1. Haberler
  2. Teknoloji
  3. Kendi Kendini Süren Araçlar: Güven Sorunları ve İnsanların Algısı

Kendi Kendini Süren Araçlar: Güven Sorunları ve İnsanların Algısı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kendi Kendini Süren Araçlar ve Güven Sorunları

Kendi kendini süren bir aracın yol açtığı ölümcül bir kaza, belki de diğer kazalardan daha trajik değildir; ancak bu durum, birçok insanı teknoloji tarafından verilen ölüm kalım kararları konusunda şüpheli bir bakış açısına yönlendirmektedir. Amerikan Otomobil Birliği’nin yaptığı bir anket, Amerikalıların yüzde 71’inin tamamen otonom (özerk) bir araçta seyahat etmekten korktuğunu ortaya koymuştur. Bu oran, Herzberg’in trajik ölümü öncesinde yapılan benzer bir ankete göre yüzde sekizlik bir artış göstermektedir.

Yolda dönen lazerler ve diğer algılayıcılarla çevrelerini tarayan bu araçlar, halihazırda bazı ülkelerin sokaklarında dolaşmaktadır. Bu araçlar, Waymo (Google’ın ana holdingi Alphabet’in bir parçası) veya General Motors gibi büyük şirketlere ait olabileceği gibi, Drive.ai veya Aptiv gibi daha az bilinen ekipler tarafından da işletilebilmektedir. (Örneğin, Arizona’da meydana gelen o ölümcül kazaya karışan araç Uber tarafından işletiliyordu ve bu olaydan sonra bu araçlar yaklaşık dokuz ay boyunca yollardan çekilmişti). Peki, bu robotik şoförlere karşı bu denli ihtiyatlı olmaya iten sebepler nelerdir ve insanlar bu araçlara nasıl güven kazanabilirler?

Bu soruları anlamak için, öncelikle psikologların “zihin kuramı” olarak adlandırdığı bir kavramı düşünmek faydalı olacaktır. Basitçe ifade etmek gerekirse, bu kuram; (genellikle) bizim gibi diğer insanların da kafalarında düşünmekle meşgul olan beyinler bulunduğunu kabul etmektedir. Bu kuram, trafikte de geçerlidir. Örneğin, bir yaya geçidine adım atmadan önce, bir sürücüyle göz teması kurarak “Beni görüyor, bu durumda güvendeyim” ya da “Beni görmüyor, bu durumda güvende değilim” şeklinde düşünebiliriz. Bu yöntemi, muhtemelen fark ettiğimizden daha fazla kullanıyoruz; hem direksiyon başında hem de yaya olarak.

British Columbia Üniversitesi’nde yardımcı profesör olan Azim Şerif, bu durumu şöyle açıklıyor: “Kendimizin nasıl davranacağını bildiğimiz için, diğer insanların nasıl davranacağını da tahmin edebiliyoruz.” Ancak bir algoritmayla göz teması kurmak mümkün değildir. Otonom araçlarda, genellikle kontrolü ele almak için hazır bekleyen yedek sürücüler bulunmaktadır. Ancak araç kendi kendini sürüş modundayken, sorumluluk bilgisayara aittir. “Makinelere ait bir zihin kuramını öğrenmemiz gerekecek” diyor Şerif. Bu da, kendi kendini süren araçların açık sinyaller vererek (dönüş sinyallerinin dışında) halkın, makinenin plan yaptığını anlamasını sağlaması gerektiği anlamına geliyor.

