Yenilikçi Beyin Kaskı ile Bilim Dünyasında Heyecan Yaratan Gelişmeler
Bloomberg Businessweek’te yer alan bir makaleye göre, çevrimiçi ödeme işlemleri alanında önemli yatırımlar yaparak servet sahibi olan ABD’li risk sermayedarı Bryan Johnson, son beş yıl içerisinde 110 milyon dolar harcayarak beyin aktivitelerini izleyip kaydedebilen devrim niteliğinde bir kask geliştirdi. Bu yenilikçi icat, bilim dünyasında büyük bir heyecan yaratmış durumda.
Söz konusu kask, birkaç kilograma kadar ulaşabilen bir ağırlığa sahip olup, beynin elektriksel uyarılarını ve kan akışını düşünce hızında ölçebilen sensör yuvaları içeriyor. Bu sensörler, beynin dünya ile nasıl etkileşimde bulunduğuna dair gerçek zamanlı veri sunarak, bilim insanlarının önemli araştırmalar yapmasına olanak tanıyor.
Haftalık ekonomi dergisinde yer alan makalede, bu tür teknolojilerin yıllardır var olduğu ancak genellikle milyonlarca dolara mal olan, hastaların klinik bir ortamda hareketsiz oturmasını gerektiren büyük makinelerle gerçekleştirildiği vurgulandı. Bununla birlikte, yeni geliştirilen bu uygun fiyatlı kaskların, herkes tarafından kullanılabilir olması, akılları baştan çıkaran bir vaad olarak öne çıkıyor.
Heyecanla beklenen bu teknoloji, araştırmacılara beyin yaşlanması, zihinsel bozukluklar, sarsıntılar, felçler ve meditasyon gibi konular hakkında yeni bilgiler edinme imkanı sunmayı hedefliyor. Makalede, bu kaskların geçmişte metafizik deneyimler olarak değerlendirilen durumların arkasındaki mekanizmalara dair önemli ipuçları sağlayabileceği ifade ediliyor.
Yatırım ve Zorluklar
Kernel’in yöneticisi Bryan Johnson, bu icadın üretimi için ciddi risklere girdiklerini dile getirerek, şirketin sürdürülebilirliği için kişisel banka hesabını neredeyse sıfırlamak zorunda kaldığını belirtti. Johnson, “Maaş ödemelerini iki hafta gecikmeli yapabiliyorduk.” diyerek, yaşadıkları mali zorlukları açıkladı.
Johnson, “Bilim insanları kalbimizi, kanımızı ve hatta DNA’mızı ölçmek için her türlü test ve makineyi geliştirdi. Ancak beyin testleri nadir ve pahalı olmaya devam etti. Bu durum, bizi en çok tanımlayan organ hakkındaki verilerimizi keskin bir şekilde sınırlıyordu.” şeklinde konuşarak, beyin araştırmalarının önemini vurguladı.