Yeni İmmunoterapi İlaç Onayı
Tip 1 diyabet hastalığının vücuttaki ilerlemesini geciktirecek bir immünoterapik ilaç, ABD’de onaylandı. Uzmanlar, teplizumab adlı bu ilaçla diyabet tedavisinde “yeni bir dönem” başladığını vurguluyor. İlk kez yalnızca hastalığın semptomlarıyla değil, doğrudan hastalığın kendisiyle mücadele edilebildiğini belirtiyorlar. Bu ilaç, bağışıklık sistemini yeniden programlayarak, yanlışlıkla insülin üreten pankreas hücrelerine saldırmayı engellemeyi amaçlıyor. Teplizumab’ın, başka ülkelerde de onaylanması bekleniyor.
Hastalığın Geciktirilmesi
Dünyada yaklaşık 8,7 milyon kişinin diyabet hastalığı ile yaşadığı tahmin ediliyor. Tip 1 diyabette, bağışıklık sistemi pankreastaki insülin üreten hücreleri hedef alıyor. Pankreas insülin üretimini durdurduğunda, kandaki glikoz seviyesi artış gösteriyor. Glikoz, kandaki en temel şeker türüdür ve vücut hücreleri için ana enerji kaynağıdır. Tip 1 diyabette, kan şekeri seviyeleri kontrol edilemeyebiliyor ve bu nedenle insülinin vücuda enjekte edilmesi gerekiyor. Günlük insülin takviyeleri, diyabet hastaları için bu nedenle son derece önemli bir rol oynuyor. 2019 yılında yapılan araştırmalar, bu yeni ilacın yüksek risk altındaki bazı bireylerin hastalığı geliştirme sürecini ortalama 3 yıl geciktirebileceğini ortaya koydu. Uzmanlar, hastalığın ilerlemesini geciktirmenin, özellikle bu süre zarfında günlük insülin almak veya kan şekerlerini sürekli izlemek zorunda kalmayacak gençler için büyük önem taşıyabileceğini ifade ediyor.
Ayrıca, diyabet hastalarının daha uzun bir süre boyunca kan şekerlerini sağlıklı düzeyde tutabilmesi ve böylece yüksek kan şekeri komplikasyonları, örneğin böbrek veya göz hastalıkları gibi durumların önüne geçilebileceği düşünülmektedir.
Tip 1 Diyabetin Tedavisinde Dönüm Noktası
Beth Baldwin’in oğlu Peter, 2014 yılında acil bir diyabetik ketoasidoz komplikasyonu nedeniyle hayatını kaybetti. 13 yaşındaki Peter, teşhis edilmemiş bir Tip 1 diyabet hastasıydı. Annesi Beth, “Bir ilaç gerçekten hayatımızı değiştirebilirdi. İnsanların tip 1 diyabet hastalığını geliştirmesini henüz engellemek mümkün değil ama hastalığın başlangıç zamanını geciktirmek, özellikle çocuklar için çok önemli bir gelişme olacaktır” diyor. Beth, günümüzde Genç Diyabet Araştırma Vakfı (JDRF UK) adlı bir dernekte çalışıyor ve tip 1 diyabetin aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk ve kilo kaybı gibi belirtileri hakkında farkındalık yaratmaya çalışıyor.
JDRF UK’den Rachel Connor, “Bu gerçekten bir oyun değiştirici. Bana göre, bu, Tip 1 diyabet tedavisinde yeni bir çağın başlangıcını temsil ediyor” diyor ve ekliyor: “İlk kez hastalığın neden geliştiğinin özüne inebiliyoruz ve süreci değiştirmeye yardımcı olabiliyoruz. Artık sadece semptomları tedavi etmiyoruz; bu başarıyı elde ettiğimizde, daha iyi ve daha uzun süreli çözümler bulmanın yollarını da keşfedebiliriz.”
Diyabetin Çeşitleri
Diyabetin birkaç farklı türü bulunmaktadır. En yaygın olanları şunlardır:
- Tip 1 diyabet: Pankreasın insülin üretimini durdurması sonucu kan glikoz seviyesinin artmasıdır. Bilim insanları bunun kesin nedenini bilmiyor; ancak genetik veya viral enfeksiyonların pankreastaki insülin üreten hücrelere zarar vermesi sonucu ortaya çıktığı düşünülüyor. Tip 1 diyabet, diyabet hastalarının yaklaşık %10’unu oluşturmaktadır.
- Tip 2 diyabet: Pankreasın yeterli miktarda insülin üretmemesi veya üretilen insülin hormonunun etkisiz olması durumudur. Genellikle orta ve ileri yaşlarda görülmektedir; fakat aşırı kilolu ve hareketsiz olan genç bireylerde de rastlanabilir. Tip 2 diyabet, Tip 1 diyabetten çok daha yaygındır.