Kuş Gribi Vaka Artışları ve Önlemler
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yapan Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Savaşçı, dünya genelinde artış gösteren kuş gribi vakaları hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Kuş gribinin ilk kez 2003 yılında ciddi bir şekilde ortaya çıktığını hatırlatan Doç. Dr. Savaşçı, “Bu virüs, toplamda 14 ülkeye yayıldı. Bu bağlamda, özellikle kümes hayvancılığı ile uğraşan bireylerin dikkat etmesi gereken bazı hususlar var. Hayvan ölümleri ya da kendilerinde öksürük, ateş, eklem ve kas ağrısı gibi grip belirtileri gözlemlediklerinde, mutlaka yetkili yerel mercilere bildirimde bulunmaları gerekmektedir. Aksi takdirde, gizlenen vakalar sonucunda salgın boyutunda artışlar yaşanabilir ve bu da ülkeler arasında ekstra sorunlar doğurabilir,” dedi.
Kuş Gribinin Tehlikeleri
Doç. Dr. Savaşçı, kuş gribinin koronavirüse göre daha tehlikeli bir virüs olduğunu belirterek, “Ne yazık ki kuş gribi, koronavirüse kıyasla daha bulaşıcı ve daha öldürücü. Bu virüsle enfekte olanların neredeyse yarısı hayatını kaybedebiliyor. Yüzde 51’lik bir ölüm oranı mevcut. Bu nedenle, kuş gribinin yayılmaması ve bulaşmaması için, özellikle kanatlı hayvan üreticileri, çiftçiler ve genel halkın son derece dikkatli olması gerekiyor. En küçük bir şüphe durumunda, mutlaka yerel yetkililere haber vermeleri şart,” şeklinde konuştu.
Aşılar ve Koruyuculuk Oranları
Doç. Dr. Savaşçı, koronavirüs aşısı hakkında Malezya’da yapılan önemli bir çalışmayı da gündeme getirdi. “Malezya, aşı konusunda bizimle ortak çalışmalara imza attı. Bu çalışmalara göre, özellikle 2 doz BioNTech aşısı uygulanan bireylerde, 3. doz yapıldığında koruyuculuk oranı yüzde 95’in üzerine çıkıyor. Ancak inaktif aşı ile aşılanan bireylerin 3. doz hatırlatma sonrasındaki koruyuculuk oranı ise sadece yüzde 74’te kalıyor. Bu durum, aşılanma oranlarının düşük olduğu Avrupa ülkeleri dahil birçok yerde endişe verici sonuçlar doğuruyor. Hükümetler, yeniden kısmi kapanma, aşı pasaportu uygulamaları gibi tedbirler almak zorunda kalıyor. Bu dönemde, aşı yaptıran vatandaşlarımızın 2 dozdan sonra 3. dozu yaptırmaları, özellikle sağlık çalışanları ve risk grubundaki bireylerin 4. dozu bile düşünmeleri hayati önem taşıyor,” ifadelerini kullandı.
Aşılamada Düşüş ve Halk Sağlığı
Doç. Dr. Savaşçı, Türkiye’deki vakaların seyrine ilişkin şu bilgileri aktardı: “Son iki haftadır vakalarda bir düşüş trendi gözlemleniyor. Poliklinik başvuruları, yatan hasta sayıları ve yoğun bakımda kalan hastaların sayısında azalma mevcut. Ancak Avrupa’daki artışlar, ülkemizi de endişelendirmekte. Şu anda diyebileceğimiz en net şey; bu salgın artık aşısızların pandemisi haline gelmiştir. Kliniklerimizde yoğun bakımda yatan hastaların yaklaşık yüzde 80’i aşısız ve yoğun bakımlardaki hastaların yüzde 90’ı aşısız. Halkımızın neden hala aşılarını yaptırmadığını anlayamıyoruz, bu durumun çözümüne yönelik destek bekliyoruz. Günlük 500-600 aşı yapılırken, bu sayı şu anda 200-300 civarına düştü. Aşılamaya olan ilgiyi artırmak için çaba göstermeliyiz,” diye vurguladı.