Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi’den Çocuklarda Korkuya Dair Önemli Açıklamalar
Uzman Klinik Psikolog Müjde Yahşi, çocuklardaki korku duygusunun doğası ve etkileri hakkında önemli bilgiler paylaştı. Yahşi’nin açıklamaları, korkunun yaşamsal bir duygu olduğunu ve nasıl sağlıklı bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurguluyor.
Korkunun Tanımı ve İşlevi
Korku, insanı tehlikelerden koruyan ve hayatta kalmasını sağlayan doğal bir alarm sistemidir. Beynimizin amigdala adı verilen merkezi, korku duygusunu tetikleyerek vücudumuza “kaç ya da savaş” tepkisi vermemizi sağlar. Örneğin, birisi elinde kesici bir aletle hızlıca size yaklaşırken hissettiğiniz korku, o anda doğru bir yanıt vermenizi sağlar; ya ortamdan kaçarsınız ya da kendinizi korumaya çalışırsınız.
Korkunun Fobilere Dönüşmesi
Peki, bu kadar önemli bir duygu nasıl olur da fobilere veya yoğun kaygılara dönüşebilir? Örneğin, bazı insanlar örümcekten korkarken bazıları onunla rahatça oynayabiliyor. Ya da bazı bireyler sürekli “deprem olacak mı?” kaygısını taşırken, diğerleri günlük yaşamlarına rahatça devam edebiliyor. Bu durum, korku hissinin kaynağında yatan güvensizlikle ilgilidir.
Güven Duygusunun Önemi
Eğer bir kişi güven duygusunda eksiklik yaşıyorsa, korku duygusu da artar. Örneğin, bir yaşındaki bir bebek yalnız kalmaktan, yabancı bir ortama girmekten veya annesinden ayrılmaktan korkar. Kendini güvende hissetmeyen bebek, bu korkusunu ağlayarak veya hırçınlaşarak ya da beslenme isteğini reddederek ifade edebilir.
Korkunun Doğası
Korku, doğuştan gelen ve deneyimlerle pekiştirilen bir duygudur. Örneğin, yüksekten düşme ve aniden gelen yüksek ses doğuştan taşıdığımız korkularken, yılan korkusu çoğu kişi için sonradan öğrenilen bir korkudur.
Çocuklardaki Korku Duygusunun Gelişimi
2-4 yaş arasındaki çocuklarda animizm özelliği gözlemlenir. Bu dönemde çocuklar, canlı ve cansız nesneleri ayırt edemezler; bu nedenle bazen tehlikeli bir örümceği masum bir oyuncak olarak algılayabilirler. Ancak, eğer çocuk örümcek tarafından ısırılırsa veya çevresindekiler tarafından korku duygusu aşılanırsa, bu durumda örümceğe karşı bir korku gelişebilir.
Kaygı İçerikli İletişim
Çocuklara kaygı içeren ifadeler kullanmak, onların korku merkezinin sürekli alarmda kalmasına neden olur. Örneğin:
- “Ellerini yıkamazsan mikrop kaparsın.”
- “Yemeğini yemezsen büyüyemezsin.”
- “Söz dinlemezsen Allah seni yakar.”
- “Ağlarsan polis seni alır.”
- “Yaramazlık yaparsan doktor iğne yapar.”
- “Susmazsan seni burada bırakacağım.”
- “Elimi bırakırsan hırsızlar seni kaçırır.”
- “Köpeğe yaklaşma seni ısırır.”
Bu tür ifadeler, çocuklarda fobi ve kaygı bozukluklarının gelişmesine yol açabilir.
Soyut Kavramların Zorluğu
12 yaş öncesi çocuklar somut düşünürler; soyut kavramlar ise belirsiz ve korkutucu olabilir. Dini kavramlar, ölüm, boşanma veya fantastik konular, çocukların bilişsel algıları için oldukça zorlayıcıdır. Örneğin, 5 yaşındaki bir çocuğa cennet ve cehennem kavramlarını açıklamak, çocuğun yalnız kalma, karanlıktan korkma veya hayali varlıklar hakkında kaygılar geliştirmesine neden olabilir.
Korkuların Yönetimi
Korkuları yenme çabası, yanlış yöntemlerle daha da derinleşebilir. Yalnız kalmaktan korkan bir çocuğu zorla odada bırakmak veya karanlıktan korkan bir çocuğa “korkacak ne var?” diyerek küçümsemek, bu korkuların artmasına neden olabilir. Ayrıca, ebeveynlerin aşırı korumacı tutumları, çocukta yetersizlik hissine yol açarak başka korkuların gelişmesine neden olabilir.
Sonuç Olarak
Korku, diğer duygular gibi gerekli ve yaşamsaldır. Ancak, çocuklardaki korkunun sağlıksız bir hale dönüşmesine yol açan ebeveyn tutumları ve kaygılar, dikkatle ele alınmalıdır. Çocuğunuza güven duygusunu aşılayarak, yersiz korkuların önüne geçebilir ve sağlıklı bir gelişim süreci sağlayabilirsiniz.