Bu konudaki çözümlerden biri, Teksas’ta kendi kendine giden karavanlar işleten Drive.ai şirketinden gelmektedir. Bu dikkat çekici turuncu ve mavi renkli taşıtlar, dört tarafında çevreye mesaj ileten LED işaretler barındırmaktadır. Karşıya geçmek isteyen bir yayaya “Seni Bekliyorum” diyebilirken, “Şimdi Gidiyorum/Lütfen Bekle” diyerek onları uyarabilirler. Bunun yanı sıra, yayalara değil ama yolculara yönelik bir strateji de bulunmaktadır: Waymo taşıtlarındaki ekranlar, arabanın içindeki kişilere otonom aracın gördüklerinin basit ve canlandırmalı bir versiyonunu göstermektedir. Bu ekranlar ayrıca, arabanın ne yaptığını da gösterebilir; örneğin durup bir kişinin geçmesini beklemek gibi. “Güven, kendinizi başka birine savunmasız hale getirmeye istekli olmaktır” diyor Şerif. “Bunu yapmamızın nedeni, diğerinin ne yapacağını oldukça kolay bir şekilde tahmin edebiliyor olmamız.”

Tüm bu açıklamaların sonucunda; eğer araçlar tahmin edilebilir ve söyledikleri şeyleri yaparlarsa, insanların güvenini kazanma olasılıkları artacaktır. Bu tanıdık bir durum gibi geliyor, değil mi? Makine zihniyle iletişim kurmak önemli ancak bu, makinelerin insanların araç sürerken nasıl düşündüklerini ve davrandıklarını tam olarak taklit etmelerini istemek anlamına gelmez. Aslında, otonom bir araçla yolculuk etme vaadi, silikon beyinlerin araba kullanırken mesaj yazmak, alkollü araç kullanmak ya da bir ayrılığın ardından keyfi kaçtığı için otoyolda son sürat gitmek gibi dikkatsiz davranışlar sergilemeyeceği düşüncesine dayanmaktadır. (Unutmayalım ki, araçların sevgilisi olmaz.) RAND Corporation düşünce kuruluşunda kıdemli bir politika analisti olan Marjory S. Blumenthal, “Bence sıradan arabalara göre daha güvenli olma potansiyelleri var” diyor. Ancak henüz kesin güvenlik verilerine ulaşmak mümkün değil.

Güven oluşturmanın bir pratik yolu da, yavaş yavaş başlamak. Michigan Üniversitesi’nin kendi kendine giden ring otobüsleri, saatte yalnızca 19 km hızla seyahat ediyor. Bu küçük otobüsleri denetleyen makine mühendisliği profesörü Huei Peng, projenin arkasındaki araştırma ekibinin fazla şey istemeden güven inşa ettiğini belirtiyor. Önceden belirlenmiş güzergâhın sadece 1,5 kilometre uzunluğunda olması, bu araçların karlı bir otoyolda hızlı seyahat ettiği anlamına gelmiyor. “Sınırları zorlamaya çalışıyoruz fakat bunu çok dikkatli bir şekilde yapıyoruz” diyor Peng. Diğer uzmanlar gibi Peng de kendi kendine giden araçları asansörlerle karşılaştırıyor: Başlangıçta korkutucu olan ancak insanların en sonunda alıştığı bir teknoloji.

Nihayetinde, herkesin sürücüsüz araçlara binecek kadar güven duyması gerekmeyecek; özellikle ilk aşamada. Carnegie Mellon Üniversitesi’nde Metro21: Akıllı Şehirler Enstitüsü’nü yöneten Raj Rajkumar, halkın aslında homojen bir yapıda olmadığını vurguluyor. Kendisi, üç muhtemel kullanıcı sınıfı olduğunu belirtiyor: Bilgisayarlarının çöktüğünü bilen ve bir bilgisayarın kontrol ettiği taşıta binmekten endişe duyan teknoloji şüphecileri; yeni teknolojinin sunduğu avantajlardan memnuniyet duyan erken benimseyiciler ve araç sürerken stres yaşayan, mümkünse bu durumdan kaçınanlar. Rajkumar’a göre, erken benimseyenler ilk satın alanlar olacak ve bunları, araç sürmeyi sevmeyenler takip edecektir; en son ise şüpheciler gelecektir. “Bu nedenle bu süreç uzun bir zaman alacaktır.” Güven, kendi kendini süren bir araç gibi yavaşça artmaktadır.

Kaynak: Popular Science Türkiye

Kendi Kendini Süren Araçlar: Güven Sorunları ve İnsanların Algısı
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin