Göz Kuruluğu ve Belirtileri
Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Bülent Özkan, gözlerde hissedilen kaşıntı, batma, yanma, kızarıklık, bulanık görme ve ışığa karşı artan duyarlılık gibi belirtilerin göz kuruluğunun habercisi olabileceğini belirtmektedir. Göz kuruluğu, bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve göz sağlığını tehdit eden önemli bir durumdur. Dr. Özkan, “Kuru göz hastalığı, gözyaşının gözleri yeterince nemlendiremediği durumlarda ortaya çıkan yaygın bir rahatsızlıktır. Gözyaşının yetersiz kalması veya yapısının bozulması durumunda, gözlerde kuruluk meydana gelebilir. Gözyaşı yetersizliği, göz yüzeyinde iltihaplanma ve hasar oluşturabilir. Genellikle gözyaşı üretiminin azalması veya gözyaşının buharlaşmasının artması, kuru göz rahatsızlığının başlıca nedenleridir. Hormonal değişiklikler, otoimmün hastalıklar ve iltihaplı göz kapağı bezleri gibi çeşitli faktörler de bu duruma katkıda bulunabilir. Göz kuruluğu, tedavi edilmediğinde göz enfeksiyonları, kornea yaraları ve hatta görme kaybı gibi ciddi sonuçlar doğurabilir” diye açıklamaktadır.
Gözyaşı Filmi ve Bozulması
Dr. Özkan, göz kuruluğunun belirtilerini şu şekilde sıralamaktadır:
- Batma, yanma veya kaşınma hissi
- Bulanık görme
- Göz yorgunluğu
- Gözlerin içinde veya çevresinde yapışkan salgı (lifli mukus)
- Işığa karşı duyarlılık
- Göz kızarıklığı
- Yabancı cisim hissi
- Kontakt lens kullanımında zorluk
- Tahrişe bağlı refleks gözyaşı akıntısı
- Gece araç kullanmada zorluk
Göz kuruluğu, gözyaşı filminin sağlıklı yapısının bozulmasından kaynaklanmaktadır. Gözyaşı filmi, üç ana katmandan oluşur: En üstte buharlaşmayı önleyen ince yağ tabakası, ortada bulunan sıvı katmanı ve en altta gözyaşının kornea yüzeyine yayılmasını sağlayan mukus tabakası. Bu kombinasyon, gözlerin yüzeyini kaygan, pürüzsüz ve temiz tutar. Ancak bu katmanlardan herhangi birinde bir sorun meydana gelmesi, kuru gözlere yol açabilir. Gözyaşı filminin işlev bozukluğuna neden olan faktörler arasında hormonal değişiklikler, otoimmün hastalıklar (Sjögren sendromu, romatoid artrit), iltihaplı göz kapağı bezleri (Blefarit) ve alerjik göz hastalıkları bulunmaktadır.
Yaş ve Diğer Risk Faktörleri
Dr. Özkan, göz kuruluğuna yol açabilecek risk faktörlerini şu şekilde açıklamaktadır:
- Gözyaşı üretimi, yaşla birlikte azalma eğilimi gösterir; bu nedenle, 50 yaş üstü bireylerde göz kuruluğu daha sık görülmektedir.
- Kadınlarda, hamilelik, doğum kontrol hapı kullanımı veya menopoz gibi hormonal değişiklikler gözyaşı eksikliğine yol açabilir.
- Yeterli A vitamini veya Omega-3 alımının olmaması, göz kuruluğunu artırabilir.
- Kontakt lens kullanımı veya refraktif cerrahi geçmişi (excimer lazer ile göz bozukluklarının düzeltilmesi) de göz kuruluğu riskini artırmaktadır.
Yetersiz gözyaşı, gözlerin yüzeyini enfeksiyondan koruyamaz ve bu durum göz enfeksiyonu riskini artırır. Kuru gözler, bilgisayar kullanımı, okuma ve araç kullanma gibi günlük aktiviteleri zorlaştırarak yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Tedavi edilmediğinde şiddetli göz kuruluğu, göz iltihabına, kornea yüzeyinde aşınmaya ve görme kaybına yol açabilir.
Kuru Göz Tedavi Yöntemleri
Kuru göz tedavisi, göz damlaları ve yaşam tarzı değişikliklerini içermektedir. Dr. Özkan, “Kırmızı, tahriş olmuş, yorgun veya ağrılı gözler gibi uzun süreli kuru göz belirtilerinde vakit kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır. Kuru göz semptomlarını kontrol altına almak için bu önlemleri sürekli olarak uygulamak gerekebilir. Örneğin:
- Saç kurutma makineleri, araba ısıtıcıları, klimalar veya vantilatörler yüzünüze doğrultulmamalıdır.
- Gözlere hava üflemekten kaçınılmalıdır.
- Bulunulan ortamın nemlendirilmesi önemlidir. Kış aylarında, hava nemlendiricileri iç mekan havasına nem katabilir.
- Gözleri korumak için güneş gözlüğü veya diğer koruyucu gözlükler kullanılmalıdır.
- Uzun süreli görevler sırasında göz molaları verilmelidir. Gözler birkaç dakika kapatılarak dinlendirilmeli veya gözyaşlarını dağıtmak için sık sık göz kırpılmalıdır.
- Bilgisayar ekranı, göz hizasının altına yerleştirilmelidir; bu, gözyaşı buharlaşmasını azaltabilir.
- Sigara dumanı veya hava kalitesi düşük kapalı alanlardan kaçınılmalıdır.
Kronik kuru göz rahatsızlığı olan bireyler, gözler iyi hissedilse bile düzenli olarak suni gözyaşı damlası kullanmalıdır.”