CNN’in haberine nazaran, İsviçre’de bilim insanları, Stockholm’deki Tabiat Tarihi Müzesi’nde saklanan Tazmanya Kaplanı’nın deri ve kaslarından aldıkları örneklere dair bir çalışma yürüttü.
Araştırma takımından biyolog Emilio Marmol Sanchez, yaptığı açıklamada, 130 yıl evvel jenerasyonu tükenen kelam konusu tıbbın RNA’sını birinci defa incelediklerini belirterek, “RNA size hücreyi, dokuları inceleyerek o hayvanın, gerçek biyolojisini bulma bahtını verir.” tabirini kullandı.
RNA’YI ANLAMANIN TİPE DAİR BÜTÜNCÜL YAKLAŞIM SAĞLAMASI BEKLENİYOR
Sanchez, “tür diriltiminin” araştırmanın gayesi olmamasına rağmen Tazmanya Kaplanı’nın RNA’sının incelenmesinin tıbbın gen yapısının daha yeterli anlaşılmasını sağlayarak son periyotlarda başlayan bu “türü diriltme” çalışmalarına yardımcı olabileceğini kaydetti.
Biyolog Sanchez, RNA’yı anlamanın bilim insanlarının cinse dair daha bütüncül bir resmi ortaya koyması açısından değerli olduğunu vurguladı.
Tazmanya Kaplanı cinsinin kuşağının devamını sağlamak için bir proje yürüten Melbourne Üniversitesinden Prof. Dr. Andrew Pask ise bu gelişmeyi “çığır açıcı” olarak nitelendirdi.
Pask, kelam konusu araştırmanın jenerasyonu tükenen hayvanların biyolojisini anlamaya değerli katkılar sunacağına işaret ederek, “Öncesinde müzede yalnızca DNA örneklerinin bulunduğunu düşünüyorduk lakin bu çalışma Tazmanya Kaplanı’nın kalıntılarından RNA datalarının de elde edilebileceğini gösterdi.” değerlendirmesinde bulundu.
Uygun şartlarda koruma edilmesi halinde DNA milyonlarca yıl saklanabilirken, DNA’nın süreksiz bir kopyası olan RNA’nın daha kısa ömürlü olduğu düşünülüyordu.
Yaklaşık 2000 yıl evvel Avustralya hariç dünyanın öbür ülke ve bölgelerinde jenerasyonu tükenen Tazmanya Kaplanı’nın yaşayan Benjamin isimli son üyesi ise Tazmanya’daki Beaumaris Hayvanat Bahçesi’nde 1936’da ölmüştü.
Kır kurdunun yaklaşık iki katı büyüklüğündeki bu yırtıcı çeşit, Avustralya’daki birçok göğüslü üzere keseli olarak biliniyordu.
Araştırmanın sonuçları, Gen Araştırmaları Mecmuasında yayımlandı.
