ABONE OL
Güvenli bağlanma duygusu, bireyin hayatına anlam katan en önemli duygulardan biridir. Bu duygu, genellikle çocukluk döneminde, özellikle anne ile kurulan sağlıklı ilişkilerle başlar.
Güvenli bağlanma duygusunu deneyimlemeyen gençlerde ise üç farklı tepki gözlemlenmektedir:
- İlk tepki depresyon ve psikiyatrik tedavi gereksinimi ile kendini gösterir.
- İkinci tepki ise alkol veya diğer bağımlılık yapıcı maddelere yönelimle ortaya çıkar.
- Üçüncü ve en acı sonuç ise intihar düşünceleri ve eylemleriyle kendini gösterir.
Bağlanma duygusunun eksikliği, bireyi yalnız, korumasız ve savunmasız hissettirir. Gündüz işine veya okuluna odaklanmış olabilir, ancak akşam evine döndüğünde yalnızlık duygusu onu sarar.
Duygusal sorunların yönetimi, sağlıklı bir yaşam sürmek için kritik öneme sahiptir.
Duygusal zeka, kişinin duygusal sorunlarına akıllıca çözümler geliştirme kapasitesidir. Öte yandan, mantıksal zeka ise yaşam problemlerine karşı etkili çözümler üretme yeteneğidir.
Duygusal zekayı geliştirmek için, sorunların çözümü için stratejiler geliştirmek, akıllıca çözümler bulmak ve duygular yerine alternatif duygular yerleştirmek önemlidir. Bu becerilerin öğrenilmesi, özellikle genç bireyler için hayati bir gerekliliktir.
Ayrıca, aşırı eleştiriyle büyütülen çocukların benlik algısı genellikle zayıf olmaktadır.
Eleştirilerek büyüyen çocuklarda öz güven kaybı yaşanır. Eğer hayatta anlam bulamazlarsa, bu durum intihar düşünceleri gibi ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu çocuklar, yetiştikleri ortamda özgüvenlerini artıracak eğitim ve destekten yoksun kalmış olabilirler.
Yalnız kalan bu çocuklar, yalnızlık duygusunu aşmak için kendi çözümlerini geliştirmekte zorluk çekerler. Çözüm üretemedikleri için dışarıdan gelen her hatadan kendilerini sorumlu tutma eğiliminde olurlar.