Aşırı Aktif Mesane Hakkında Bilgiler
Üroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ali Yıldız, aşırı aktif mesane sendromu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Mesanenin, böbreklerden üretilen idrarı depolayan bir organ olduğunu belirten Yıldız, mesanenin kas yapısından oluştuğunu ve yaklaşık 500 cc idrar depolayabildiğini ifade etti. “Aşırı aktif mesane, ismiyle müsemma, idrar kesesinin depolama işlevinde meydana gelen sorunlar neticesinde normalden daha fazla (aşırı) çalışması olarak tanımlanmaktadır” dedi. Yıldız, aşırı aktif mesanenin belirtileri arasında sık idrara çıkma, ani idrara sıkışma hissi, tuvalete yetişemeden idrar kaçırma ve gece idrara kalkma gibi semptomların yer aldığını vurguladı.
Yıldız’ın Açıklamaları Şöyle:
Aşırı Aktif Mesane Risk Faktörleri Nelerdir?
Aşırı aktif mesane sendromuna yol açabilecek bir dizi risk faktörü bulunmaktadır:
- Yaşın ilerlemesi
- Diyabet hastalığı
- Genişlemiş prostat
- İdrar yolu enfeksiyonları
- Gebelik ve doğum süreçleri
- Fazla kilo
Ayrıca, genetik faktörlerin de aşırı aktif mesane ve idrar tutamama konularında bireyleri daha hassas hale getirdiği araştırmalarla ortaya konmuştur. Dolayısıyla, genetik etkenler de bu durum üzerinde önemli bir rol oynamaktadır.
Ortalama Tuvalete Gitme Süresi Ne Olmalı? Ne Zaman Tehlikeli Hale Gelir?
Normal şartlar altında bir insanın gün içerisinde idrara çıkma sıklığı 4-8 kez arasında olmalıdır. Eğer gece boyunca birden fazla kez tuvalete gitmek ya da gündüz 8 kezden fazla idrara çıkma durumu söz konusu ise, bu durum idrar sıklığının normal limitlerin üzerinde olduğunu gösterir.
Sağlıklı Bir Mesaneye Sahip Olmak İçin Neler Yapılabilir?
Sağlıklı bir mesane fonksiyonu için şu önerilere dikkat edilmelidir:
- Günde en az 1,5-2 litre sıvı tüketmek.
- Gece uyumadan dört saat önce sıvı alımından kaçınmak ve yatmadan önce mesanenin boşaltılması.
- Akşam saatlerinde sulu meyve ve sebzelerden uzak durmak.
- Aşırı kafeinli, asitli ve baharatlı yiyecek ile içeceklerden kaçınmak.
- Aşırı alkol tüketimini sınırlamak.
- Düzenli fiziksel aktivite yapmak, kilo verme hedefleri doğrultusunda dengeli bir beslenme düzeni oluşturmak.
- Varsa sigara alışkanlığından vazgeçmek.
- Kronik kabızlık ve tuvalete çıkarken zorlanma durumlarını önlemek için diyete lifli gıdalar eklemek.
Aktif Mesane Nasıl Tedavi Edilir?
Aşırı aktif mesane sendromunun şikayetlerini ortadan kaldıran tek bir tedavi yöntemi mevcut değildir. Bu nedenle, hastaların tedavi sonrası gelişimlerini düzenli olarak takip etmek oldukça önemlidir; çünkü tedavi başarısı bireyden bireye değişiklik gösterebilir. Hastalığın tedavisinde birden fazla seçenek bulunmaktadır, ancak öncelikli olarak hastaların yaşam tarzlarında değişiklik yapmaları ve pelvik egzersiz alışkanlıkları geliştirmeleri beklenmektedir. Bunun yanı sıra, ilaç tedavisi de uygulanabilir. Eğer bu yöntemler yeterli gelmezse, mesane botoks uygulamaları veya sinir iletimini azaltan cerrahi müdahale gibi daha ileri tedavi seçenekleri değerlendirilebilir. Bazı durumlarda ise mesanenin büyütülmesi etkili bir tedavi yöntemi olarak kullanılabilmektedir.
Aktif Mesane Sorunu Botoks ile Tedavi Edilebilir Mi?
“Clostridium botulinum” bakterisinden elde edilen ve tıbbi bir protein olarak bilinen botoks, yalnızca kozmetik alanlarda değil, nöroloji ve üroloji gibi tıbbi alanlarda da etkin bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Günümüzde aşırı aktif mesane sorunlarının tedavisinde de botoks önemli bir seçenek haline gelmiştir. Botoks, mesane kasına enjekte edildiğinde, bu kas veya kas gruplarının sinirlerini geçici olarak devre dışı bırakmakta ve istemsiz hareketleri ile aşırı kasılmayı ortadan kaldırmaktadır. Bu etki, sinir uçlarındaki asetil kolin maddesinin salınımını durdurarak gerçekleşir. İşlemin hastane ortamında ve ameliyathane koşullarında yapılması büyük önem taşımaktadır. Tedavi sonrası, hastaların büyük bir çoğunluğunda idrara çıkma ve idrar kaçırma sorunlarında belirgin bir azalma görülmekte ve çoğu zaman tam bir iyileşme sağlanmaktadır. Ancak bazı hastalarda işlem sonrası idrar yapmada zorluk yaşanabilmektedir. Bu durum geçici olup, genellikle 10-14 gün içinde kendiliğinden düzelir. Botoksun etkinliği ise 6 ila 12 ay arasında devam etmektedir. Bu tedavi yönteminden fayda gören hastaların, ilacın etkinliği sona erdikten sonra tekrar enjeksiyon ihtiyaçlarının olabileceği unutulmamalıdır.