner ve diğer gönüllü birliklerin hükümetle sözleşme imzalaması zorunluluğunu getiren direktifi olduğu belirtiliyor. Bu, Prigojin’in paralı askerlerinin orduya geçmesi anlamına geliyordu. Yetkililer, “Lider kadrosuna yönelik bazı işaretler vardı, ancak isyan başlamadan hemen önce Prigojin’in tam olarak ne planladığı bilinmiyordu” dedi. Gazete, Prigojin’in planları hakkında kendi istihbaratının da Rusya lideri Vladimir Putin’e bilgi verdiğini bildirdi.
Rus Halkının Tepkisi
Kriz devam ederken, Putin’in halka yaptığı konuşma, tehdit algısının ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Önde gelen Rusya uzmanlarından Tatiana Stanovaya, Telegram kanalında, “Seçkinler arasında pek çok kişi, yaşananların sorumlusunun Putin olduğunu düşünecek ve başkan zamanında tepki vermedi. Bu nedenle tüm bu olaylar, Putin’in konumuna ciddi bir darbe vuracak” değerlendirmesini yaptı. Rusya kamuoyundaki genel tavrı analiz etmek zor, ancak ülkenin liderleri, sivillerin Rostov’da Wagner birliklerini alkışlamasından kaygılanacaklardır. Wagner birlikleri kentten ayrılırken, kendilerini destekleyen kalabalık tarafından alkışlanmış, sevinç çığlıkları atan ve fotoğraf çeken bir grup insanla karşılaşmışlardır. Ancak bazı kent sakinlerinin Wagner birliklerinin gelişinden sonra aceleyle trenlere koştuğu da kaydedilmiştir.