Kendi Kanıyla Tedavi Yönteminin Besin Alerjisinde Kullanımı
Prof. Dr. Ahmet Akçay, kişinin kendi kanıyla tedavi yönteminin besin alerjisinde uygulanmasının ölümcül sonuçlara yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu. Akçay, bu tedavi yönteminin astımlı hastalarda kullanılabilmesi için yeterince bilimsel çalışma yapılmadığını vurgulayarak, “Bu yöntemin yalnızca standart tedavilere yanıt vermeyen ve alerji uzmanları tarafından dikkatlice seçilmiş bazı kronik kurdeşen hastalarında uygulanması daha uygun olacaktır,” dedi.
Kendi Kanıyla Tedavi Yöntemi Nedir?
Kendi kanıyla tedavi yöntemi, damardan kan alındıktan sonra kas içine enjekte edilerek uygulanmaktadır. Bu tedaviye “otohemoterapi” denir. Bazen alınan kanın serumu ayrılarak, serum kas içine enjekte edilir; bu işleme ise “otolog serum tedavisi” denir. Zaman zaman bu uygulamalar “kendi kanıyla aşılama” yöntemi olarak da adlandırılmaktadır.
Akçay, bu tedavi yönteminin Hint tıbbında sıklıkla kullanıldığını ve köklerinin neredeyse bir yüzyıl öncesine dayandığını belirtti. Özellikle otoimmün cilt hastalıkları, kurdeşen ve astım gibi rahatsızlıkların tedavisinde bu yöntemin başvurulduğu ifade edilmektedir.
Kronik Kurdeşen Üzerindeki Etkileri
Kronik kurdeşen hastaları için bu tedavi yönteminin etkinliğini değerlendiren Akçay, şunları ekledi:
- “Bu tedavi yöntemi, özellikle otoimmün kaynaklı kronik kurdeşen hastalarında sıklıkla tercih edilmektedir.”
- “Kurdeşene neden olan otoantijenlerin salınımını engelleyerek bu tür hastalarda fayda sağlanmaktadır.”
- “Kronik kurdeşenli hastalar arasında, diğer tedavilere yanıt vermeyen bazı hastalarda başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Ancak bazı araştırmalarda bu tedavinin fayda sağlamadığı da gözlemlenmiştir.”
Alerji uzmanları tarafından yapılan testlerle hangi tip kronik kurdeşen hastasının tedaviden fayda göreceği belirlenmektedir.
Atopik Dermatit ve Kendi Kanıyla Tedavi
Atopik dermatitte kendi kanıyla tedavi yöntemi, farklı bir metotla uygulanmaktadır. Hastanın kendi kanı bir ünite alınarak, bu kandan elde edilen IgG tedavisi ile uygulanmaktadır. Bu yöntemle olumlu sonuçlar elde eden bazı çalışmalar bulunmaktadır. Ancak, kronik ürtiker yöntemindeki uygulama ile ilgili yeterli bilimsel veri mevcut değildir. Bu nedenle, yeterince bir çalışma olmadan, bu yöntemin atopik dermatitli hastalarda kullanılması doğru değildir.
Astım Hastalığında Kullanımı
Akçay, astım hastalığına da değinerek, “Bu yöntemin 90 yıl önce denendiği görülmektedir. Ancak bu tedaviyi kullanan astım hastalarında düzelme olduğu bildirilmiş olsa da, daha sonraki dönemlerde bu tedavinin etkinliğini gösteren herhangi bir çalışma yoktur,” dedi. Bu sebeple, bu tedavinin astımlı hastalarda kullanımı konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı ve daha detaylı araştırmalara ihtiyaç duyulduğunu dile getirdi.
Astım tedavisinde kullanılan alerji aşılarının, alerjik astımlı hastaların yaşam kalitesini artırdığı da göz önünde bulundurulmalıdır.
Besin Alerjisinde Riskler
Akçay, besin alerjilerinin tedavisinde bu yöntemin denendiğine dair bir bilgi olmadığını belirterek, “Bu tedavinin, alerjik şoka neden olabilecek ciddi besin alerjilerinde kullanılması son derece tehlikelidir. Çünkü bu tedavinin etkileri bilinmemekte ve ciddi alerjik hastalarda ölümcül sonuçlarla karşılaşma riski bulunmaktadır,” dedi.
Sonuç
Sonuç olarak, kendi kanıyla tedavi yöntemi, özellikle standart tedavilere yanıt vermeyen ve otoimmün mekanizmalar sonucu gelişen kronik kurdeşen tedavisinde kullanılabilir. Ancak; astım, alerjik nezle ve besin alerjisi gibi hastalarda bu yöntemin uygulanması doğru değildir. Özellikle besin alerjisinde bu tür bir tedavi, ciddi ve ölümcül sonuçlara yol açabilir.