Doğumsal Kalp Hastalıkları ve Etkileri
Çocuklarda doğumsal kalp hastalıkları, genetik ve çevresel faktörlerin birleşimi sonucu ortaya çıkabilen karmaşık sağlık sorunlarıdır. Uzmanlar, “Eğer ailenin geçmişinde kalp hastalığı bulunan bireyler varsa, bu durum çocuklarda kalp hastalığı görülme oranını önemli ölçüde artırmaktadır. Örneğin, daha önce doğmuş bir çocukta kalp hastalığı varsa, sonraki çocuklarda bu oranın %2 civarında olduğu gözlemlenmiştir” diyor.
Doğumsal Kalp Hastalıklarının En Sık Görülen Türleri
Doğumsal kalp hastalıkları arasında en yaygın olanı, kalbin karıncıkları ve kulakçıkları arasında bulunan bölmelerdeki deliklerdir. Bunun yanı sıra, kalpten çıkan damarlar ve kalp kapaklarındaki anormallikler de sıkça rastlanan sorunlardır. Daha büyük çocuklarda ise kazanılmış kalp hastalıklarının çoğunluğunu romatizmal kalp hastalıkları oluşturmaktadır.
Tanı ve Tedavi Süreci
Ağır kalp hastalıkları, doğum anında belirgin semptomlar gösterebilir. Bazı durumlarda, çocuklarda mavi cilt rengi gibi belirtiler görülürken, diğer durumlarda hastalığın varlığı anlaşılmayabilir. Çabuk yorulma ve gelişme geriliği gibi belirtiler de sıkça karşılaşılan durumlar arasındadır. Normal muayene sırasında duyulan kalp üfürümleri, tanının konulmasında en önemli bulgular arasında yer alır.
Gelişen teknoloji sayesinde, son yıllarda hamilelik döneminde uygulanan tarama yöntemleri sayesinde birçok kalp hastalığı doğum öncesi dönemde teşhis edilebilmektedir. Fetal ultrasonografi ve ekokardiyografi gibi yöntemlerin rutin kullanımı, bu oranı daha da artırmıştır.
Tedavi süreci ise, altta yatan kalp hastalığının türüne bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Örneğin, kalpten çıkan büyük damarların ters olması durumunda, bu bebeklerin hayatının ilk ayında ameliyatla tedavi edilmesi gerekirken, bazı kalp deliklerinin tedavisi 3-4 yaşına kadar beklenebilir. Tedavi kararı verirken, hastalığın tipi, çocukta oluşan belirtiler ve tedavinin başarı şansı göz önünde bulundurulmalıdır. Son yıllarda, kalp cerrahisi ve girişimsel kardiyoloji alanındaki yenilikler, çok küçük bebeklerde bile önemli kalp rahatsızlıklarının başarıyla tedavi edilmesini mümkün kılmaktadır.
Gelişmiş Tedavi Yöntemleri
Günümüzde birçok doğumsal kalp hastalığı, balonlar, şemsiyeler ve tıkanıklık giderici cihazlar kullanılarak ameliyatsız bir şekilde kateter yolu ile tedavi edilmektedir. Örneğin, ana atardamar ve akciğer atardamarlarındaki darlıklar balonla açılmakta, kalbin kulakçıkları ve karıncıkları arasındaki delikler ise şemsiye benzeri cihazlarla başarıyla kapatılmaktadır. Bu yöntemlerin en büyük avantajı, vücutta kesi olmadan ve kalbin durdurulmasına gerek kalmadan tedavi imkanı sunmasıdır. Ayrıca, hastaların hastanede sadece bir gün yatmaları ve kan verilme gereksiniminin olmaması, bu yöntemlerin diğer faydaları arasında yer almaktadır.
Doğumsal Kalp Hastalıklarının Nedenleri
Doğumsal kalp hastalıklarının nedenleri oldukça çeşitlidir. Genetik faktörler, çevresel etmenler, beslenme alışkanlıkları, hamilelikte annenin geçirdiği hastalıklar ve sosyoekonomik düzey gibi birçok unsur bu hastalıkların oluşumuna katkıda bulunabilir. Bazı ailelerde kalp hastalıklarının sık görülmesi, genetik sorunlarla ilişkilendirilebilir. Son yıllarda, doğumsal kalp hastalıklarının bazı gen bozukluklarına bağlı olarak geliştiğine dair yeni bulgular elde edilmiştir. Ancak bu durumun tüm doğumsal kalp hastalıklarına genelleştirilmesi şu an için mümkün değildir ve araştırmalar devam etmektedir.
Kalp Hastalıklarının Büyüme ve Gelişmeye Etkisi
Kalp delikleri ve benzeri hastalıklar, çocuklarda kilo alım sorunlarına neden olabilir. Bu durum, genellikle büyük deliklerde daha belirgin bir şekilde gözlemlenir. Bu bebeklerde, kalp yetmezliği tedavisinin yanı sıra beslenme konusunda da ek önlemler almak gerekmektedir. Morarma ile giden hastalıklarda, çocukların gelişim geriliği gözlemlenebilir; bu da onların yaşıtlarına göre boy ve ağırlık açısından geride kalmalarına yol açar. Ancak, motor gelişimde ciddi sorunlar yaşanmaz ve zihinsel sorunlar da görülemez.
Anne ve Babayı Şüphelendirecek Belirtiler
Yenidoğan ve küçük bebeklerde, ciltte, ağız içinde ve dilde görülen mavi renk ya da morarma; sık soluma, beslenirken çabuk yorulma ve aşırı terleme en sık rastlanan belirtilerdir. Daha büyük çocuklarda ise akranlarına göre çabuk yorulma, kilo ve büyüme sorunları, bu hastalıkların belirtisi olabilir.