Bugün 10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü
Her 40 saniyede bir kişinin hayatına son verdiği istatistikleri, intiharın ciddiyetini gözler önüne seriyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, her yıl yaklaşık 800 bin kişi intihar ederek yaşamını yitiriyor. Bu durum, 15-29 yaş arası gençlerde yol kazalarından sonra en sık görülen ikinci ölüm nedeni olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz yıl ABD’de gerçekleştirilen bir araştırma, intihar eden bir kişinin, 135 kişi üzerinde derin bir etki bıraktığını ortaya koydu. Ancak tüm bu kaygı verici veriler, intihar konusunun yeterince ele alındığını ve dikkat çekildiğini göstermiyor. Kentucky Üniversitesi’nden Dr. Julie Cerel, intihar eden kişilere yakın hissedenlerin üzerindeki psikiyatrik etkinin daha da derin olduğunu ifade ediyor.
Bir Şekilde Konuşmaya Başlayın
Akıl sağlığı konularında çalışan sosyal yardım kuruluşu Rethink’in sözcüsü Emma Carrington, intihar hakkında konuşmanın doğru ya da yanlış bir yolu olmadığını belirtiyor. Carrington, “Öncelikle bu zor bir konuşma olduğunun farkında olmalıyız. Her gün yaptığımız bir sohbet değil. Elbette gergin olacaksınız ve bu tamamen normal. Durumu daha da kötüleştiremezsiniz; zaten kötü bir durumla karşı karşıyasınız. Önemli olan, yargılamadan dinlemek.” şeklinde konuştu.
İngiltere’de intiharla mücadele eden Samaritans yardım kuruluşu, intihar düşünceleri olan biriyle konuşurken dikkate alınması gereken noktaları şöyle sıralıyor:
- Karşınızdaki kişinin rahat edeceği sessiz bir ortam seçin.
- İkinizin de konuşmak için yeteri kadar vaktiniz olduğundan emin olun.
- Yanlış bir şey söylerseniz panik yapmayın; kendinize fazla yüklenmeyin.
- Karşınızdaki kişiye odaklanın, göz kontağı kurun ve dikkat dağıtacak şeyleri bir kenara bırakın.
- Sabırlı olun; bir kişinin duygularını açması zaman alabilir.
- Evet ya da hayır gerektiren sorular yerine daha uzun yanıtlar gerektiren sorular sorun. Anladığınızı kontrol edin.
- Karşı tarafı kesmeyin ya da hemen bir çözüm önermeyin. Diğer kişinin hissettiklerine dair kendi düşüncelerinizi öne sürmeyin.
- Profesyonel bir yardım aldıklarından emin olun.
Kriz Anlarında Daha Çok Görülüyor
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2016 verilerine göre, erkeklerde intihar oranı daha yüksektir. Her 100 bin erkekten 13,5’i, her 100 bin kadından ise 7,7’si dünya genelinde intihar ediyor. Türkiye’de de benzer bir tablo söz konusu; erkeklerde intihar oranı her 100 bin kişide 11,3, kadınlarda ise 3,2 olarak kaydedilmiştir. İntihar, depresyon ve alkol kullanımı gibi akıl sağlığı ile ilişkili sorunlarla bağlantılı görünse de, birçok intihar vakasının stres, mali sıkıntılar, ayrılıklar ya da kronik hastalıklar gibi kriz dönemlerinde meydana geldiği gözlemlenmiştir. Kırsal alanlarda intihar oranlarının yüksek olduğu, ayrıca toplumda ayrımcılığa uğrayan grupların -mülteciler, göçmenler, LGBTİ bireyler ve mahkumlar gibi- bu duruma daha yatkın olduğu bilinmektedir. WHO’ya göre, çatışma bölgelerinde yaşayan, felaketler, şiddet, taciz ve kayıplarla karşılaşan bireyler de yüksek risk altında olan gruplar arasındadır.
Toplum Ne Yapabilir?
Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, intiharların önlenmesi için hükümetlere önemli görevler düşmektedir:
- Tabuları yıkmak ve konuyla ilgili açık bir şekilde konuşmak.
- Gençlerin yaşadığı stres kaynaklarıyla başa çıkabilmesi için okullarda eğitimler vermek.
- Sağlık çalışanlarının intihara meyilli davranışları tanımlayabilmesi ve müdahale edebilmesi için eğitim almak.
- Risk altında olan bireyleri belirleyerek uzun süreli iletişim kurmak.
- Ölümcül araçlara erişimi sınırlamak.
Konuşarak Önyargıları Kırın
Akıl sağlığı organizasyonları, intihar hakkında konuşmanın bu olguyu çevreleyen önyargıları kırmak için çaba gösteriyor. Avustralya’nın eski başbakanı Julia Gillard’ın liderliğindeki Beyond Blue organizasyonu, intihar hakkında konuşmanın, intihar düşünceleri olan bireylere umut verebileceğini savunuyor. Organizasyonun 3 bin Avustralyalı ile yaptığı araştırmaya göre, katılımcıların %30’u, biriyle intihar hakkında konuşmanın yanlış anlamalara yol açabileceğini düşünüyor. Ayrıca, katılımcıların yarısından fazlası, intihar düşünceleri olanlara yalnızca profesyonellerin yardım edebileceğine inanıyor. Gillard, “Tehlike altında olan birine destek olmak için sağlık uzmanı olmanıza gerek yok. Sadece bu konuşmayı yapmaya istekli olmalısınız.” ifadelerini kullanıyor. Carrington ise, profesyonel yardımın yalnızca ilaç ve terapi erişimi sağlamakla kalmayıp, intihar hakkında açık bir şekilde konuşmanın önyargılı olmadığınızı gösterdiğini belirtiyor. Bu yaklaşım, kısa vadede karşınızdaki kişinin güvende olmasını sağlamaya yardımcı olacaktır: “Belki, ‘Yo, benim aklımda böyle bir şey yoktu’ diyerek durumu kapatabilirler. Ancak birçok kişi için, kötü hissettiklerinde bu düşünce kafalarının arkasında kalabilir.”
Bugün Hakkında Konuşun
Carrington, kaygılandığınız bir kişiye “bugün nasıl hissettiğini” sormanın faydalı olacağını ifade ediyor; “bugün” kelimesine vurgu yaparak, kişinin büyük bir soruyla karşılaşmaktan kaçınmasına yardımcı olabilirsiniz. İntihar düşüncesi olan bir bireyin, bu konuyu ifade etmesi için birkaç kez konuşmanız gerekebilir, önemli olan güven tesis ederek yargılanmayacaklarını hissettirmektir.