1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Pamukkale, yamaçlardan aşağı süzülen doğal kaynak sularının içindeki gazlardan arınarak, etrafında muhteşem bir beyaz kalsiyum karbonat tortusu bırakmasıyla tanınan eşsiz bir doğal güzelliktir. Bu traverten yapılar, yaklaşık 3 kilometre uzunluğunda ve 160 metre yüksekliğinde, göz alıcı bir manzara sunar.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Benzer doğal oluşumlar, Çin‘deki Huanglong ve ABD‘deki Yellowstone Milli Parkı’nda da bulunmaktadır. Ancak genel görüş, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Pamukkale’nin en muhteşem travertenlere ev sahipliği yaptığı yönündedir.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pandemi öncesinde Pamukkale, yılda yaklaşık 2,5 milyon turist tarafından ziyaret ediliyordu. Ancak bu kalabalığın büyük bir kısmı, bu büyüleyici manzaranın ardındaki daha büyük bir gizemin farkında değildi.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Oysa ki Pamukkale’nin beyaz kayalıklarının tepesinde yer alan Hierapolis Antik Kenti‘nin kalıntıları, çok daha etkileyici bir çekiciliğe sahiptir. M.Ö. 2. yüzyılın sonlarında Bergama‘daki Attalos Hanedanlığı tarafından kurulan Hierapolis, M.S. 133 yılında Romalılar‘ın eline geçti.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Bu antik kent, Roma yönetimi altında giderek gelişen bir kaplıca merkezi haline gelmiştir. 3. yüzyıla gelindiğinde, İmparatorluğun dört bir yanından ziyaretçiler, bu büyüleyici manzarayı görmek ve şifalı olduğu söylenen sularda yıkanmak için buraya akın ediyordu. Günümüzden yüzyıllar önce inşa edilen etkileyici kemerli giriş kapısı, sütunlu ana caddesi ve güzel bir şekilde restore edilmiş amfitiyatrosu ile Hierapolis, hâlâ ziyaretçilerin ilgisini çeken bir yer konumundadır.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Güney California Üniversitesi’nden Roma İmparatorluğu uzmanı arkeolog Dr. Sarah Yeomans, “Termal sular, şehrin kuruluşunun başlıca nedenlerinden biri olabilir,” diyor ve ekliyor: “2. yüzyılın ortalarında Hierapolis, farklı yerlerden gelen ziyaretçilerle, diğer birçok yere kıyasla daha dinamik ve çeşitlilik içeren bir nüfusa sahip, güzel ve hareketli bir kaplıca merkeziydi.”

