Kovid-19 ile Mücadele ve İlaç Tedavileri
Çin’in Vuhan kentinde Aralık 2019’da ortaya çıkan ve kısa sürede küresel bir pandemiye dönüşen yeni tip Covid-19 ile mücadele devam ediyor. Bu süreçte, geliştirilen Kovid-19 aşıları, Türkiye de dahil olmak üzere birçok ülkede uygulanmaya başlanarak salgının sona ermesi için umut verici bir adım olarak değerlendiriliyor.
Diğer yandan, Sağlık Bakanlığı’nın oluşturduğu rehber doğrultusunda hastalara uygulanan Kovid-19 tedavi protokolü kapsamında, evde tedavi süreçlerini yürüten kişilere ücretsiz ilaç temin edilerek, tedaviye erişimleri sağlanıyor. Ancak, bazı ilaçların hastalarda ciddi yan etkiler oluşturabileceğine dair iddialar, sosyal medya platformlarında sıkça dile getiriliyor. Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi ve Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği (KLİMİK) Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, Kovid-19 hastalarının tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili merak edilen soruları yanıtladı.
Kovid-19’a Karşı Yüzde 100 Etkili Bir İlaç Var mı?
Ne yazık ki, şu ana kadar elimizde bu virüse karşı yüzde 100 etki gösteren bir ilaç bulunmamaktadır. Bugüne kadar, farklı virüsler veya hastalıklar için geliştirilmiş ilaçlar, Kovid-19 tedavisinde kullanılmaya çalışılmıştır. Ancak, bu ilaçların laboratuvar ortamında gösterdiği etkinlik, hastalarda aynı şekilde gözlemlenmemiştir.
Dünyada ve Türkiye’de Tedavide Kullanılan İlaçlar Aynı mı? Farklılıklar Neden Kaynaklanıyor?
Kovid-19 hastalığı, genel olarak iki haftaya yayılan iki aşamalı bir süreçtir. Birinci aşamada, farklı tedavi yaklaşımları söz konusu iken, ikinci aşamada birçok ülkenin tedavi yöntemleri benzerlik göstermektedir. Batı ve Kuzey Avrupa ülkeleri ile Kuzey Amerika, hastalığın solunum hücrelerinde çoğaldığı ancak belirtilerin hafif seyrettiği birinci evrede, genellikle ateş düşürücü ve ağrı kesici gibi ilaçlar kullanmaktadır. Bazı ülkelerde, bu evreyi çok ağır geçiren hastalar için Remdesivir adlı ilaç uygulanmaktadır; ancak Dünya Sağlık Örgütü, Remdesivir’in faydalı olduğuna dair kanıtların bulunmadığını belirtmektedir.
Türkiye’de ve bazı diğer ülkelerde ise, virüse olan potansiyel etkileri nedeniyle Favipiravir ve Arbidol gibi ilaçlar, birinci haftada ek olarak kullanılmaktadır. Ülkeler arasındaki bu farklılık, büyük oranda hastalığın yeni oluşu ve tedavi ile ilgili bilimsel çalışmalardaki çelişkili sonuçlardan kaynaklanmaktadır. Çelişkili sonuçların en önemli nedenlerinden biri, çalışmalara dahil edilen hastaların ve çalışma protokollerinin birbirinden farklılık göstermesidir; bu da tedavi uygulamalarında değişikliklere yol açmaktadır.
İkinci evre ise daha standart bir süreçtir. Neredeyse her ülkede oksijen ve kortizon tedavisi uygulanmakta, yanıtsız kalan hastalara ise bağışıklık sistemini daha güçlü baskılayan ilaçlar verilmektedir. Akciğerler yeterince işlev göremez hale geldiğinde, makine desteği sağlanmakta; bu evrede ayrıca kanın pıhtılaşmasını engellemek amacıyla aspirin türevleri ve diğer kan sulandırıcı ilaçlar kullanılmaktadır.
Türkiye’de Kovid-19 Tedavisinde Kullanılan İlaçlara Eczanelerden Reçetesiz Ulaşılabilir mi?
Şikayetleri azaltmaya yönelik olarak ateş düşürücü ve ağrı kesicilere ulaşılabilmektedir. Ancak, daha önce bahsedilen ilaçlara reçetesiz erişim mümkün değildir.
Kovid-19 Testi Pozitif Olan Kişilere İlaç Veriliyor mu? Akciğer Tomografisi ile Tespit Edilen Hastalar İçin de Geçerli mi?
Akciğer tomografisi uyumlu olup başka bir neden bulunmayan kişiler, özellikle temas geçmişi olanlar, Kovid-19 hastası olarak kabul edilmekte ve kesin tanı almış hastalarla aynı tedavi sürecine tabi tutulmaktadır.
Salgının Başında Ölüm Oranları Nasıldı ve Uygulanan Tedavi Etkili mi?
