1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Meme Kanseri: Erken Tanı ve Risk Faktörleri

Meme Kanseri: Erken Tanı ve Risk Faktörleri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Meme Kanseri ve Erken Tanı Öneminin Vurgulanması

Meme Kanseri ve Erken Tanı Öneminin Vurgulanması

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, meme kanseri, kadınlarda görülen kanserlerin yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır. Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar, Türkiye’de 20 binin üzerinde kayıtlı meme kanseri hastası bulunduğunu, bunların büyük bir kısmına menopoz öncesi dönemde tanı konulduğunu ifade etti. Araştırmalar, meme kanseri vakalarının son 20 yılda iki katından fazla arttığını ve bu artışın her yıl devam ettiğini göstermektedir. Bu nedenle, erken tanıya yönelik farkındalık kampanyalarının ve kamuoyunu bilgilendirme çalışmalarının artırılması gerekmektedir. Çünkü meme kanseri, erken evrede tedavi edilebilen bir kanser türüdür.

Kendi Kendine Meme Muayenesi Ne Zaman Yapılmalı?

Kendi Kendine Meme Muayenesi Ne Zaman Yapılmalı?

Meme kanserinin oluşum şekli ve belirtilerine dikkat çeken Dr. Kar, “Meme kanseri, süt dokusu ve süt kanallarında oluşan bir kanser türüdür. Batı toplumlarında yaşla birlikte görülme sıklığı artarken, ülkemizde bu yaş 40’ın altına inmiştir. Bu nedenle, 30 yaş üstündeki her kadının ayda bir kez kendi kendine yapacağı muayene hayati öneme sahiptir. Kendi kendine meme muayenesi için en uygun dönemler, adet başladıktan sonraki 5. ve 7. günlerdir.” dedi. Ayna karşısında meme cildinde ya da meme başında çekinti, kabarıklık veya kızarıklık gibi değişikliklerin araştırılması gerektiğini belirtti. Ayrıca elle meme ve koltuk altlarında kitle aranmasının önemine değindi.

Meme Kanseri: Erken Tanı ve Risk Faktörleri

Dr. Kar, “30 yaş üstü her kadının yılda bir defa genel cerrah tarafından muayene edilmesi, erken tanı açısından kritik bir öneme sahiptir. Meme kanserinin belirtilerine gelince, meme kanserinde ağrı çok nadir görülmekte ve memede ağrı olmaması, meme kanserini ekarte etmemektedir. Memede ele gelen ağrısız sertlik, meme derisinde kızarıklık veya şişlik, meme başında veya derisinde çöküntü veya çekilme, meme başında kanlı akıntı, meme başında ya da derisinde yara, koltuk altında sertlik gibi belirtiler, meme kanserinin işaretleri olabilir. Bu nedenle, bu tür belirtilerle karşılaşıldığında, vakit kaybetmeden bir genel cerrah uzmanına başvurulmalıdır.” şeklinde konuştu.

Kimler Meme Kanseri Açısından Daha Fazla Risk Altında?

Kimler Meme Kanseri Açısından Daha Fazla Risk Altında?

Meme kanserinde risk grubunda bulunan kişilere dikkat çeken Dr. Kar, “Genetik faktörler göz önüne alındığında, anne, kardeş, çocuk, anneanne, babaanne, teyze ve hala gibi birinci ve ikinci derece akrabalarda meme kanseri riski daha yüksektir. Ayrıca, egzersiz yapmayan, hareketsiz bir yaşam süren, yüksek miktarda kırmızı et tüketen, hayvansal yağ ve protein ağırlıklı beslenen, fazla miktarda alkol ve sigara tüketen bireylerde de meme kanseri riski artmaktadır. Bunun yanı sıra, 12 yaşından önce adet gören, 55 yaşından sonra menopoza giren, uzun süre hormon tedavisi gören, doğum yapmayan, 30 yaşından sonra doğum yapan ve emzirmeyen kadınlarda da risk bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Meme Kanseri: Erken Tanı ve Risk Faktörleri

Mamografi Ne Kadar Sıklıkla Yapılmalı?

Mamografi Ne Kadar Sıklıkla Yapılmalı?

Mamografinin meme kanserinin erken tanısında önemli bir yöntem olduğunu vurgulayan Dr. Kar, “40 yaşından sonra yılda bir defa mamografi yapılması gerekmektedir. Özel bir risk durumu yoksa, 40 yaş sonrası her yıl mamografi yaptırılması önerilmektedir. Mamografinin yaygın kullanımı ile 50 yaş üstü kadınlarda meme kanserine bağlı ölümlerde %35 oranında bir azalma sağlanmıştır. 50 yaş altındaki kadınlarda bu oran daha yüksektir. Yılda bir çekilecek mamografi, kanserin çok erken evrede yakalanabilmesine ve öncü lezyonların tespit edilip kanserleşmeden çıkarılmasına olanak tanımaktadır. Çoğu meme kanseri vakasında lezyonun çıkarılması yeterli olmaktadır. Bazı özel durumlarda ise memenin alınması gerekebilir.” dedi.

Dr. Kar, “Koltuk altındaki lenf düğümleri, ameliyat sırasında özel bir yöntemle değerlendirilir ve gerekmedikçe temizlenmemektedir. Hastalığın tekrarlamasını önlemek için kemoterapi, radyoterapi ve hormonoterapi gibi ek tedaviler uygulanabilir. Meme kanseri olan hastalarda, ilk üç yıl 3 ayda bir, 2. ve 5. yıllar arasında 6 ayda bir, daha sonra da yılda bir defa muayene yapılması önerilmektedir. Ailesinde meme kanseri olan kadınlar, teşhis konulan yaştan sonra 10 yıl geriye gidilerek muayene ve gerekli görülen tetkiklerle başvurmalıdır. Örneğin, annesinde 45 yaşında meme kanseri çıkan bir kadının, meme kanseri için takibi 35 yaşında başlamalıdır.” şeklinde bilgi verdi.

Meme Kanseri: Erken Tanı ve Risk Faktörleri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin