2019’un Bilimsel Gelişmeleri
Bir yıl daha geride kalıyor. Her yıl olduğu gibi, 2019’da da bilim alanında pek çok önemli gelişme yaşandı. Bu gelişmeler, insanlığın bilimdeki ilerleyişini gösterdiği gibi, eksik kaldığı noktaları da gözler önüne serdi. Şimdi gelin, 2019’a damgasını vuran bilimsel gelişmelere birlikte göz atalım…
İKLİM KRİZİ
Bu yıl, iklim değişikliğinin etkileri bir kez daha kendini hissettirdi. Yaz aylarında sıcaklıkların 100 yılın rekor seviyelerine ulaşmasıyla birlikte, şiddetli sıcak dalgaları, orman yangınları ve kuraklıklar birçok bölgede yaşandı. Özellikle Grönland’da eşi benzeri görülmemiş erimeler görüldü. Bilim insanları, yıllardır iklim değişikliğinin yol açtığı felaketlerle mücadele konusunda uyarıyorlardı. 2019’da, genç iklim aktivistlerinin öncülüğünde düzenlenen iklim protestoları, milyonlarca insana ulaştı. İklim aktivizminin karar alıcıları nasıl etkileyeceği ise önümüzdeki yıllarda netlik kazanacak.
10 YILLIK ÇALIŞMANIN ÜRÜNÜ TEK BİR KARE
2019’un en önemli bilimsel gelişmelerinden biri, elde edilen ilk kara delik fotoğrafıydı. Bu başarı, on yılı aşkın bir çalışmanın sonucunda, Event Horizon Teleskobu (EHT) tarafından toplanan verilerin işlenmesiyle elde edildi. Arizona Üniversitesi’nden Prof. Dr. Feryal Özel, bu çalışmanın teorik ve hesaplama kısmını yürütürken, meslektaşları teleskobun inşası ve veri toplama aşamalarına odaklandı. Bu ikonik görüntü, evrenimizin işleyişine dair temel bir teoriyi de doğrulamış oldu: Einstein haklıydı.
DENİSOVANS KEŞİFLERİ
Arkeoloji açısından 2019, Denisovans adlı eski bir insan türüne dair önemli keşiflere sahne oldu. Fosil ve genetik bulgular, 500 bin ile 300 bin yıl önce Afrika kökenli Homo Sapiens’in Denisovans ile karşılaştığını ve karışık genetik özelliklere sahip olduğunu gösteriyor. Bu yıl yapılan keşifler net olmamakla birlikte, araştırmacılar Denisovans’ın anatomisinin Homo Sapiens ve diğer insan atalarının genetik yapısını nasıl etkilediğini anlamaya çalıştılar.
KIZAMIĞIN DİRİLİŞİ
Bir olumlu gelişmenin yanı sıra, 2019 bazı ülkelerin zor kazandığı halk sağlığı başarısını kaybettiği bir yıl oldu. Kızamık, bazı bölgelerde yeniden patlak verdi. 2000 yılından beri bu hastalığın ortaya çıkmadığı ABD’de, 1992 yılından daha fazla kızamık vakası bildirildi.
GENETİĞİYLE OYNANAN BEBEKLER DOĞUYOR
CRISPR teknolojisi, yaklaşık 7 yıldır hayatımızda. Ancak insanlar üzerinde test edilmeye başlanması oldukça yeni bir gelişme. Geçen yıl, Çin’de ikiz bebeklerin genetiği CRISPR yöntemi kullanılarak değiştirilmesi büyük etik tartışmalara neden oldu. Araştırmalar devam etmekte olup, ABD’deki bilim insanları CRISPR/Cas9 gen editörünü insanlar üzerinde test etmeye başladılar. Bu teknoloji ile kanseri, kan bozukluklarını ve kalıtsal körlük türlerini tedavi etme potansiyeli araştırılmakta.
BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK EKOLOJİK STRES ALTINDA
Doğa ciddi bir tehdit altında! İklim değişikliği, biyolojik çeşitliliği ve yeryüzündeki canlı yaşamını doğrudan tehdit ediyor. Bu yıl yapılan birçok çalışma, sanayileşmeyle birlikte biyoçeşitliliğin büyük bir kısmının “insan etkisiyle” kaybolduğunu ortaya koydu. En çok etkilenen türlerin sırasıyla şayak sineği (%68), kelebekler (%53), böcekler (%49) ve arılar (%46) olduğu gözlemlendi.
KATİL E-SİGARA
Tütün ürünlerine alternatif olarak son yıllarda e-sigaraların kullanımı hızla artmıştı. Başlangıçta, e-sigaraların diğer tütün ürünlerine göre daha az zararlı olduğu düşünülüyordu. Ancak 2019’da, akciğer ve solunum yolu hastalıkları ile e-sigara kullanımı arasındaki bağlantılar nedeniyle bu algı değişmeye başladı ve bazı ölümler rapor edildi.
KUANTUM YARIŞI
Uzay araştırmaları açısından 2019, Ay görevlerinin yeniden gündeme geldiği bir yıl oldu. 1972’deki son Apollo görevinden bu yana Ay’a ayak basılmadı. Ancak, Rusya, ABD ve Çin gibi ülkelerin yanı sıra Hindistan da Ay’a iniş görevleri planladı. Hindistan’ın Chandrayaan-2 misyonu ve İsrail’in Beresheet uzay aracı, Ay’a inmeye çalıştı fakat her iki girişim de bağlantı kaybı nedeniyle başarısız oldu. ABD ve Rusya’nın uzay ajansları, önümüzdeki yıllarda Ay’a tekrar gitmeyi ve hatta bir istasyon kurmayı planlıyor. Bu dönüşün amacı, evrenin keşfine dair daha net sinyaller elde etmek.
DOGOR: KÖPEK Mİ, KURT MU?
2018 yazında Yakutistan’da bulunan iyi korunmuş bir yavru, bilim dünyasında büyük merak uyandırdı. Radyokarbon tarihlendirmesine göre, bu hayvan yaklaşık 18 bin yıl önce iki aylıkken ölmüştü. Dondurucu soğuklar sayesinde cesedi oldukça iyi korunmuştu. Sibiryalı araştırmacılar, “Dogor” adını verdikleri bu hayvanın köpek mi yoksa kurt mu olduğunu anlamak için DNA örneklerini Stockholm Paleogenetik Merkezi’ne gönderdiler. Dogor’un köpek olma ihtimali yüksek, çünkü bulunduğu bölgeye insanlar 32 bin yıl önce yerleşmişti. Daha ayrıntılı kalıtım analizleri ile elde edilen verilerin, günümüzdeki kurtların ve köpeklerin DNA’larıyla karşılaştırılması gerekiyor.