Reflü Hastalığı Nedir ve Nasıl Oluşur?
Reflü hastalığı, mide asidinin yemek borusuna geri kaçması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Bu geri kaçış, yemek borusunda ve çevresinde çeşitli hasarlara yol açarak bir dizi rahatsız edici belirtiyi beraberinde getirir. Reflü belirtileri, her bireyde farklılık gösterebilir; bazı hastalar sadece bir ya da iki belirti yaşarken, diğerleri birçok şikayet hissedebilir. Başlıca belirtiler arasında göğüs ağrısı, göğüs yanması, ağza acı su gelmesi, göğüste sıkışma ve baskı hissi, ses kısıklığı, gıcık tarzında kronik öksürük ve sırtın ortasına doğru vuran ağrı yer alır.
Reflü, bazen ani ve şiddetli göğüs ağrıları ile kendini gösterir ve bu durum, kalp krizi ile karıştırılabilir. Bu nedenle, acil servislere göğüs ağrısı ile başvuran hastalar arasında reflü de göz önünde bulundurulmalıdır. Göğüs ağrısı ile başvuran hastaların, reflü açısından değerlendirilmesi oldukça önemlidir.
Yanlış Beslenmenin Reflü Üzerindeki Etkisi
Yanlış beslenme alışkanlıkları, reflü hastalığını tetikleyen önemli bir faktördür. Reflü riski, stresli işlerde çalışan, aşırı kahve ve çay tüketen, sigara kullanan, düzenli egzersiz yapmayan ve geç saatlerde yemek yiyen kişilerde daha fazla görülmektedir. Mideyi rahatsız eden gıdalar arasında çiğ salata, soğan, sarımsak, acı pul biber, turşu, portakal ve greyfurt bulunur. Bu gıdaların özellikle geç saatlerde tüketilmesi reflü hastalarına kesinlikle önerilmez.
Ayrıca, reflü hastalarının uyku pozisyonu da kritik bir öneme sahiptir. Yatar pozisyonda yemek borusu ile mide arasındaki açının düzleşmesi, mide asidinin yemek borusuna kaçmasını kolaylaştırır. Uyku esnasında mide asidi salgısı da artış gösterir. Bu nedenle, reflü sorunları genellikle gece daha da şiddetlenir. Hastaların kendilerine uygun bir yatış pozisyonu belirlemesi, geceyi daha rahat geçirmelerini sağlayacaktır. Reflü yastığı kullanmak ya da yatağın baş kısmını kaldırmak, belden yukarının hafif dik pozisyonda olmasına yardımcı olabilir. Bu önlemler ve uygun bir diyet programı ile birlikte düzenli egzersiz yapmak, reflü belirtilerinin hafifletilmesine katkıda bulunabilir.
Cerrahi Tedavi Seçenekleri
Reflü hastalarına yönelik cerrahi tedavi seçenekleri de mevcuttur. Medikal tedavi önerilen hastalarda yaş faktörü oldukça önemlidir. Örneğin, 25 yaşındaki bir hasta sürekli mide ilacı kullanmak zorunda kalabilir. Ortalama yaşam süresi 80 yıl düşünülürse, 50-60 yıl boyunca ilaç kullanmak sağlıklı bir yaklaşım değildir. Bu tür durumlarda cerrahi müdahale gündeme gelebilir. Uzun süreli ilaç kullanımı, mide emilimini bozabileceği gibi kalsiyum ve demir eksikliklerine de neden olabilir. Bu da kemik problemleri ve kansızlık gibi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Eğer kısa süreli ilaç kullanımları, yaşam tarzı değişiklikleri ve beslenme düzeni ile problemler kontrol altına alınabiliyorsa, başka bir tedaviye gerek olmayabilir. Ancak, şikayetler devam ediyorsa ve göğüs sıkışması, ses kısıklığı gibi durumlar artıyorsa cerrahiyi düşünmek gerekir. Cerrahi tedavi sırasında, yemek borusu ile midenin birleşim yerine mürekkep okkası benzeri bir kapakçık mekanizması oluşturulmaktadır. Bu işlem laparoskopik bir ameliyat olup ortalama 45 dakika sürmektedir. Hastalar hastanede bir gün boyunca gözetim altında tutulur ve aynı gün içinde ilaç kullanma ihtiyacı ortadan kalkar.
Ameliyat sonrası hastaların yaşam kalitesinde ciddi bir iyileşme gözlemlenir ve ilaç kullanma gereksinimi sona erer. Nüks oranları, cerrahinin kalitesine bağlı olarak %2-3 seviyelerine kadar düşebilir. Ameliyat sonrası yeni bir kapakçık mekanizması oluşturulduğundan, hastaların diyet uyumuna dikkat etmeleri önemlidir. İlk birkaç hafta sıvı gıdalarla beslenme, ardından yoğun püremsi gıdalara geçiş ve birkaç ay içinde normal gıdaya dönüş yapılması önerilmektedir.