Uygulanan tedavi yaklaşımlarının, salgının başlangıcına kıyasla hastaların iyileşme olasılığını artırdığı ve ölümleri daha iyi engellediği gözlemlenmektedir. Salgının başında dünya genelinde yüzde 4 civarında olan ölüm sıklığı, günümüzde yüzde 1’in altına inmiştir.
İlaçları Kullananlar ile Kullanmayanlar Arasındaki Farklar ve Kullanılan İlaçların Geçmişi
Hem Türkiye’de hem de dünya genelinde bu soruya yanıt bulmak amacıyla karşılaştırmalı çalışmalar sürdürülmektedir. Örneğin, salgının başında birçok ülkede yaygın bir şekilde kullanılan Klorokin adlı sıtma ilacına ilişkin yapılan çalışmalar, farklı hasta gruplarında bu ilacın etkili olmadığını ortaya koymuştur. Bu nedenle Klorokin artık kullanılmamaktadır. Ancak, Favipiravir ile ilgili devam eden çalışmaların sonuçlarını görmeden kesin bir yanıt vermek mümkün değildir. Gözlemsel çalışmalar ve klinik pratik, bu ilacın kısmi bir etki gösterdiğini düşündürmektedir. Favipiravir, grip hastalığının tedavisinde kullanılan ve Japonya’da onaylı bir ilaçtır. Ayrıca, nadiren kullandığımız Lopinavir/Ritonavir isimli ilaç, HIV-AIDS tedavisinde kullanılmaktadır. Bazı ülkelerde denenen Ribavirin ise Hepatit C ve Kırım Kongo kanamalı ateşi gibi hastalıklarda kullanılmaktadır.
Yan Etkiler ve Hastaların İlaç Kullanımı
Bazı hastalar, yan etkilerinden korktukları için Kovid-19 ilaçlarını almak istemiyor. Ancak, hastalar hekimlerinin önerilerine mutlaka uymalıdır. (Favipiravir), ilk gün sabah ve akşam 8’er tablet, sonraki günlerde ise sabah ve akşam 3’er tablet olarak verilmektedir. Tablet sayısı fazla olduğu için yüksek doz gibi algılanabilmektedir; ancak bu, kullanılan en düşük dozdur. Favipiravir, grip virüsünün tedavisinde onaylı bir ilaçtır ve grip virüslerine karşı etkilidir. Daha yüksek dozlara çıkmak mümkündür; ancak hangi hasta grubunda, hastalığın hangi aşamasında etkili olduğuna dair kesin kanıtlar henüz elde edilmemiştir. Bu nedenle, özellikle hafif dahi olsa hastalığı ağır geçirme riski bulunan hastaların bu ilaçları kullanmaları önerilmektedir.
Tedavi İlaçları ve Yan Etki Bildirimleri
Tedavide kullanılan ilaçlar arasında ciddi yan etki bildirimleri oldukça nadirdir. Favipiravir, çok nadiren ilacı kesmeyi gerektirecek düzeyde bulantı, kusma veya karaciğer testlerinde bozulma gibi yan etkiler gösterebilmektedir. Kan sulandırıcı ilaçlar ise nadiren kanamalara yol açabildiği için, kanama riski olmayan ve fayda beklenen hastalara verilmektedir. Kortizon grubu ilaçlar ise hastalarda kan şekeri ve tansiyon yükselmesine neden olabilmektedir.
Kaldırıcı İlaçların Etkileri ve Bulaşma Riski
Bugün kullandığımız ilaçların kalp krizine neden olduğu iddiası doğru değildir. Kovid-19 tedavisinde kullanılan ilaçlar değil, hastalığın kendisi vücutta pıhtılaşmayı artırmakta ve damarların tıkanmasına yol açarak kalp krizi ve inme gibi rahatsızlıklara neden olabilmektedir. Bu nedenle, ağır seyirli hastalara kan sulandırıcı ilaçlar verilmektedir.
Kullandığımız tedavi yaklaşımlarının iyileşme sürecini kısalttığı yönünde gözlemlerimiz bulunmaktadır; ancak ilaç tedavisi gören kişilerin bulaşmayı ortadan kaldırdığına dair kesin bir veri mevcut değildir. Hastalığın bulaşma riski tedaviye tabi olan veya olmayan kişilerde, belirtilerden sonraki günlerde azalarak birinci haftanın sonunda ortadan kalkmaktadır.
İlaç Kullanımının Tırnaklar Üzerindeki Etkileri
Favipiravir ve artık tedavide kullanılmayan Klorokin gibi ilaçların tırnak yatağında ve tırnaklarda birikme yapabileceği belirtilmektedir. Biriktiği yerler ultraviyole ışık altında parlak bir görünüm kazanmakta olup, bu durum ilacın zararsız bir özelliği olarak değerlendirilmelidir.