Prehistorik Hayvanlar: Günümüzde Yaşayan Antik Türler
Dinazor fosillerinin keşfedilmesinin ardından, tarih öncesi hayvanlara karşı insanlarda büyük bir merak oluştu. Bu devasa yaratıkların nasıl bir yaşam sürdüğünü hayal etmek, birçok kişinin ilgisini çeker. Örneğin, bir dev kertenkelenin sizi sokakta kovaladığını veya bir Stegosaurus’a selam verdiğinizi düşünmek oldukça ilginç. Ancak, günümüzde hala dinazorlar kadar eski olan ya da doğrudan dinazor soyundan gelen bazı hayvanlarla aynı dünyayı paylaşıyoruz. Bu yaratıkların bazıları milyonlarca yıl boyunca değişmeden kalırken, bazıları da zamanla evrim geçirerek farklılaşmıştır. İşte günümüzde yaşayan ve prehistorik kökenleri olan 10 ilginç hayvan:
1. TİMSAH
Günümüz timsahlarının kökeni, 95 milyon yıl öncesine, geç Kretasa dönemine dayanıyor. Bu yırtıcı hayvanlar, prehistorik Deinosuchus ailesinden gelmektedir. Timsahlar, yere yakın, güçlü kuyrukları ve uzun burunları ile tanınan, çok dişli avcılardır. İlginç bir şekilde, timsahlar ve kuşlar da birbirlerine akrabadır.
2. TEPELİ DEVEKUŞU (CASSOWARY)
Tepeli devekuşu, devasa bir pençeye benzeyen ayaklarıyla dinazor kökenlerinden geldiği izlenimini veriyor. Dünyanın en büyük üçüncü kuş türü olan tepeli devekuşları, genellikle Avustralya’nın kuzeyinde, Papua Yeni Gine’de ve Endonezya’da yaşar. Bu kuşların başındaki ibiğin, ısı kontrolü veya derin ses çıkarma işlevi olduğu düşünülmektedir.
3. TUATARA SÜRÜNGENİ
Tuatara, erken Triyas dönemine kadar uzanan bir soydan gelmektedir. Yeni Zelanda’da bulunan bu sürüngenler, böcekler, örümcekler ve küçük kuşlarla beslenir. Tuatara’lar, 100 yıla kadar yaşayabilen ve soğuk iklimlere dayanabilen nadir hayvanlardır. Bilim dünyasında “yaşayan dinazor” olarak adlandırılmaları, onların izole bir tür olduğunu düşündürmektedir.
4. KÖPEK BALIĞI
Köpek balıkları, dinazorların varlığından çok daha önce, yaklaşık 450 milyon yıl önce ortaya çıkmışlardır. Zamanla birçok türü yok olmuş olmasına rağmen, bu antik deniz yaratıkları hala varlıklarını sürdürmektedir. Megalodon gibi dev köpek balıkları, bir zamanlar denizlerde dolaşırken, Helicoprion gibi ilginç yapılı türler de hayatlarını sürdürmüştür.
5. KERTENKELE
Kertenkeleler ve dinazorlar, birçok genetik özelliği paylaştılar; fakat zamanla yolları ayrıldı. Dinazorların bacakları yere dikken, kertenkelelerin bacakları yana açılır. Kertenkeleler, yıllar boyunca evrim geçirerek suyu, havayı ve ağaçları keşfetmeyi başardılar. Ayrıca, kuyruklarını kaybettiklerinde yeniden büyütme yetenekleri, onların hayatta kalmalarını sağladı.
6. YENGEÇ
Yengeçler, dinazorların soyundan gelmiyor, ancak bu listeye almamızın sebebi, uzun yıllar boyunca evrim geçirerek geliştirdikleri güçlü zırhlardır. At nalı yengeçleri gibi bazı türler, 450 milyon yıl önce var oldu. Dinazorlar döneminde, yengeçler o kadar çoğaldı ki, “yengeç devrimi” olarak adlandırılan bir döneme girmiştir.
7. DEVEKUŞU
Devekuşları, uçamayan büyük kuşlar arasında yer alır. Uzmanlar, dinazorların evrimi sonucunda, küçük dinazorların kuşlara dönüştüğü ve daha sonra yere bağlı bir yaşam tarzına geçiş yaptığını düşünmektedir. Bu evrimsel süreçte, devekuşlarının sürüngen benzeri özelliklere sahip oldukları da iddia edilmektedir.
8. DENİZ KAPLUMBAĞASI
Deniz kaplumbağaları, 230 milyon yıl önce ortaya çıkmış ve birçok zorluğa rağmen hayatta kalmayı başarmış bir türdür. Dinazorlarla akrabalık ilişkileri bulunan bu kaplumbağalar, yeryüzünden silinen Kretase Dönemi’ni atlatmayı başarmışlardır. Deniz kaplumbağalarının evrimsel kökenleri hakkında hala birçok soru işareti bulunmaktadır.
9. TAVUK
Dinazorlar ile kuşlar arasındaki evrimsel bağ, artık iyi bir şekilde belgelenmiştir. Şaşırtıcı bir bulgu, Tyrannosaurus rex’in günümüz tavukları ile bazı moleküler yapıları paylaşmasıdır. Paleontologlar, T-Rex fosilinde buldukları proteinleri incelediklerinde, en büyük benzerliği tavuklarla bulmuşlardır.
10. YILAN
Yılanlar, evrimsel süreçte bazı vücut kısımlarını kaybeden hayvanlar arasında yer almaktadır. Özellikle bacaklarını kaybeden yılanlar, esnek bir yaşam tarzı geliştirmiştir. Yılanların vücut yapısı, onların dar alanlarda hareket etmelerini sağlarken, akciğerleri ile ilgili de ilginç adaptasyonlar göstermektedir.
