Yeni Teknolojilerle Ötegezegen Araştırmaları
Space.com’un haberine göre, 2 Eylül’de düzenlenen bir basın brifinginde konuşan Dr. Quanz, İsviçre’nin Federal Teknoloji Enstitüsü ETH Zürih’te geliştirilen yeni teknolojilerin, James Webb Uzay Teleskobu gibi mevcut sistemlerle birlikte ötegezegen keşiflerinde kaydedilen ilerlemeleri iyimserlikle değerlendirdi. Dr. Quanz, “Başarının garantisi yok,” diyerek, bu süreçte farklı keşifler de yapacaklarını vurguladı.
Dr. Quanz, Webb Teleskobu’nun elde ettiği önemli bir başarıyı örnek göstererek, 1 Eylül’de yayınlanan bir gaz devi ötegezegen olan HIP 65426’nın ilk doğrudan görüntüsünün alınmasını belirtti. Bilim insanı, “[HIP 65426] sistemi çok özel bir sistem” diyerek, bu gezegenin yıldızdan oldukça uzakta döndüğünü ifade etti. Ayrıca, Webb’in gezegen fotoğrafları çekme konusundaki yeteneklerini de öne çıkardı. Küçük gezegenlere ulaşmanın şu an için mümkün olmadığını, çünkü Webb’in bu konuda yeterince güçlü olmadığını dile getirdi.
Dr. Quanz ve ETH Zürih’teki meslektaşları, Şili’de inşa edilmekte olan Avrupa Güney Gözlemevi’ne ait Aşırı Büyük Teleskop için tasarlanan bir orta kızılötesi görüntüleyici ve spektroskopi cihazı üzerinde yoğun bir şekilde çalışıyorlar. Bu teleskop açıldığında, yaklaşık 40 metre çapındaki aynasıyla, yer tabanlı en büyük teleskop olma unvanını kazanacak. ETH Zürih’te geliştirilen bu yeni cihaz sayesinde, Webb Teleskobu’nun inceleyemediği ötegezegenler daha detaylı bir şekilde incelenebilecek.
Dr. Quanz, “Cihazın birincil amacı, en yakın yıldızlardan birinin etrafında potansiyel olarak Dünya’ya benzeyen karasal bir gezegenin ilk fotoğrafını çekmek,” şeklinde konuştu. Uzun vadeli hedeflerinin ise bu tür fotoğrafları yalnızca birkaç yıldız için değil, düzinelerce yıldız için elde etmek ve çok sayıda karasal ötegezegenin atmosferini araştırmak olduğunu belirtti.
Ayrıca, astrofizikçi Dr. Quanz, ETH Zürih’in 9 Eylül’de duyurduğu yeni girişim olan Yaşamın Kökeni ve Yaygınlığı Merkezi’nin (Centre for Origin and Prevalence of Life) yöneticilerinden biri. Bu merkez, Dünya üzerindeki yaşamın kökeni, nasıl geliştiği ve evrende başka yaşam formlarının var olup olmadığı gibi büyük sorulara yanıt aramak üzere disiplinler arası bir araştırma platformu oluşturmayı hedefliyor.
