1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Kolon Kanseri: Belirtileri, Risk Faktörleri ve Önlemler

Kolon Kanseri: Belirtileri, Risk Faktörleri ve Önlemler

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kolon Kanseri Hakkında Bilinmeyenler ve Önlemler

Türkiye’de akciğer kanserinden sonra en sık görülen kanser türü olan kolon kanseri hakkında önemli bilgiler ve alınması gereken önlemler Prof. Dr. İlker Sücüllü tarafından paylaşıldı.

Kolon Kanseri Nedir, Nasıl Başlar?

Prof. Dr. İlker Sücüllü, kolon kanserinin oluşum sürecini şöyle açıkladı: “Vücutta hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmaya başlamasıyla kanser gelişir. Vücudun her hücresi kanserleşebilir. Kolondan köken alan kanser türüne ise kolon kanseri denir. Çoğu kolon kanseri, kolonun iç tabakasında bulunan ‘polip’ adı verilen küçük oluşumlarla başlar. Poliplerin kansere dönüşmesi genellikle 5 ila 7 yıl süren bir süreçtir. Ancak her polipin kansere dönüşeceği kesin değildir.”

Prof. Dr. Sücüllü, en yaygın görülen polip türlerini şu şekilde sıraladı:

  • Adenomatöz polip (adenom): Bu polipler kansere dönüşme potansiyeline sahiptir. Henüz kanser olmamakla birlikte kansere dönüşme ihtimali yüksek olan lezyonlardır. Kolon kanserinin en sık görülen tipi adenokarsinomdur ve kolon veya rektumu kaplayan bezleri oluşturan hücrelerin anormal büyümesiyle oluşur. (Yüzde 95)
  • Hiperplastik polip: Daha yaygın bir polip türüdür ve kansere dönüşme olasılığı oldukça düşüktür.

Kolon duvarı birçok katmandan oluşur. Kolon kanseri, mukoza adı verilen en iç katmandan başlayarak diğer tabakaların içine ve çevredeki lenf ve kan damarlarına doğru yayılabilir.

Yaş Faktörü Çok Önemlidir

Kolon kanseri için değiştirilemez risk faktörleri arasında yaş önemli bir yer tutar. Prof. Dr. İlker Sücüllü, “50 yaşından sonra kolon kanseri riski belirgin şekilde artmaktadır. Ayrıca, iltihabi bağırsak hastalıkları, örneğin Crohn hastalığı veya ülseratif kolit gibi durumlar, bağırsakların uzun süreli iltihaplanmasına neden olabilir. Bu da zamanla displazi adı verilen kanser öncesi lezyonlara dönüşebilir. Bu tür hastalıkları olan bireylerin daha erken yaşta ve daha sık takip edilmesi gerekmektedir.” dedi. Aile öyküsü de önemli bir risk faktörüdür; birinci derece akrabalarında kolon kanseri veya adenomatöz polip bulunan kişilerde risk daha yüksektir. Eğer akrabanın kolon kanseri tanısı 45 yaşından önce konulmuşsa, bu risk daha da artar. Her 5 hastadan 1’inde ailede kolon kanseri tanısı olan biri vardır, bu nedenle aile öyküsü taşıyan bireylerin 50 yaşından önce, 35-40 yaş civarında kolonoskopi kontrolü yaptırmaları önerilir.

Kolon Kanserinden Korunmak Mümkün Mü?

Kolon kanserinden korunmak için kesin bir yöntem olmasa da, önlenebilir risk faktörlerine dikkat edilerek riskin azaltılabileceği vurgulanıyor. Prof. Dr. İlker Sücüllü, “Düzenli tarama ile kolon kanseri erken evrede saptanabilir ve tedavi edilebilir. Henüz kansere dönüşmemiş polipler kolonoskopik olarak çıkarılarak kanserin önü alınabilir.” şeklinde konuştu.

Kolon Kanseri Kısa Sürede Mi Anlaşılır?

Prof. Dr. Sücüllü, “Anormal hücrelerin büyüyerek polip oluşturması ile kolon kanseri gelişimi arasında geçen süreç yaklaşık 7-10 yıldır. Düzenli tarama ile polipleri henüz kanser oluşturmadan çıkartmak mümkündür.” dedi.

Kolon Kanserinde Senkron ve Metakron Ne Demektir?

Eş zamanlı olarak kolonun iki farklı bölgesinde kanser belirlenmesine senkron tümör adı verilir ve bu durumun görülme oranı yüzde 2-12 arasındadır. Farklı zamanlarda ve farklı kolon bölgelerinde kanser belirlenmesine ise metakron tümör denir.

Kolon Kanserinde Tarama Yöntemleri Nelerdir?

Gaitada gizli kan tahlili, pratik ve ekonomik bir tarama yöntemi olarak tüm toplumda kullanılabilir. Bu yöntemle, kişinin verdiği örnekte gaitada kan olup olmadığı belirlenir ve eğer bir durum söz konusuysa kişi kolonoskopiye yönlendirilir. Risk faktörü olmayan bireylerde tarama 50 yaşında başlamalıdır. Her 10 yılda bir kolonoskopi, kolon kanseri taramanın altın standardıdır. Bu inceleme ile sadece kanser tespit edilmez, aynı zamanda kanser öncüsü polipler de bulunup çıkarılabilir. Yani kolonoskopi aynı zamanda bir tedavi aracı olarak da kullanılabilir.

Kolonoskopinin uygun olmadığı hastalar için 5 yılda bir sigmoidoskopi (kısa kolonoskopi) ve dışkıda gizli kan testleri alternatifler arasındadır. Ailede kolon kanseri saptanan kişilere tarama, 40 yaşında ya da en genç kanser tanısı almış akrabasından 10 yıl önce başlamalıdır. İlk kolonoskopi normal ise, takip 5 yılda bir devam etmelidir.

Kolon Kanserinde Tedavi Şekilleri Nelerdir?

Kolon kanseri tedavisi, genel cerrahi, onkoloji, nükleer tıp, radyoloji ve patoloji uzmanlarından oluşan multidisipliner bir ekip tarafından yürütülmektedir. Cerrahi tedavi, açık cerrahi, laparoskopik cerrahi ve robotik cerrahi yöntemleri ile gerçekleştirilebilir. Cerrahi işlem sırasında, kanserli kolon kısmı çıkarılır ve ardından kalan sağlıklı uçlar birbirine bağlanır.

Kolon Kanserinde Laparoskopik Cerrahinin Farkı Nedir?

Açık cerrahi yöntemle gerçekleştirilen kolon ameliyatları, karın cildinde uzun bir kesi yapılmasını gerektirir. Bu uzun kesinin neden olduğu ağrı ve karın içi yapışıklıklar, hastaların hastanede kalış süresini ve normal yaşama dönme sürelerini uzatmaktadır. Laparoskopik cerrahide ise cerrah, yarım santimetre genişliğinde bir kesi yaparak buradan karın içine, laparoskop adı verilen ince metal bir teleskop yerleştirir. Cerrah, karın içini değerlendirir ve diğer küçük kesilerden cerrahi aletleri yerleştirerek ameliyata başlar. Hastalıklı kolon kısmı, küçük bir kesiden vücut dışına alınır. Her hasta veya hastalık laparoskopik cerrahi için uygun olmayabilir; bu nedenle önemli olan, hangi teknik uygulanırsa uygulansın başarılı bir cerrahi yapılmasıdır. Laparoskopik cerrahi, kesilerin küçüklüğü nedeniyle hastanede kalış süresini ve günlük yaşama dönme süresini kısaltır, ameliyat sonrası ağrı daha az hissedilir ve kesi yerlerinden kalan izler daha küçüktür. Bu özellikleri ile laparoskopik cerrahide daha hızlı iyileşme sağlanmaktadır.

Düzenli Beslenme ve Fiziksel Aktivite ile Kolon Kanseri Riskini Azaltan Unsurlar

  • Göbek çevresinin artmasına neden olan kilo alımı ve obezite engellenmeli.
  • Sigara ve alkolden kesinlikle kaçınılmalı.
  • Kırmızı et ve işlenmiş et tüketimi azaltılmalı.
  • D vitamini ve kalsiyum düzeyinin normal seviyelerde tutulmasına dikkat edilmeli.
  • Menopoza geçiş döneminde hormon tedavisi düşünülmeli.
  • Düzenli aspirin kullanımı önerilmektedir.

Kolon Kanserinde Değiştirilebilir Risk Faktörleri Nelerdir?

  • Aşırı kilolu veya obez olmak: Her iki cins için de önemli bir risk faktörü olup, erkeklerde biraz daha fazla görülmektedir.
  • Fiziksel aktivite: Aktif bir yaşam tarzının olmaması, kolon kanseri riskini artırır. Günde 30-60 dakika düzenli spor yapılması riski yüzde 40 oranında azaltmaktadır.
  • Beslenme alışkanlıkları: Kırmızı et, işlenmiş et ürünleri, aşırı yağlı ve kalorili gıdalar, yüksek ısıda pişirilen gıdalardaki kimyasal ürünler kolon kanseri riskini artırdığı bilinmektedir. Bunun yanında, tahıl, sebze ve meyve açısından zengin, bol posalı diyetler ve probiyotikler riski azaltabilir.
  • Multivitamin desteği: Düzenli folik asit, D vitamini ve kalsiyum preparatlarının kullanımı riski azaltabilir.
  • Sigara: Kolon kanseri riskini artıran önemli bir faktördür.
  • Alkol: Kadınlarda günde 1, erkeklerde günde 2 kadeh alkol tüketiminin riski artırdığı bilinmektedir.
  • Ailede kolon polibi veya kolon kanseri varlığı: Böyle bir durumda genetik danışmanlık almak ve genetik testler yaptırmak riski azaltabilir.

Kolon Kanseri Belirtileri Nelerdir?

  • Dışkıda kan görülmesi: Dışkı parlak kırmızı ya da koyu siyah renkli olabilir. Hastaların yüzde 35-60’ında görülebilir veya gaitada gizli kan olabilir.
  • Karın ağrısı: Kramp tarzında aralıklı gelen karın ağrısı olabilir.
  • Dışkılama alışkanlıklarında değişiklik: Hastaların yüzde 25’inde bir haftadan uzun sürebilen kabızlık veya ishal dönemi görülebilir. Dışkı çapında incelmeler olabilir.
  • Dışkının tam olarak boşalamama hissi
  • Zayıflama: Diyet yapmaksızın kilo kaybı gelişebilir.
  • Anemi: Düşük kırmızı kan hücresi sayısı nedeniyle yorgunluk hissi olabilir.
  • Bağırsak tıkanıklığı: Büyüyen tümörün bağırsakta tıkanıklık yapması ile oluşur. Acil çözülmesi gereken bir durumdur.
  • Bağırsakta delinme (perforasyon): Tümörün yarattığı tıkanıklık sonucu gelişebilir ve bu durum acil cerrahi müdahale gerektirir.
  • Hastaların yaklaşık yüzde 3’ünde herhangi bir belirti görülmeyebilir.

Kolon Kanseri: Belirtileri, Risk Faktörleri ve Önlemler
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin