1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Sarp Özkar ile Türk Turizmi ve Gelecek Beklentileri

Sarp Özkar ile Türk Turizmi ve Gelecek Beklentileri

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İhsan Dindar – Milliyet Tatil

İhsan Dindar - Milliyet Tatil

Sarp Bey, uzun yıllardır turizm sektöründe yer alan bir profesyonelsiniz. Ama yine de sizi biraz daha tanımak için soralım. Sarp Özkar kimdir?

1993 yılında turizm sektörüne transfermenlik ve tur liderliği gibi yeteneklerle adım attım. 1997’den itibaren yurt dışında tur rehberliği, satış ve operasyon departmanlarında çalıştım. Sektörün en büyük ve lider tur operatörlerinde satış müdürlüğü, operasyon müdürlüğü ve pazarlama müdürlüğü gibi önemli görevlerde bulundum. 2004 yılında, pazarlama müdürlüğümün yanına turizm sektöründe medya iletişim çalışmalarına başladım. Yarım yüze yakın ülkeye basın ve influencer gezileri düzenleyerek, onlarca basın toplantısı ve acenteler toplantısında sunumlarım ile katkıda bulundum. Halen sektörün yurt dışı turlar konusunda öncü olan Türkiye’nin en kıymetli markalarından birinin, markalaşma süreçlerinde yer almış olmaktan gurur duyuyorum. 3 yıl boyunca dünyanın farklı coğrafyalarında, Canon Türkiye için fotoğraflar çekip projeler ürettim. 2015 yılının Eylül ayından bu yana, turizm sektöründeki açığı görerek, rekabetsiz olabileceğim bir alan olan ve sadece turizm sektörüne hizmet veren Travel PR’ı kurdum. Günümüzde dünyanın en büyük global turizm firmalarına ve Türkiye’nin güçlü markalarına iletişim hizmetleri sunuyorum.

Sarp Özkar ile Türk Turizmi ve Gelecek Beklentileri

Türk turizmi, olumsuz geçen birkaç senenin ardından geçtiğimiz yılı rekorlarla kapattı. Bu yıldan beklentiniz nedir?

Türkiye, turizmde ciddi bir ivme yakaladı. Bu başarıda Türk Hava Yolları gibi değerli bir markaya sahip olmamızın katkısı büyük. Bu yıl, özellikle yurt dışından gelen turist sayısında kayda değer bir artış gözlemleniyor. Güney ve Ege sahillerindeki otellerin çoğu, %100 doluluk oranları ile sezonu kapatmayı hedefliyor. Düşünün ki, 2-3 yıl önce Türk seyahat severlerin otellerdeki yüzdesi %30-40 seviyelerindeyken, geçen yıl %20-25, bu yıl ise %15 seviyelerine geriledi. Burada otellerin yabancı kontenjana daha fazla yer açması ve yabancı talep dolayısıyla artan fiyatların etkisini de belirtmekte fayda var. Türk seyahat severler ise bu yıl deniz tatili için Kıbrıs ve Kuzey Ege gibi daha az talep gören destinasyonlara yönelmeyi tercih ediyorlar. Butik ve küçük otel tatilciliği konusunda da Türk seyahat severlerin taleplerinde bir artış olduğunu söyleyebilirim. Asıl patlamayı ise Türk seyahat severler için yurt içi kültür turlarında yaşıyoruz. Yurt dışına gidecek seyahat severler, fırsat olarak değerlendirebilecekleri uygun fiyatları bulabildikleri Güney Afrika, Küba-Meksika, Tayland gibi uzak destinasyonları tercih ediyorlar. Avrupa’da ise kendi araçlarıyla gezme, promosyonel gemi turları ve vizesiz olan Balkan turları daha çok ilgi görüyor.

Operatörler veya online uygulamalar… İkisi de tatile çıkacak olanların tur paketlerini satın almak için sıkça başvurduğu mecralar. Tüketiciler bu alanlarda hangi noktalara dikkat etmeli?

Özellikle online mecralardan alışveriş yapacak tüketicilerin, web sitelerinin iletişim detaylarını kontrol etmeleri büyük önem taşıyor. Satın alma işlemi gerçekleştirmeden önce birkaç kez müşteri temsilcileri ile iletişime geçmeleri faydalı olacaktır. TURSAB’ın acentelik belge numarasını talep edip, TURSAB’ın acenteler birimine veya online sorgulama yaparak gerçek bir acente olup olmadıklarını kontrol etmelidirler. Kredi kartı bilgilerini telefonda vermek yerine, online sistemden veya fiziki bir acenteye giderek şifrelerini girmeleri de güvenlik açısından önemlidir.

Tayland, popüler bir rota

Türk vatandaşlarının son dönemde en çok ilgi gösterdiği yurt dışı rotalar nereleri? Bu ilginin nedenleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?

Bir dönem yurt dışında uzak rota denildiğinde en popüler destinasyon Tayland’dı. Bunun sebebi ülkenin uygun maliyetleri ve tur fiyatlarının cazip olmasıydı. Ancak son birkaç yıldır uzak rotalar arasında Küba, Meksika-Küba, Güney Afrika, Filipinler, Endonezya ve Güney Amerika gibi ülkeler ön plana çıkmaya başladı. Bunun nedeni, uçak biletlerini toplu satın alan bazı acentelerin bu destinasyonların fiyatlarını dip seviyelere çekmiş olmaları. Örneğin, geçtiğimiz Ağustos ayında Küba’ya gittiğimde turun fiyatı 950 Euro idi. Geçtiğimiz ay memnun kaldığım bir başka tur olan Güney Afrika turunu 990 Euro’ya aldım. Meksika-Küba turlarında bile 1.100 Euro civarına dolu dolu bir tatil yapabiliyorsunuz. Bugün Antalya’ya gitmek istediğinizde bu fiyatların altında bir maliyet bulmak oldukça zor. Dolayısıyla, yurt dışında uzak ve vizesiz/kolay vizeli turlar tercih ediliyor. Yakın destinasyonlar arasında ise vizesiz olan Gürcistan, Avrupa’da Balkan ülkeleri ve her zaman Türk seyahat severler için en keyifli rota olan İtalya tercih ediliyor.

Son yıllarda Avrupa’nın çok bilinen rotaları dışında Uzak Doğu, Güney Afrika, Güney Amerika gibi alternatif rotalara Türklerin ilgisi artmaya başladı. Başka ülkelerin bölgeye düzenlediği turlarla Türk operatörlerin turlarının içeriğini zenginlik açısından kıyaslayabilir misiniz?

Türkiye’deki tur operatörlerini yabancı operatörlerle kıyaslayacak olursam, bazı konularda ciddi farklılıklar bulunuyor. Yabancı operatörler genellikle 14 gün ve üzeri izin kullanabiliyor, Türkiye’de ise bu süre genellikle bir hafta ile sınırlı kalıyor ve bayram gibi dönemlerde seyahat etme imkanı oluyor. Türkiye’deki tur operatörleri uzak destinasyonları paketlerken üç farklı yöntem izliyorlar. Birincisi, benim gibi sık seyahat eden ve gittiği ülkede kendi başına gezme fırsatı bulanlar için hazırlanan turlar. Daha önce bahsettiğim Güney Afrika ve Küba turları buna örnek teşkil ediyor; 950 Euro’ya Küba ve 990 Euro’ya Güney Afrika. Örneğin Küba’da Varadero’ya gidip denize girmek istemiyorsanız, diğer tur operatörlerinin o pakete ekledikleri masraflar cebinizde kalıyor. Havana şehir turunu yemekli bir şekilde alıp serbest kalıyorsunuz. Sonrasında ister kendiniz gezebilir, ister rehberinizle birlikte istediğiniz çevre gezisini satın alarak daha mütevazı otellerde konaklama yapabilirsiniz. İkinci model ise, fiyatın yüksek tutulmaması için turların bir kısmını dahil edip, bir kısmını opsiyonel bırakma sistemidir. Üçüncü model ise, daha çok Fest Travel tarzı şirketlerde görülen, sabah-öğle-akşam yemekleri, bahşişler dahil, gidilen ülkede ekstra para harcatmayan ancak fiyatların en üst seviyelerde olduğu, en iyi konaklama seçeneklerinin sunulduğu bir modeldir. Yabancı tur operatörleri de benzer yöntemler kullanıyorlar ve bu ayrım onlarda da mevcut.

Biraz da iç turizme geçelim… Erken rezervasyon dönemi nasıl geçti? Yerli turist için erken rezervasyon fırsatları hala devam ediyor mu?

İç turizmde erken rezervasyon döneminde geçen seneye göre %20 oranında bir azalma gözlemleniyor. Bunun sebebi fiyatların artması ve erken rezervasyon döneminin bu yıl için gerçek manada cazibesini kaybetmesi olarak değerlendirilebilir. Bu azalma nedeniyle Mayıs ayına girmemize rağmen hala erken rezervasyon söylemleri devam etmekte ve indirimler uygulanmaktadır.

Sektörün içinde yer alan biri olarak, yurt içinde son dönemde en trend rotalar nereler? Örneğin Kars’a ilgi hâlâ devam ediyor mu?

Doğu Ekspresi, Van Ekspresi, Salda Gölü, Arapapıştı Kanyonu, Mersin Susanoğlu, Trabzon-Rize çevresindeki yaylalar, özellikle Gito ve Ayder, Artvin bölgesi, şehir müzesi ve zengin yeme-içme imkanları ile Gaziantep, yine son derece renkli ve keyifli bir destinasyon olan Adana, gastronominin önemli şehirlerinden biri olarak Hatay ve Burdur’daki Sagalassos gibi yerler son dönemde ilgi gören destinasyonlar arasında yer alıyor.

Tatilde önemli bir konu da maliyet. Bu noktada tüketicilere ne gibi tavsiyeler verebilirsiniz?

Tatilde maliyetlerin önemine değinecek olursak, ucuz tatilin adresi oldukça belli. Erken alan kazanır. Son dakikacı olmayan, turunu veya uçak biletini erkenden (8-10 ay önce) alan, her zaman kazançlı çıkacaktır. Ayrıca konaklamanızı, uçak biletinizi ve araç kiralamanızı Neredekal.com ve Skyscanner gibi meta arama sitelerinden yaparak, aynı oteli ve uçağı daha uygun fiyatlarla bulabilirsiniz.

Son olarak, sektörde çalışanların yetkinliği hakkında süregelen eleştiriler var. Bunların başında dil ve tecrübe yetersizliği bulunuyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Yetkinlik, eğitimle ve deneyimle kazanılan bir süreçtir. Ancak ülkemizde işe alım yapılırken genellikle eğitim verilmeden, çalışanların hemen iş başına geçmesi beklenir. Sonuç olarak, kalifiye personel eksikliğinden ve tecrübesizlikten şikayet edilir. Bu noktada hatayı turizmci arkadaşlar öncelikle kendilerinde aramalıdırlar.

ihsan.dindar@milliyet.com.tr

Sarp Özkar ile Türk Turizmi ve Gelecek Beklentileri
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

xGundem ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin