Varis Uyarısı: Yaz Aylarında Dikkat Edin!
Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. İhsan Alur, yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan varis şikâyetlerine karşı önemli uyarılarda bulundu. Varisin tam olarak ne olduğunu ve nasıl oluştuğunu açıklayan Dr. Alur, “Toplardamarların içinde kanın kalbe doğru tek yönde hareketini sağlayan kapakçıklar bulunmaktadır. Bu kapakçıkların çeşitli nedenlerle hasar görmesi, kanın bacaklarda birikmesine yol açarak varis oluşumunu tetikler. Varis, bacak toplardamarlarının kırmızı, mavi veya mor renge dönüşerek genişlemesi, uzaması ve kıvrımlı hale gelmesiyle kendini gösterir.” diye belirtti.
Varisin Farklı Evreleri
Op. Dr. İhsan Alur, varisin farklı evreleri bulunduğunu dile getirerek, “Kılcal varisler, 1-3 mm çapında ince damar genişlemeleri olarak bilinir. Bu varisler en erken evre olmalarına rağmen tanım olarak varis sayılır. İkinci evrede ise 4 mm çapının üzerindeki damar genişlemeleri gerçek varisler olarak adlandırılır. Hastalığın ileri evrelerinde bacaklarda şişlik, ciltte kahverengi-siyah değişiklikler ve genellikle ayak bileğinin iç tarafında yaralar görülebilir.” şeklinde konuştu.
Mutlaka Tedavi Edilmeli
Varisin tedavi edilmemesi durumunda, hastalığın Kronik Venöz Yetmezlik (KVY) adı verilen daha ciddi bir duruma ilerleyebileceğini belirten Dr. Alur, bu durumun zamanla kötüleşen ağrı, şişlik, huzursuzluk ve bacak yorgunluğu gibi belirtilerle sonuçlanabileceğini vurguladı.
Hangi Meslek Grupları Daha Fazla Risk Altında?
Varisi olduğu halde tedavi edilmeyen kişilerin belirtilerinin zamanla ilerlemesiyle KVY hastalığı için daha büyük risk taşıdıklarını ifade eden Dr. Alur, “KVY, her yaşta ortaya çıkabilir, ancak ileri yaş için bir risk faktörü oluşturur. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Hamilelik döneminde hormonal değişiklikler nedeniyle varis oluşma olasılığı artar. Öğretmenler, hemşireler, polisler ve garsonlar gibi uzun süre ayakta kalmayı gerektiren meslek gruplarında çalışan kişilerde varis daha yaygın bir şekilde görülmektedir. Ayrıca, ailede varis öyküsü olan bireylerde genetik bir yatkınlık söz konusudur.” dedi.
Ağrı ve Şişlik Belirtileri
Varisin neden olabileceği şikâyetleri de aktaran Dr. Alur, “Kılcal varisler genellikle sadece görüntü bozukluğuna yol açar. Ancak 3-4 mm çapındaki varislerde, görüntü bozukluğuna ek olarak belirgin yakınmalar başlar. Uzun süre ayakta kalındığında bacakta ağrı, şişlik, hassasiyet ve ağırlık hissi oluşabilir. Hastalar, bacaklarında sürekli bir sızlama olduğunu ve dinlenmelerinin bile bu durumu geçirmediğini ifade eder. Bu yakınmalar günün ilerleyen saatlerinde daha belirgin hale gelir. Geç dönem varis hastalarında özellikle ayak bileği iç tarafında şişlik ve renk değişikliği gözlemlenir. Bu alan kaşıntılıdır ve zamanla yara açılabilir; bu yaralar genellikle geniş ama derin olmayan özelliklere sahiptir.” şeklinde bilgi verdi.
Günlük Hayatı Olumsuz Etkileyebilir
Varis hastalığının bireylerin günlük aktivitelerine olumsuz etkileri olabileceğini belirten Dr. Alur, “Varis hastalığı, bacak ağrısı, şişlik, ödem, yanma ve kramp gibi belirtilerle bireylerin yaşam kalitesini düşürebilir. Ayrıca, kozmetik ve psikolojik açıdan kişinin mutsuzluğuna ve özgüven eksikliğine yol açabilir. Özellikle kadın hastalar yaz aylarında etek giyememe, bacaklarındaki varislerin başkaları tarafından görünmesi kaygısı gibi rahatsız edici düşünceler yaşayabilirler.” açıkladı.
Varis Çorabı ile Önlem Alınabilir
Günümüzde varis hastalığını tamamen engelleyecek bir yöntem bulunmadığını belirten Dr. Alur, “Varis hastalığı genetik kökenli olup, çevresel faktörlerin etkisiyle tetiklenir. Bu nedenle, çevresel etmenleri azaltarak hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak mümkündür. Örneğin, varis çorapları giyerek, varis ilaçları kullanarak damar duvarlarını güçlendirebilir ve bacak kaslarını güçlendiren hafif egzersizler yapabilirsiniz.” dedi.
Ağrısız ve İğnesiz Teşhis Yöntemleri
Varis tedavisinin nasıl teşhis edildiğine dair bilgi veren Dr. Alur, “Günümüzde en sık kullanılan yöntem renkli doppler ultrasonografidir. Bu yöntemle gözle görülemeyen derin toplardamarlar incelenebilir ve kapak yetersizliği değerlendirilebilir. Bu yöntem hem ağrısızdır hem de iğne kullanılmamaktadır.” şeklinde konuştu.
Sıcaklıkların Varis Üzerindeki Etkisi
Yaz aylarında sıcaklıkların artmasının ciltteki damarlarda genişlemeye yol açtığını belirten Dr. Alur, “Bu durumda, zaten varis hastalığına bağlı olarak genişlemiş toplardamarlarda daha fazla kan birikmesi (staz) ve kan dolaşımının yavaşlaması meydana gelir. Bu da varislerde yanma, kaşıntı ve bacakta huzursuzluk hissinin artmasına neden olur.” dedi.
Varis Tedavi Seçenekleri
Op. Dr. İhsan Alur, varis ve KVY için üç ana tedavi seçeneği bulunduğunu ifade ederek, “Bu seçenekler cerrahi tedavi (açık yöntem), kapalı yöntemlerle varisli damarın ablasyonu (Endovenöz ablasyon) ve skleroterapi (köpük tedavisi) olarak sıralanabilir. Eğer varisiniz olduğunu düşünüyorsanız, mutlaka bir kalp ve damar cerrahına görünmelisiniz. Çünkü tedavi edilmediği takdirde varis, zamanla artan ve tedavi edilmesi daha zor olan kronik venöz yetmezlik hastalığına (KVY) dönüşebilir.” dedi.
Güneşlenme Zamanına Dikkat Edin
Varis tedavisi için belirlenmiş kesin bir zaman dilimi olmadığını belirten Dr. Alur, “Ancak özellikle skleroterapinin (köpük tedavisi) yaz aylarında hastanın tatile gideceği veya güneşleneceği zaman dilimleriyle çakışmamasına dikkat edilmelidir. Çünkü ciltteki kılcal varislerin skleroterapi ile yok edildikten sonra güneşte kalması, ciltte renk değişikliklerine ve lokal reaksiyonlara yol açabilir.” diyerek sözlerini tamamladı.