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Ancak Hierapolis, sunduğu tüm bu güzelliklere rağmen, Roma döneminde daha karanlık bir nedenle de biliniyordu. Efsaneye göre, burada yeraltına açılan “Cehennem Kapısı” bulunuyordu. O dönemde bu kapıdan geçildiğinde, yeraltında üç başlı cehennem köpeği Kerberos‘un zehirli nefesi hissediliyordu ve bu nefes, tanrı olarak kabul edilen Hades‘e kurbanlar sunuluyordu.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Bu nedenle, buraya “Cehennem Kapısı” olarak adlandırılan Plütonyum‘un yanına bir Apollon Tapınağı inşa edildi. Ziyaretçiler, tapınaktaki din adamlarına kendileri adına tanrılara kurban vermeleri için ödeme yapmaya başladılar. Antik Roma döneminin ünlü tarihçilerinden Yaşlı Plinius ve Yunan coğrafyacı Strabon, bu kurban verme ayinlerini “tüyler ürpertici bir gösteri” olarak tanımlıyordu.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Bir din adamı, kuzu ya da boğa gibi bir hayvanı tapınağın içine götürüyor ve sanki ilahi bir müdahale olmuş gibi hayvan oracıkta ölüyor, din adamı da dışarı sağ olarak çıkıyordu. Strabon, 17 ciltlik Coğrafya ansiklopedisinin 13. cildinde tanık olduğu bu ayin karşısında şaşkınlığını gizlemeyerek, “İçeriye serçeleri attım, hemen oracıkta son nefeslerini verip yere düştüler,” diye yazıyordu.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Günümüzde Apollon Tapınağı’nı ziyaret ettiğinizde, bu dramatik sahnelerin gerçek olduğunu hayal etmek oldukça zordur. Burada, mineral köpüklerin dolaştığı, yaklaşık 25 santimetre derinliğindeki berrak suyla dolu bir mahfaza ve bir yanında kemerli bir giriş bulunan huzurlu bir mekan bulunmaktadır. Ziyaretçiler için oturabilecekleri basamaklar ve Hades’in heykelinin kopyası da mevcuttur. Burayı ziyaret ettiğimde, buranın yüzyıllarca önce ölümlerle anılan bir yer olabileceğini aklımın ucundan bile geçirmemiştim.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Aksine, bunların rivayet ve efsane olduğuna inanmıştım. Aynı yere giren hayvanlar ölürken, yanlarındaki din adamları nasıl sağ kalabilirdi ki? Bu sorular, Almanya’nın Duisburg-Essen Üniversitesi’nde jeolojik süreçler sırasında açığa çıkan gazlar üzerinde çalışmalar yapan volkan biyoloğu Hardy Pfanz‘ın da aklını meşgul eden konulardı. Pfanz, “Antik dönemin yazarlarının yazdıklarını okuduğumda, bu olup bitenin bilimsel bir açıklaması olup olmadığını merak etmeye başladım. Acaba bu Cehennem Kapısı volkanik bir havalandırma olabilir miydi?” diyor.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pfanz, teorisini test etmek amacıyla 2013’te Pamukkale’yi ziyaret etti. “Ne bulacağımızdan pek emin değildik. Tüm bunlar uydurma efsaneler de olabilir. Hiçbir şey olmamış da olabilirdi. Ama kesinlikle bu kadar hızlı bir cevap almayı beklemiyorduk,” diyor Pfanz. Burayı ziyaret ettiğinde, hemen hemen her köşede ölü hayvanlar gördüğünü belirtiyor: “Fare, serçe, karatavuk, birçok böcek, eşek arıları vb. Böylece anlatılan hikayelerin doğru olduğunu hemen anladık.” Bu gözlemlerin ardından Pfanz, portatif bir gaz analizörü ile bölgedeki havayı test etti ve sonuç olarak çok yüksek düzeylerde karbondioksit olduğunu keşfetti.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Normal havada karbondioksit oranı yalnızca yüzde 0,04 civarındayken, Pfanz tapınak etrafındaki oranın şaşırtıcı bir şekilde yüzde 80’lere kadar ulaştığını saptadı. “Sadece birkaç dakika boyunca yüzde 10’luk bir karbondioksite maruz kalmanız yaşamsal bir tehdit yaratır. Buradaki miktar gerçekten ölümcül düzeydeydi” diyor. Bu aşırı karbondioksit seviyeleri, bölgenin kaplıcalarını ve travertenlerini de ortaya çıkaran aynı jeolojik sistemden kaynaklanıyor. Pamukkale, 35 kilometre uzunluğundaki aktif bir tektonik fay hattı bölgesinde yer alıyor. Bu hatlardan biri doğrudan şehir merkezinden geçerek Apollon Tapınağı’na uzanıyor.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Güney California Üniversitesi’nden Yeomans, “Plütonyum’un konumunun seçiminin, burada bulunan sismik gaz delikleriyle doğrudan ilgili olduğuna neredeyse kesin gözüyle bakıyorum. O dönemin inançlarında yeraltındaki dünya ve onunla ilişkili tanrılar ve mitlerin önemli bir yeri olduğu göz önüne alındığında, ayaklarının altında olduğuna inandıkları dünyaya en yaklaştıklarını düşündükleri noktalarda tapınaklar inşa etmiş olmaları akla yatkın,” diyor.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Doğa güçlerine bu kadar yakın olmanın bir bedeli de oldu. Bu aktif fay hattı, M.S. 17, M.S. 60 yıllarında ve 14. yüzyılda şehri yerle bir eden depremlere yol açtı. Bu yıkımların sonucunda da Hierapolis Antik Kenti terk edildi. Ancak, bu gizemi büyük oranda çözmüş olmasına karşın Pfanz’ın aklını kurcalamaya devam eden bir konu daha vardı: Madem burası insan hayatını tehdit edecek kadar tehlikeli bir bölge, o zaman neden tapınağa giren din adamları sağ çıkabiliyordu? Pfanz, bu sorunun peşinden ertesi yıl Hierapolis Antik Kenti’ni bir kez daha ziyaret etti ve bu sefer farklı saatlerde ölçüm yaptı.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

“Gün boyunca, hava sıcak ve güneşli olduğunda, karbondioksitin hızla dağıldığını fark ettik. Ancak, karbondioksit havadan daha ağır olduğu için geceleri hava daha soğuk olduğunda zeminde birikiyor ve yer seviyesinde ölümcül bir gaz gölü oluşturuyor,” diyor Pfanz. Bu bulgular, burunları yere daha yakın olan hayvanların bu zehirli bulutta çabucak boğuldukları ancak daha uzun boylu olan din adamlarının daha düşük karbondioksit soludukları için hayatta kaldıkları sonucuna vardı.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Peki, bu kurban verme merasimi aslında para kazanmak için yapılan bir hile miydi, yoksa rahipler gerçekten tanrılarla iletişim kurduklarına mı inanıyorlardı? Yeomans, bu soruya, “Hierapolis’teki Plütonyum’un çok ama çok önemli olduğuna dair bir kuşku yok. Bununla birlikte din adamlarının neler olup bittiğini gerçekten anlayıp anlamadıklarından emin olmak ise zor. Bazıları hayatta kalmalarını ilahi olanın lütfuna bağlamış olabilirken, diğerleri bunu gözlemlenebilen veya en azından bir noktaya kadar tahmin edilebilen esrarengiz ama doğal bir durum olarak değerlendirmiş olabilir,” yanıtını veriyor.

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Günümüzde Cehennem Kapısı, tuğlalarla örülmüş bir durumda. Burayı ziyarete gelenlerin, yüksek karbondioksite maruz kalmadan bu tarihi yapıyı görebilmeleri için etrafına bir yürüyüş yolu yapılmıştır. Ancak bu modern haliyle bile, Yunan ve Romalı hacılarının izinden yürümek, mitoloji ile dünyevi gerçekliğin buluştuğu, eski tanrıların insanların hayatlarına dokunduğu bu muhteşem yere tepeden bakmak heyecan vericidir. Pfanz, burada yaşadıklarını şu şekilde ifade ediyor: “Kerberos’un efsanevi nefesinin aslında karbondioksit olduğunu ilk fark ettiğimde, tam kemerin önünde duruyordum. O anda, bu eski gizemi çözdüğümüzü fark ettim; bu gerçekten harika bir duyguydu.”

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması

Pamukkale ve Hierapolis: Doğanın ve Tarihin Büyüleyici Buluşması
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin