Hipertansiyonun Önemi ve Risk Faktörleri
Doç. Dr. Olcay Özveren, hipertansiyonun yalnızca bir hastalık olarak değerlendirilmemesi gerektiğini, aksine tüm hayati organları etkileyen hastalıklar topluluğunun yalnızca yüzeyde görünen kısmı olduğunu vurguladı. Özveren, dünya genelinde 2025 yılına kadar hipertansiyon hastalarının sayısının 1,5 milyara ulaşmasının beklendiğini belirtti. Bu bağlamda, şunları ifade etti:
- “Tüm erişkin yaş grubunda (18-75 yaş) hipertansiyon sıklığı yüzde 30-45 arasında değişirken, 60 yaş ve üzerindeki bireylerde bu oranın yüzde 60 ve daha fazlasına yükseldiği gözlemlenmektedir.”
- “Ülkemizde 20 yaş ve üzerinde tahmin edilen 34 milyon kişilik popülasyonda, 5 milyon erkek ve 6 milyon kadının hipertansif hasta olduğu düşünülmektedir. Bu sonuçlara göre, tüm erişkin erkeklerin yaklaşık yüzde 30’u, kadınların ise yüzde 35’i yüksek tansiyon sorunu yaşamaktadır.”
- “30-39 yaş grubunda hipertansiyon sıklığı yüzde 19 civarındayken, 50-59 yaş grubunda erkeklerin yarısından biraz azı, kadınların ise yarısından fazlası hipertansiyondan etkilenmektedir. 60 yaş ve üzerindeki bireylerde ise her 3 kişiden 2’sinin hipertansiyon riski taşıdığı görülmektedir.”
Hipertansiyon Risk Faktörleri
Doç. Dr. Olcay Özveren, hipertansiyonun tüm yaş gruplarındaki bireyler için bir risk unsuru olduğuna dikkat çekerek, özellikle yaşın hipertansiyon riskini belirgin bir şekilde artırdığını ifade etti. Aşağıdaki faktörler de hipertansiyon gelişiminde önemli rol oynamaktadır:
- Erkek cinsiyet
- Önceden sigara içmiş olmak ya da hâlâ sigara içiyor olmak
- Diyabet tanısı almak
- Yüksek kolesterol seviyeleri
- Aşırı kilo ve obezite
- Ailede erken yaşta hipertansiyon geçmişinin bulunması
- Erken menopoz durumu
- Hareketsiz yaşam tarzı
Hipertansiyon Belirtileri ve Önemi
Hipertansiyonun çoğu zaman rastlantısal olarak keşfedildiğini belirten Özveren, şu belirtilere dikkat edilmesi gerektiğini aktardı:
- Baş ağrısı
- Eforla artan nefes darlığı
- Tıkanma hissi
- Göğüs ağrısı
- Çabuk yorulma
- Halsizlik
- Bulanık görme
- Baş dönmesi
- Kulak çınlaması veya uğultu
- Sık idrara çıkma
- Bacaklarda şişlik
- Kalp atışlarında düzensizlik
- Burun kanaması
Bu tür belirtilerle başvuran hastalarda hipertansiyonun varlığının araştırılmasının, zamanında tanı ve tedavi açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Özveren, şunları ekledi:
- Hipertansiyonun kontrol altına alınması, kalp ve damar hastalıkları, inme ve böbrek yetersizliği gibi hayati organ hasarlarının gelişimini engelleyebilir.
- İlaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri, hipertansiyon tedavisinin temel yapı taşlarıdır. İlaç tedavisi hekim tarafından düzenlenirken, yaşam tarzı değişiklikleri hastanın aktif rol oynadığı bir süreçtir.
- Yaşam tarzı değişiklikleri arasında tuz alımının kısıtlanması ve potasyum alımının artırılması gerekmektedir. Ayrıca, alkol ve sigaradan uzak durulması, Akdeniz tarzı diyetin tercih edilmesi, sebze ve meyve ağırlıklı, düşük yağ oranına sahip gıdalar, balık eti ve doymamış yağ asitlerinden zengin yağların tüketilmesi önemlidir. Fazla kilosu olan bireylerin kilo vermesi gerekmektedir.
- Düzenli fiziksel aktivite olarak, haftada 5 ila 7 gün 30 dakika orta-şiddette dinamik aerobik egzersizler önerilmektedir.