Okula Başlayan Minikler İçin Oryantasyon Süreci
Okullar açılmakta ve ilkokula yeni başlayan miniklerin oryantasyon süreci başlamaktadır. Özellikle birinci sınıfa geçiş yapan öğrencilerde okul reddi ve ağlama krizleri gibi sorunlar görülebiliyor. Bu durum, ailelerin dikkat etmesi gereken önemli bir meseledir. Uzmanlar, çocukların ayrılma kaygısı yaşamasının, aileleri tarafından aşırı bağımlı bir şekilde yetiştirilen çocuklarda daha sık görüldüğünü vurgulamaktadır. Bu süreçte, korkutma, tehdit ve şiddet gibi olumsuz yaklaşımlardan kaçınılmalı; çocuklara anlayışla yaklaşılmalıdır. Ayrıca, altta yatan sebeplerin anlaşılması için uzman desteği almak her zaman faydalı olacaktır.
Karın Ağrısı En Önemli Belirti
Okul reddi ve okul korkusunun çeşitli belirtilerle kendini gösterdiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Aynur Sayım, “Okul reddi ve okul korkusu, çocuğun okula gitmeye karşı duyduğu korku, okul zamanı yaklaştıkça yoğun kaygı ve panik belirtileri göstermesiyle kendini gösteren bir durumdur. Okul saatinin yaklaşmasıyla birlikte çocukta karın ağrısı, baş ağrısı, mide bulantısı gibi somatik şikayetler ortaya çıkabilir. Ağlama, bağırma, hırçınlık, öfke nöbetleri, hatta kaygı arttıkça kusma ve agresyon gibi tepkiler görülebilir. Okul saati geçtikten sonra bu belirtiler genellikle kaybolur” dedi.
Bağımlı Yetiştirilen Çocuklarda Daha Sık Görülüyor
Okul korkusunun farklı şekillerde fark edilebileceğini belirten Aynur Sayım, bunları şöyle sıraladı:
- Ayrılma Kaygısı: Anaokulu ve ilkokula yeni başlayan çocuklarda, genellikle ayrılma kaygısı şeklinde kendini gösterir. Çocuk, anne, baba veya bakım veren kişiden ayrılmak istemez. Bu durum, özellikle aşırı koruyucu ebeveynler tarafından yetiştirilen çocuklarda daha belirgin hale gelir. Aşırı koruma, çocuğun bireyselleşmesini engeller ve sosyal ortamlarda kendine güvenini azaltır. Yalnız kaldıklarında nasıl davranacaklarını bilemeyip korkuya kapılabilirler.
- Okulda Yaşanan Durumlara Tepkiler: Çocuk, okulda karşılaştığı belirli durumlara, öğretmenin tavrı veya arkadaşlarının alay etmesi gibi durumlara aşırı tepki verebilir.
- Psikiyatrik Bozukluklar: Okul korkusu, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), Özel Öğrenme Güçlüğü, zekâ engeli, davranım bozukluğu, depresyon veya sosyal fobi gibi psikiyatrik rahatsızlıklarla birlikte ortaya çıkabilir. Ailenin baskısı ve yargılayıcı tutumları, çocuğun kaygısını artırarak okul reddi ya da okul fobisine dönüşmesine yol açabilir.
Bu Önerilere Kulak Verilmeli
Okul korkusu veya okul reddi durumunda yapılması gerekenleri belirten Aynur Sayım, şu tavsiyelerde bulundu:
- Korkutma, tehdit ve şiddet kullanılmamalıdır; yargılama yapılmamalıdır.
- Çocuk, okula gitmediği sürece okula başlama süreci zorlaşır. Ailenin “Bir süre bekleyelim, belki geçer” yaklaşımı yanlıştır; bu sorun daha da büyüyebilir.
- Çocuk, onu rahatsız eden bir duruma karşı duygusal bir tepki vermektedir. Bunu fark edip anlamaya çalışmak en doğru yaklaşımdır. Çocukla empati kurmak önemlidir.
- Okul reddinin hangi durum ve duygular nedeniyle ortaya çıktığını bulup, bu sorunun çözümü için çalışılmalıdır.
- Aile, bir psikiyatri merkezinden yardım almalı; psikiyatrik yaklaşım ve psikoterapi birlikte yürütülmelidir.
- Ailenin, çocuğun okula devamıyla ilgili kararlı olması gerekmektedir. Ancak çocuğa bu sorunun tüm aileyi ilgilendirdiği, sadece kendi sorunu olmadığı hissettirilmelidir.
- Öğretmen ve ailenin sıkı iş birliği içinde olması şarttır. Öğretmenin güven verici ve zorlayıcı olmayan bir yaklaşımı büyük önem taşır.