Prof. Dr. Parmaksızoğlu, bir kemik kırığının neden kaynamadığını açıklarken, henüz genel kabul görmüş bir tanımın mevcut olmadığını belirtmektedir. Her kemiğin kaynama süresinin farklılık gösterdiğine dikkat çeken Parmaksızoğlu, “Eğer bir kırık, beklenen sürede kaynamıyorsa, bu durum kaynama gecikmesi veya kaynamama olarak değerlendirilebilir. Beklenen kaynama süresinin üzerinden ortalama 2-3 ay geçtiği halde, radyolojik bulgulara göre kırıkta klinik bir ilerleme sağlanamamışsa, bu durumda kaynamama veya kaynama gecikmesi söz konusu olabilir” şeklinde açıklamalarda bulunmaktadır.
Kırığın Kaynamamasına Neden Olan Faktörler
Kırığın kaynamamasına yol açan faktörler, genel olarak iki ana gruba ayrılmaktadır: kişisel (sistemik) ve lokal etmenler. Prof. Dr. Parmaksızoğlu, sistemik faktörlerin başında şu unsurların geldiğini belirtmektedir:
- Kötü beslenme
- Diyabet
- Sigara bağımlılığı
- Osteoporoz
- Non-steroid anti-enflamatuar ilaç kullanımı
Lokal etmenler ise şunlardır:
- Enfeksiyon
- Kırık bölgesindeki dolaşım bozuklukları
- Uygun olmayan tedavi yöntemleri
- Yaralanmanın şiddeti
Kırığın Kaynaması İçin Tedavi Yöntemleri
“Kırığın güncel tanımı, kemik bütünlüğünün bozulduğu ve yumuşak doku yaralanması olarak ifade edilmektedir” diyen Prof. Dr. Parmaksızoğlu, “Bu tanımdan yola çıkarak, kırığın kaynamasını sağlayacak en önemli faktörlerden biri, kırık bölgesinin yeterli kanlanmasıdır. Kırık esnasında kemikte ve çevresindeki yumuşak dokularda meydana gelen hasar, kırık bölgesindeki kan akışını bir miktar olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, kırığın tedavi sürecinde bozulmuş olan kanlanmanın daha da kötüleşmemesi büyük önem taşımaktadır” şeklinde vurgulamaktadır.
Prof. Dr. Parmaksızoğlu, güncel tedavi prensipleri doğrultusunda, kırık bölgesinden uzakta minimal invaziv cerrahi (kapalı redüksiyon) ve kırık tespit kurallarına uygun biyolojik yöntemlerin kullanılmasının gerektiğini ifade etmektedir.
Kemik Kaynaması İçin En Etkili Tedavi Yöntemi
“Kemik ilk kırıldığında, dokuya saygılı ve güncel tedavi prensiplerine uygun bir yaklaşım benimsemek çok önemlidir” diyen Dr. Parmaksızoğlu, sözlerini şöyle tamamlamaktadır:
“Her ne sebeple olursa olsun, kaynamayan veya kaynatılamayan bir kemik yoktur. Ancak, eğer herhangi bir kemikte kaynamama durumu tespit edilirse, öncelikle kaynamamanın nedeninin doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Sebep ortadan kaldırıldıktan sonra, güncel tedavi prensiplerine uyularak, tüm kaynamayan kemikler sorunsuz bir şekilde kaynatılabilir.”